menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

İklim değişikliği yangınları artırıyor: ‘‘Bütüncül yangın yönetimine geçmeliyiz’’

11 3
11.01.2025

Diğer

11 Ocak 2025

Doç. Dr. Okan Ürker

Kaliforniya’nın Los Angeles vilayetinde devam eden ve tarihin en yıkıcısı olarak tarif edilen yangınlarda beş kişi yaşamını yitirdi, aralarında evlerin de bulunduğu iki binden fazla bina ise tamamen yandı veya hasar gördü. Bölgede yaşayan yaklaşık 130 bin kişi tahliye ediliyor.

Palisades Yangını, Malibu ve Santa Monica şehirleri arasında, Belgrad Ormanları’ndan 1,3 kat daha büyük bir alanda hızlı yayıldı. Salı günü akşam saatlerinde çıkan Eaton Yangını’nda ise New York’taki Central Park’ın yaklaşık 12 katı büyüklüğünde bir alan yandı; üç kişi hayatını kaybetti. Ardından çarşamba akşamüstü, Hollywood Tepesi’nde Sunset Yangını başladı. Yangınların sebep olduğu ekonomik hasar, en az 50 milyar dolar olarak tahmin ediliyor.

Devam eden yangınlarla ilgili görüşlerine başvurduğumuz, Oregon Eyalet Üniversitesi’nde misafir öğretim üyesi olarak görev yapan ve yangın yönetimi alanında uzmanlaşan Doç. Dr. Okan Ürker, iklim değişikliği nedeniyle, özellikle Akdeniz tipi ekosistemlere sahip yangın coğrafyalarında, yangınların sayısının ve şiddetinin arttığını belirtiyor. Kaliforniya gibi birçok eyalette, katastrofik yangınların ‘‘yeni normal’’ haline geldiğini aktaran Ürker, agresif yangın söndürmeye dayalı yangın yönetiminin yetersiz kaldığına ve hatta ters etki yaptığına dikkat çekiyor.

‘‘Şu an kış döneminde gerçekleşen yangınların yıkıcı hale dönüşmesinin en büyük nedenlerinden biri, 2024 yılı boyunca Kaliforniya’da yakıt yükü tedbirlerine gerekli bütçenin ayrılmamış olması,’’ diyen Ürker, Kaliforniya’nın yangınla mücadeleden sorumlu birimi CalFire’ın bütçesinin 10 yılda 1,7 milyar dolardan 3,7 milyar dolara çıktığına dikkat çekiyor.

‘‘CalFire halihazırda yangınla mücadeleye neredeyse sınırsız kaynak ayırıyor. Ne var ki bu kaynağı baskın olarak yangını söndürmeye ayırıyor. Bu nedenle de yakıt yükü her geçen gün artıyor ve sorun daha girift bir hâl alıyor,’’ diyen Ürker, yangının bütüncül yönetimine doğru bir dönüşüm gerektiğini vurguluyor.

‘‘Mevcut kaynaklar bir an evvel yakıt yükü azaltma politika ve araçlarına aktarılmadığı takdirde, dünyanın en büyük barajını veya en güçlü yangın söndürme aracını da inşa etseniz, başarısız olmanız kaçınılmaz.’’

Şu anda Oregon Eyalet Üniversitesinde Misafir Öğretim Üyesi olarak görev yapan, Çankırı Karatekin Üniversitesi Çevre Sağlığı Programı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Okan Ürkerin Kaliforniyada devam eden yangınlarla ilgili değerlendirmelerini aşağıda paylaşıyoruz:

‘Yangınlar, doğada milyonlarca yıllık süreçte yangına adapte olmuş ekosistemler için hayatı bir ihtiyaç iken, yangını pek fazla deneyimlememiş ekosistemler için yıkıcı olabiliyor. Ancak son yıllarda, yangına uyum sağlamış ekosistemlerde de yangın rejimlerinde şiddetlenme eğilimi var. İklim değişimi ile insan faktörünün kümülatif etkisinin bir sonucu olan bu değişim; habitat mozaiklerini ortadan kaldırıyor, meşcere çeşitliliğini azaltıyor, toprak tohum bankaları ve sürgün verme gibi yenileme stratejilerini sekteye uğratıyor.

Ülkemiz gibi Kaliforniya da Akdeniz tipi ekosistemlere sahip. Bunlar gibi birçok yangın coğrafyasında yangınlar, küresel iklim değişikliğinin yarattığı trendler nedeniyle, hem sayıca hem de şiddet bakımından artış eğilimi gösteriyor. Doğadaki canlı ve cansız varlıkların uyum kapasitelerini sekteye uğratan bu yeni durum, kompleks ve katastrofik sonuçlar doğuruyor.

Şunu da eklemek gerekiyor: Bir yangının başlayabilmesi için oksijen, yakıt ve ısı gerekir. Doğal koşullarda yıldırımlar, ana ısı kaynağı görevini görüyordu. Ancak günümüzde yangınların neredeyse yüzde 90’ı insan kaynaklı çıkıyor. İnsan nüfusunun aşırı artmasının yanı sıra bu nüfusun giderek insan-doğa veya kent-kır ara yüzeylerinde sıkışmaya başlamış olması, yangınların da daha fazla sayıda ve noktada çıkmasına yol açıyor.’’

‘‘Kaliforniya yaklaşık 30 yıldır, ‘mega’ veya ‘giga’ yangınlar olarak bilinen, çok geniş alanlarda etkili olan büyük yangınlar çağına girmiş durumda. Bunun yanı sıra yıl boyunca, yerleşim birimlerinin yakınlarındaki daha küçük alanlarda yaşanan, ancak yıkıcı etkisi çok daha yüksek olan katastrofik yangınlarla da mücadele etmeye başladı.

Örneğin son iki aydır eyaletin güneyindeki Malibu ve Santa Barbara’da, son bir haftadır ise insan nüfusunun giderek arttığı Santa Ana’da güçlü rüzgarlar sonucu kış yangınları yaşanıyor. Aslında bunlar, normal yangın rejiminin bir parçasıydı ancak insan yerleşimlerini çok hızlı tahrip eden bir hâl aldılar.

Yerleşim yerlerine büyük zarar veren katastrofik yangınlar; Kaliforniya, Oregon, Washington, Idaho, Montano ve Colorado gibi birçok eyalette yeni normal haline gelmeye başladı. Yangınların yaşandığı şehirlerin altyapıları, çok kısa sürede çöküyor. Önce elektrik şebekesi etkileniyor, ardından su hatları kontamine oluyor. Evlerdeki isale hatları da sıcaklıklar 300- 400°C’ye ulaştığında çok çabuk hasar görebiliyor - ki bu tarz yangınlarda sıcaklıklar binlerce dereceye ulaşıyor.

Eğer........

© T24