menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Sınav yapmanın tarihi

18 4
27.07.2025

Diğer

T24 Haftalık Yazarı

27 Temmuz 2025

Yaklaşık 2000 yıl önce Çin'de, devlet memuru olmak büyük bir prestij meselesiymiş; iktidara yakın çalışmak herkesin hayaliymiş. Hanedanın emrinde maaşlı olarak çalışmanın kişiye, ailesine hatta arkadaşlarına prestij kazandırması bir yana iktidara yakın olmak aynı zamanda hükümet sözleşmelerinin getirebileceği servete erişim sağlayan bir yola girmekmiş.

Bu büyük ayrıcalıktan faydalanmanın ve devlet memurlarından oluşan seçkin birlikteliğe girerek kraliyet sarayında bir yer edinmenin yolu olarak MS 85 yılında Han İmparatoru Zhang tarafından sınav fikri ortaya atılmış; bilgili ve eğitimli kişileri devlet yönetimine almak adına Konfüçyüs’ü kavrayanlardan oluşan yıllık bir memur kotası konmuş.

Günümüz Türkiye’sine örnek olacak bu sınav sürecinde kimi tanıdığınız değil, ne bildiğiniz önemliymiş; memur olabilmek için İmparatorun gözetiminde tasarlanan sınavları geçmek şartmış.

Sonraki yıllarda “imparatorluk sınavı” ya da “keju sınavı” olarak adlandırılan bu resmi sınav sistemin temel amacı, hükümetteki belirli işler için adayları liyakata dayalı olarak tüm vatandaşlar arasından seçmek olmuş.

İmparatorluk sınavı MS 605 yılında Sui Hanedanlığı döneminde geliştirilmiş; pratik uygulamadan uzak, ezbere dayalı ve dar kapsamlı Konfüçyüs klasiklerinden oluşan metinlere yenileri eklenmiş.

Sınava katılacak olanlar felsefe, şiir, matematik gibi 8 ayrı alanda çalışmışlar; ortalama 20 ila 30 yıllarını klasikleri ezberleyerek geçirmişler. Adaylar rastgele bambu şeritleri çekiyor, “shece” veya “kurye şeridi” adı verilen bu işlemde şansına çıkan bambu üzerine yazılmış sınav sorusunu cevaplamaya çalışıyormuş.

Çin’de yapılan bu tarz sınavlar, temel fikirlerin anlaşılması ve klasik anlayışların çağdaş sorunlara uygulanabilmesi vurgusuyla tam 1300 yıl boyunca sürmüş; 1905 yılında hüküm süren Qing Hanedanlığı döneminde kaldırılmış.

İlk Çağ'da Hindistan'da uygulanan sınav şekli bugünkü anlamda merkezi ve yazılı şekilde olmasa da “gurukul” olarak adlandırılmış, geleneksel bir şekilde evrilmiş. Sınav öncesinde yaşanan ciddi eğitim süreci sonraki yıllara örnek olmuş; çok uzun yıllar sonra kurulacak Hint Üniversitelerinde bu sınav sistemi kullanılmış.

Gurukul sisteminde “shishya” olarak anılan öğrencilerin “guru” tanımlı bir öğretmeni olmuş; öğrenci gurusunun evinde yaşayıp eğitim almış, bilgi aktarımı günlük yaşamda aralıksız devam etmiş. Böylece öğrencinin değerlendirilmesi beraber yaşanan ortamda sürekli gözleme dayanmış; öğrencinin bilgisi yanında davranışları da dikkate alınmış.

Hint sınavları genellikle sözlü olarak yapılmış; öğrencinin bilgi ve öğrenme düzeyi gözlemle anlaşılmaya çalışılmış. Sınavı yapanlar sorulan konuda öğrencinin bilgi düzeyini değerlendirirken pratik uygulamalarla bilgi ve yeteneklerini de test etmiş; kutsal metinlere, vedik inanışa, dil, müzik, savaş sanatlarına olan yakınlık ölçülmüş.

MS 5. yüzyılda popüler olan Nalanda ve Takshashila okullarında sistematik eğitim verilmiş; bu okullarda yapılan sınavlar mülakat, tartışma ve sözlü savunma şeklinde yapılmış. Öğrenciler derslerde öğrendiklerini felsefi ve mantıksal tartışmalarla savunmak zorundaymış; anca yeterli görülenler mezun oluyormuş.

İlk Çağ Hint sınavlarında etkili olan brahmanik eğitimde kutsal metinlerden oluşan veda’ları ezberlemek, yorumlamak ve günlük hayata aktarabilmek önemliymiş. Ezber gücü ile doğru telaffuz değerlendirilirken, öğrencinin metinleri doğru bir şekilde aktarabilmesi başlı başına sınav sonuçlarını etkilemiş.

Antik Yunan'da, sınavlar diyalog yoluyla sorgulama şeklinde yapılmış; sözlü imtihanlarda sınava katılanların felsefi anlayışı ve temel içgörüsü belirlenmeye çalışılmış.

Sokrates’in kurduğu “sokratik yöntem” olarak adlandırılan sınav sisteminde öğrencilere doğrudan bilgi verilmez, sorgulamalar onları düşünmeye zorlar; mantık yürütme yeteneğini ortaya koymak zorunda bırakırmış.

Öğrenciler, jüri ya da halk önünde konuşmalar yapar, ezberledikleri destanları – şiirleri yüksek sesle okurken ikna gücü, sözün mantıksal yapısı, estetik yönü ve adayın performansı sınav sonucunu etkilermiş.

Özellikle Sparta gibi gelişkin şehirlerde sınavlar fiziksel odaklı olarak da uygulanmış; genç erkekler dayanıklılık, çeviklik, itaat gibi konularda sürekli test edilerek “hayatta kalma becerileri” ölçülmüş.

Antik Roma’da resmi memuriyet sınavları olmamış; sınamalar sınavdan ziyade, kişinin kamu önünde kendini kanıtlama süreci olarak algılanmış.

Eski Yunan’daki sınav sistemini kendine örnek alan Antik Roma İmparatorluğu eğitim verdiği gençleri hitabet alanında sınamış; onların konuşma yeteneklerini geliştirmeye çalışmış. Sınava katılanlar........

© T24