menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Hevesin büyütecinde hayat

22 0
31.08.2025

Diğer

T24 Haftalık Yazarı

31 Ağustos 2025

‘’Bir kum tanesinde dünyayı görmek,
Ve vahşi bir çiçeğin içinde cenneti,
Sınırsızlığı avucunun içinde tutmak
Ve sonsuzluğu bir saatin içinde.’’

İngiliz şair ve ressam William Blake’in yukarıdaki dizeleri yaşamın sınırsızlığına duyulan heyecanı ve hevesi nasıl da güzel ifade ediyor.

Heves, bir şeyi yapmaya duyulan içten istek, yönelme ve heyecandır. İnsanın merakından, ilgisinden ve yaşam enerjisinden beslenir. Heves, bir işi denemeye, yeni bir şeye başlamaya veya bir hayali gerçekleştirmeye iten içsel kıvılcımdır.

Doğayla bağlantıda olduğumuz her an yaşama hevesimizi ve heyecanımızı ateşliyor aslında. Eğer görmeyi seçersek doğa her haliyle bu ateşi canlı kılacak mucizeler sunuyor bizlere; bazen bir gün doğumuyla bazen bir gün batımıyla, bir çiçekle, güneşle, ayla, ışığın deniz üzerindeki dansıyla, rüzgarda salınan yaprakların müziğiyle, bir kayayla, bir bitkiyle, bir kelebekle…

Hayatın, olağan akışının içinde bizlere sunduğu bu basit hediyeleri görmeyi seçtikçe Blake’in dizelerinde de bahsettiği gibi çok da uzağa gitmeden bir kum tanesinde dünyayı, bir çiçeğin içinde cenneti görmeye ve sınırsızlığı avuçlarımızın içinde tutabilmeye başlıyoruz.

Hayatı, yeni öğrenen bir çocuğun merakı, hevesi ve ilgisiyle keşfetmeyi seçtikçe, hayatın özünde var olan zenginlik bir büyüteç tutmuşçasına gözlerimizin önünde çoğalıyor.

Yukarıda paylaştığım hevesle hayata tuttuğum büyütecim beni bu hafta yeni alanlarla buluşturdu.

Daha önce de birçok yazımda altını çizdiğim gibi; modern hayat, hızı ve bitmek bilmeyen uyaranlarıyla dikkatimizi sürekli bir yerlere çekiyor.

Bu koşuşturmaca içinde eğer kendimizi yeterince tanımıyorsak, dikkatimizi farkındalıkla yönetemiyor ve algımızı her an yağmakta olan bilgi bombardımanından koruyamıyorsak beraberinde dünyaya geldiğimiz yaşam ahengimiz zarar görüyor.

Dengesi bozulan yaşam ahengimizi yeniden düzenlemek için kaynağını kadim öğretilerden alan pek çok yöntem bulunuyor. Ses terapisi de bu yöntemlerden biri.

Müziğin ve ritmin bir şifa yöntemi olarak kullanımı, kültürleri, etnik grupları ve dünyanın farklı bölgelerini aşan uzun bir tarihe sahip. Sesin ve müziğin insanlarda yatıştırıcı bir tepki uyandırma ve onları harekete geçirme gücüne dair referanslara birlerce yıl önce hüküm süren medeniyetlerde rastlanmaktadır.

Daha önce bir kaç yazımda ‘Ses Banyosu Meditasyonu’ ile ilgili deneyimlerim üzerine yazmıştım. Kısa süre önce tanıştığım, ‘sound healing’ üzerine çalışan arkadaşım Sıdıka Bilen’in nazik daveti üzerine kendisiyle bir Acutonics Sound Healing seansına katıldım.

Benim de ilk defa karşılaştığım bir ‘sound healing’ yöntemi olan Acoutonics, Doğu tıbbının prensipleriyle ses terapisini birleştiren bütünsel bir şifa yöntemi.

Temelinde akupunktur meridyenleri, çakra sistemi........

© T24