menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Bolu, Muğla belediyeleri, soruşturma…

16 5
01.02.2025

Diğer

01 Şubat 2025

İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanı çeşitli konular hakkında konuşuyor;

- Bir siyasi partinin kapatılmasını hukuki ve demokratik bulmuyorum

-Bir belediye başkanının görevden alınmasını uygun bulmuyorum

- Laiklik, devletin dinî düşünce ve ideolojiye eşit uzaklıkta olmasıdır.

- Halkın iradesi ile seçilip gelen her insan TBMM için makbuldür. Taban demokrasisinde halkın seçimine katlanmak vardır.

- Bir partiyi kapatmak sadece halkın yetkisindedir.

- Demokrasi, bir şahsın düşündüklerinin tahakkuku için değil, insanların mutluluğu için bir araçtır. Bütün sistemler bunun için birer araçtır.

- Yargının bağımsız olduğuna inanmıyorum; bunu sağlayacak şartlar ülkemizde sağlanamamıştır ve yargı da bunun farkındadır…

- Yargının üzerine siyaset gölgesi düştüğünü içeri atılan düşünce ve siyaset adamlarından, aydınlardan ve gazetecilerden dolayı zaten biliyoruz...

Bunları söyleyen başkanı hapse attılar. Şimdi bir başka İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanını da hapse atmağa çalışıyorlar.

Ancak epeyce farklı sebepler ile!

Önceki başkanın mensup olduğu parti, 2004 yerel seçiminde oyların yüzde 42’sini almıştı. Zaten 2002 seçimlerinde de iktidar olmuştu.

2024’te başkanın partisi AKP, En son oylamada, daha evvel aldığı en yüksek oy sayısından 4 milyon oy eksik alınca, öteki başkanın partisi CHP ülkenin en büyük partisi oldu.

Daha önce İBB Başkanı olan AKP Başkanı bu defa cumhurbaşkanı olmuştu ve tek başına kanun kuvvetinde kararname çıkartma yetkisi edinmişti.

Bu yetkiyi kullanarak, CHP Belediyelerinin yetki ve bütçelerini kısıtlayarak, onları vatandaş gözünde “başarısız” yapmağa gayret göstermeye başladı.

Bu kalemden olarak Bolu yangınında CHP’li Bolu Belediyesi’ni suçladılar; ancak anlaşıldı ki Bolu Belediyesi’nin elinden özellikle turizm tesislerinin denetimi ve devlet ile olan sair ilişkileri, Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile elinden alınmış.

Tüm yetki Kültür ve Turizm Bakanlığı’na verilmiş. Ancak, Turizm Bakanı, sadece turizm tesisine patronluk yapmayı biliyor. Dünyadaki tüm kapital sahipleri gibi, harcamayı değil, kâr etmeyi istiyor. “Otelde yangın çıkarsa şu kadar insan ölebilir; bunu önlememiz, ancak önlenemiyorsa, oteli kapatmamız gerekir” diye bir “devlet refleksi” yok.

Açıkça ifade ediyor “Bakanlığın denetim kabiliyeti yok” diyor.

Kararname 2021’de çıkmış. Yani üç yıldır ülkede turizm için gelen yerli yabancı herkesin canı Allah’a emanet…

Eğer bu sözleri........

© T24