menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Yüzünü güneşe dönmüş ayçiçekleri, destanlarla dolu topraklar, dalgaların dövdüğü sahiller

20 2
21.07.2024

Diğer

T24 Haftalık Yazarı

21 Temmuz 2024

Geçtiğimiz hafta en son 2017 yılında gittiğim Bozcaada'ya kırdım iki günlük kaçamak rotamı. Arkadaşlık kıvılcımının çocukken Adana'da içimize düştüğü, yıllar içinde aramıza mesafeler girmesine rağmen ilişkimize sahip çıkmaya özen gösterdiğimiz çok sevdiğim bir dostuma duyduğum özlem duygusuydu beni harekete geçiren.

Sevdiğim bir diğer kız arkadaşım da yolculuğumda bana eşik ediyor ve zaten kısa olan zamanımızı iyi değerlendirebilmek için sabahın erken saatlerinde düşüyoruz yollara. Erken kalkan yol alır diye boşuna dememişler. İstikamet Geyikli!

2022 yılının sonlarına doğru hizmete giren Çanakkale Köprüsü'nü kullanacağım için heyecan duyuyorum. Yolculuğumuza eşlik eden hasat edilmiş altın sarısı buğday tarlaları ve yavaştan hasat mevsimi yaklaşan, yüzünü güneşe dönmüş ay çiçeği tarlaları eşliğinde uzun zamandır ziyaret etmediğim Trakya topraklarına göz kırpıyorum.

İstanbul'dan yola çıktıktan yaklaşık üç buçuk saat sonra ihtişamlı Çanakkale Köprüsü'yle buluşuyoruz. İlk dikkatimi çeken heybeti ve kırmızı- beyaz rengi oluyor.

Çanakkale Köprüsü yalnızca yarattığı hisle değil sayılarıyla da bir hayli heybetli.

Köprü ve yolları Çanakkale yönüne seyahat deneyimini çok ferahlatmış ve rahatlatmış. Yeni yollar sürücülere eskisine nazaran çok daha konforlu, güvenli ve süre olarak kısa bir sürüş deneyimi sağlıyor.

Yol boyu benzin istasyonları ve dinlenme tesisleri var. Yolların hafta sonu hareketliliğini bilmiyorum fakat benim hafta içi günlere denk gelen yolculuğumda yol ve tüm tesisler bomboştu. Bu haliyle de yaşadığım deneyimden memnuniyet duymakla birlikte hem yolların pahalılığı hem de bu sebepten kaynaklandığını düşündüğüm boşluğu düşündürücüydü. Bu hâl, böylesi büyük ve maliyetli bir yatırımın gerekliliğini sorgulamama sebep oldu. Yolun bedeli birinci sınıf araçlar için Malkara Giriş Çanakkale Köprüsü 579 TL.

Navigasyonun da tahmin ettiği üzere yola çıktıktan dört buçuk saat sonra bizi Bozcaada'ya taşıyacak olan arabalı vapurların kalktığı Geyikli'ye ulaştık. Geyikli 2000'li yılların başında tanıdığım haliyle duruyor. Buraya en son geldiğim 2017'den bu yana da her şeyi bıraktığım gibi buldum.

Yolda ne kadar duraklama yapacağımızı kestiremediğimden ve yolun yeni halinin sürüş deneyimimi olumlu/olumsuz nasıl etkileyeceğini bilmediğimden Geyikli - Bozcaada feribot biletimi arkadaşlarımın uyarmasına rağmen önceden almadım. Bir yandan da yola çıktığımız 15 Temmuz tarihinin de uzun hafta bir sonu tatilinin son günü olmasına güvendim.

Öğlen 12'ye doğru ulaştığımız Geyikli'de 13.00 feribotuna binmek üzere çok da uzun olmayan araç kuyruğuna girdik. Yıllar önce bu sıcaklarda, uzun yolculuğun ardından kuyruklarda sefil olduğumuz günleri hatırlayıp çok da uzun olamayan araç kuyruğuna şükrettim.

Araba ve iki yolcu için feribota 1.185 TL ödeme yaptık. İskeleye giriş yaptıktan ve iskelede bulunan kafede bir çay içtikten kısa bir süre sonra iki feribotun adaya devamlı gidiş geliş yaptığı feribotlardan birine bindik ve yarım saat içinde Bozcaada'ya geçiş yaptık.

Gişe memurunun da uyarması üzerine arabalı vapura biniş yaptığımız andan itibaren dönüş yolculuğu için GESTAŞ'ın web sitesinden rezervasyon yapmaya çalıştım fakat web sitesi hiç kullanıcı dostu değil. Rezervasyon için ayrı bir başlık açılmamış. Biletiniz olduğu halde bilet alma adımlarından geçip, sistem araç plakanızı tanıdığı için tekrar ücret ödemiyorsunuz.

Web sitesinden bu bilgiye ulaşamadığım için birkaç denemeden sonra bir bilene danışmak üzere rezervasyon uğraşımı bıraktım. Daha sonra GESTAŞ'ı telefonla aradım. Yalnızca online rezervasyon olduğunu belirtip beni web sitesine yönlendirdiler ve yine bir sonuç alamadım. Sonunda kaldığımız otelin resepsiyonunun desteğiyle rezervasyonu tamamladım.

Bozcaada merkezde ada sakinlerinin kayıtlı araçlarının dışındaki araçlara dolaşım hakkı tanınmıyormuş. Adaya giriş yapan araçlar merkezde kalacaklarsa işaret edilen ücretsiz otoparklara yönlendiriliyor.

Merkezde yürürken sokakların temizliğine ve binaların bakımlı haline hayran oldum. Bu hâl burada yaşayanların yaşadıkları yere sahip çıktıkları ve korumak için emek verdikleri duygusunu uyandırdı bende.

Bozcaada'nın iki güne sığdırabildiğim ve tanıdığım kadarıyla beğendiğim mekanlarından bahsedecek olursam;

- Aracımızı park edip Ada'ya adımımızı attığımız an yol yorgunluğumuzu atmak ve bir kahve içmek için ada sokaklarında yaptığımız kısa bir yürüyüşle ulaştığımız, yazar ve kahve danışmanı Cenk Girginol'un önerisiyle gittiğimiz Madam'ın Kahvesi. Burası, şu anda karşısında restorasyon çalışmaları süren eski bir kilise ile olan küçük bir köşe başı kahvesi. Kapısının önünde 4-5 masası ve sandalyeleri var. Türk kahvesinde aromayı pek tercih etmediğimiz halde arkadaşım Nur'la Cenk'in önerisi ve ikramı üzere içtiğimiz portakal, dağ çileği ve vanilya aromalı "Dağ Esintisi" isimli kahveye bayıldık. Kahvenin yanında ikram edilen, ağıza atıldığı an dağılan, lezzetli, küçük un kurabiyelerine daha da bayıldık. Kahve çeşitleri de kurabiyeler de paketler halinde de satışta. Biz de dayanamayıp kurabiyeden hemen bir paket aldık.

- İlk akşam, Ada'da yaşayan arkadaşımın önerisi........

© T24


Get it on Google Play