menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Bir siyasetçinin “eşi” olmak

13 1
30.03.2025

Diğer

T24 Haftalık Yazarı

30 Mart 2025

Cinsiyetçi şiddete ve itibarsızlaşmaya maruz kalmak erkek siyasetçilerin eşlerinin, annelerinin, kızlarının kaderi mi? Yoksa bahsedilen “Aile yılı”nda, üstüne titrenen ahlâkta kadına yer yok mu?

Dilek İmamoğlu hakkında yapılan yalan haberler, kullanılan cinsiyetçi dil ve sosyal medyada dolaşan aşağılayıcı yorumlar kabul edilemez. Bir kadına yönelen bu sistematik sözlü ve psikolojik şiddet yalnızca bireyi değil, tüm toplumu ilgilendirir.

Ekrem İmamoğlu’nun Belediye Başkanlığı’na aday olduğu günden bu yana maruz kaldığı sistematik itibarsızlaştırma çabaları, ilk günden itibaren Dilek İmamoğlu’nu da hedef haline getirdi. 26 Mart 2025’te The Economist dergisine yazdığı yazıda da buna değindi:

“Eşi ve adalet mücadelesinde yoldaşı olarak, her türlü karalama kampanyasında, her türlü uydurma davada ve her türlü kaba karakter suikastı girişiminde Ekrem'in yanında dimdik durdum.” (Yazının orijinali burada, Türkçe çevirisi ise burada)

Gerçekten de Dilek İmamoğlu, Ekrem İmamoğlu’nun “yanında” ve dimdikti her zaman. Alıştığımız neredeyse tüm siyasi çiftlerden, ataerkil güç hiyerarşisine dayalı “çift” temsillerinden çok farklı bir çift İmamoğlu çifti. Görmeye alıştığımız siyasal imajlarda “eş” çoğunlukla bir adım geride durur. Prens Phillip bile Kraliçe Elizabeth’in gölgesinde, yarım adım gerisindeydi hep. Türkiye’de ise iktidar eşleri sıklıkla iki adım geride, her sözü başı ile onaylayan, sessiz, sadece “hayır işleri yapan” figürler olarak konumlandırılır. İktidarın can dostu, biricik idolü, kendine eşdeğer gördüğü ve politikalarını sertleştirirken güç aldığı Donald Trump’ın dekoratif eşi Ivana Trump ise son derece mesafeli duruşuyla biliniyor mesela. Oysa İmamoğlu çifti, alışılmış kalıpları bozuyor. Birbirlerinin önüne geçmeden, sahnenin tam ortasında eşit bir duruş sergiliyorlar. Gerçek bir dayanışma. Gerçek bir ortaklık. Elele, yan yana. Adeta bir #relationshipgoals örneği.

Siyasi süreç boyunca, Dilek İmamoğlu da kendi bağımsız kimliği göz ardı edilerek iktidarın, trollerin ve yandaş medyanın radarına alındı. Oysa kamuya açık bir kimliğe sahip olmak, kimseyi hakaret ve aşağılamaya açık hale getirmez. Bu tür saldırılar ifade özgürlüğü değil, açıkça cinsiyetçi şiddettir.

Dilek İmamoğlu, eşinin siyasi kimliği üzerinden hedef alınan ilk kadın değil tabii ki… Başak Demirtaş’a yıllardır benzer biçimde yöneltilen saldırıları da unutmadık. İktidar partisi mensuplarının eşleri de, anneleri de, kızları da zaman zaman politik söylemlerin hedefi oldu. Ancak bu........

© T24