menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Que vadis (gidiş nereye) güzel ülkem…

22 3
26.07.2025

Diğer

26 Temmuz 2025

Son dönemde, hükümet eden Cumhur İttifakı yöneticilerinin Barış Süreci, başta Öcalan olmak üzere Kürtleri temsil ettiklerini söyleyen ve çoğunlukla kabul gören kişilerin Demokratik Toplum Çağrısı dedikleri süreci hayret ile izliyorum...

Yetkili yetkisiz, bilir bilmez herkes Türkiye Cumhuriyeti’nin nasıl “tekrar” kurulacağı konusunda ahkam kesiyor…

Bir tek devleti “tek başına” temsil eden Cumhurbaşkanı dinliyor. Arada bir birkaç söz ediyor, ancak onu destekleyen gazete ve TV istasyonları aslında onun ne demek istediğini anlatıyorlar. Ama o, bu sözleri de ne onaylıyor ne reddediyor.

Eski Başbakan DavutoğluŞunu herkes kavramalıdır ki 'ümmet' vurgusu, bu coğrafyada, mayasında İslam’ın olduğu mezhep, etnisite ve dini inanç ayrımını gözetmeyen çoğulcu bir birlikteliği temsil etmektedir" dedi.

Devam ediyor, “Bakın Avrupa’ya daha önceleri birbirlerini boğazlayan milletler, devletler birleşiyor. Bizim neyimiz eksik?” diye soruyor; Yani Orta Doğu Müslümanları (hatta tüm Müslümanlar!) eskiden olduğu gibi Türklerin “ağabeylik” ettiği bir beraberlik kursun istiyor.

Eski muhalif, yeni destekçi partinin başkanı ise daha da “manasız” bir çözüm tavsiye ediyor. Cumhurbaşkanı yardımcısının biri Kürt, diğeri Alevi olmalıymış!

Anlamadığım daha önemli konu ise, Meclis’te kurulmakta olan “Barış ve Demokratik Toplum Süreci Meclis Komisyonu”nun ne iş yapacağı. Başta Cumhurbaşkanı, hükümette etkili ve yetkili herkes, “PKK hiçbir şey istemiyor; önemli olan kardeşlik” demedi mi? Acaba ben yanlış mı anladım?

Tüfekleri yaktılar, bitmedi mi? Hani bir istekleri yoktu…

Komisyon bu durumda ne iş yapacak acaba?

Esasen Türkler (Turkic Peoples; yani toplamda 35 farklı lisandan oluşan Türkçe ve benzer lisanlar konuşan insanlar), her gittikleri yerde yerleşik bulunan farklı etnisite ve dini inanca bağlı insan gurupları ile birlikte bu güne kadar 16 devlet kurmuş bir insan gurubu değil, bir “kültürdür.”

Türk toplumlarını teşkil eden “Amerind-Beyaz Irk” melezi Türk’ler, tarih sahnesinde iki kol olarak Orta Asya’da, Aral Gölü ve Tanrı Dağları’ndan çıkmış, 4 bin yıl önce ÖTÜKEN’de birleşerek yeni bir toplum oluşturmuşlar ve kendilerine “Türk” demeye başlamışlar.

Mitolojik bölge/şehir ÖTÜKEN’in bugün Moğolistan’ın başkenti Ulan Bator’un kuzeyindeki ULAAN ÜDE şehri olduğu düşünülmektedir.

Ulaan Üde ilk başkenti olan Türklerin, son başkenti Ankara’dır.

Ankara ile Ulaan Üde arası (bugünkü modern karayolu sistemi ile) 8 bin kilometreden fazladır.

Bu mesafe, 2 bin yılda yolda rastlanan ve beraber yaşanan tüm diğer etnisiteler ile karışa karışa geçilmiş ve bu günkü “Türk”ün büyük büyük ataları oluşmuştur.

Benim mesela “Sünni Türkler” ile etnik veya dini bir beraberliğim yok. Annem Boşnak, babam Çerkes. Sünni değilim, dinim İslam’ın KURANÎ tarikatı. Acaba bende Cumhurbaşkanı yardımcılarından biri olmalı mıyım? Malum eğer........

© T24