Çerezin tarihi
Diğer
03 Ağustos 2025
Atıştırmalıklar antik çağlardan bu yana her medeniyette kendine yer bulmuş; doyma hissini tetiklemesi yanında ağızda bıraktığı hoş bir tat ile geçirilen güzel anlara eşlik etmiş.
Bazı yemek tarihçileri atıştırmalık kültürünün balık ve et gibi küçük çerezlerin yaygın olduğu Rusya'da başlamış olabileceğini söylerken bu geleneğin Çin'de ortaya çıktığını savunanlar da var. Çerezlerin Çin'den yayıldığını düşünenler Kuzey Doğu Asya, Orta Asya Bozkırları üzerinden Rusya'ya İskandinavya’ya, Fransa ve diğer Avrupa ülkelerine gelmiş olmasının mümkün olabileceğini söylüyorlar.
Bir başka görüş de çerezin Mısır, Mezopotamya, İran üzerinden Rusya'ya, Balkan Ülkelerine oradan da İtalya ve Yunanistan’a yayıldığı yönünde!
Kökeni ve yoğun kullanıldığı bölgeler nerede olursa olsun tüm avcı- toplayıcı atalarımızın da yaşamında çerezler olmuş; çerez yerleşik hayata geçilmesi öncesinde de biliniyormuş.
Cilalı Taş Devri olarak bildiğimiz Neolitik Çağ günlük yaşamına dair yapılan kazı çalışmalarında kabuklu-kabuksuz yemişlere, tohumlara ve meyvelere sık rastlanması tarih öncesinde yaşayanların da atıştırmalıklardan zevk aldığını kanıtlamış.
Eski Mısır günlük yaşamında atıştırmalık ve ikramlık olarak sunulan yiyecekler önemli bir yer tutmuş; mezarlarda rastlanan bulgular neticesinde dönemin en önemli çerezlerinden birinin hurma olduğu anlaşılmış. İçine susam tanecikleri konmuş hurmalar soylularla birlikte gömülmüş; firavun mezarlarında hurmalı hamur topları bulunmuş.
Genellikle tatlandırıcı olarak bal kullanan Eski Mısır insanları, bal-hurma ve fındık ezmelerinden yaptıkları karışımı küçük toplar halinde ibadetlerinde tanrılarına sunmuşlar, misafirlerine ikram etmişler.
Fındık ve badem türleri zengin sofralarda yer almış; çam fıstığı, kavrulmuş arpa-buğday-nohut taneleriyle kurutulmuş nilüfer çiçeği tohumu atıştırmalık olarak kullanılmış.
Eski Mısır’da gün ışığına çıkarılan yiyecek kalıntılarında bal-incir-süt ve un izlerine de rastlanmış; bunların karışımından yapılan kurabiyelerin ölünün ardından tapınaklarda hayır sunumu şeklinde dağıtıldığı düşünülmüş. Bulunanlar arasında yer alan şarap tortuları incir, üzüm, nar gibi meyvelerden yapılan alkollü içeceklerin de bu sunumlarda dağıtıldığını akla getirmiş.
O yıllarda yola çıkan seyyahların, tacirlerin, maceraperestlerin yanında atıştırmalıklar varmış; açlık hissini azaltan hem moral hem de enerji veren çerezler bulundukça ceplere dolduruluyormuş. MS 500’lü yıllara tarihlenen Yahudi kutsal metinlerinde gücü arttırmak ve iştah açmak amacıyla ana yemekten önce tatlı çerezler yemek öğütlenmiş.
Mezeyle ilgili günümüze ulaşan ilk yazılı kayıt MÖ 3. yüzyılın başına tarihlenmiş. Kayıtta ana yemeğin masaya geç geldiği durumlarda sofraya aç olarak oturanların küçük porsiyonlardan oluşan atıştırmalıklarla karın doyurmaya çalışırken sabırsız davranması eleştirilmiş.
Eski Yunan’da Atina soylularının meşhur partilerinde ana doyurucu yemeğin geç hazırlandığı anlarda masaya konan salyangoz, deniz kestanesi ve turşu gibi atıştırmalıklar açlığı gidermese de davetlileri aç olarak bekletmemeyi sağlamış. O yıllarda atıştırmalıkların açlığı tetikleyeceği ve sindirim sistemine yardımcı olacağına inanılmış.
Soyluların çok sayıda misafir ağırlanan zengin sofralarında bol miktarda yiyecek hazırlandığı için açık büfede ana yemeğin öncesinde iştah açmak için çoğunlukla tuzlu atıştırmalıklar sunulmuş. Açık büfe tarzı o günlerin dünyasında yeni bir uygulama olduğu için ilk başta büyük ilgi görmemiş; çoğu yeni icat gibi zaman süreci içinde evrilmeye ihtiyaç duymuş.
Antik Yunan’da meze ile keyif yapanlar kıkırdak, taze meyve, şarap, zeytin, balık, denizkestanesi, baharatlı sebzeler ve peynir tepsileri ile tasvir........
© T24
