Trump yüzünden ortalık toz duman
Diğer
21 Şubat 2025
Donald Trump, Washington’da yeniden iktidara geleli beri hem ülkesi ABD’nin içinde hem de uluslararası sahada yaptıklarıyla ortalığı toza dumana boğmaya devam ediyor. Son bir haftadır Trump yönetimi temsilcilerinin Avrupa’da yaptıkları açıklamalar tozun yoğunluğunu iyice artırdı. Kalkan tozun yatışıp nelere mâl olduğunu anlamamız zaman alacak. Ama şu kesin, Amerika ve Avrupa arasındaki belirgin çatlak giderek büyüyor.
Filmi baştan alıp neler olduğuna bakalım. Önce ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth, NATO Savunma Bakanları toplantısı nedeniyle Brüksel’de sahne aldı. Trump gibi eski bir TV yıldızı olan Hegseth burada Ukrayna’nın 2014’den önceki resmî sınırlarına dönme arzusunun gerçekçi olmadığını öne sürdü. 2014’te Kırım, Rusya tarafından ilhak edilmişti. Ayrıca Rusya’yla varılacak mutabakatta Ukrayna’nın NATO’ya üye yapılmayacağının yer alması gerektiğini söyledi. Bunlar belki birçok kişinin kafasının arkasında yer alan hususlar ama hem ABD’nin hem de NATO’nun krizin başından beri savundukları resmî tutum böyle değil. Resmî tutum, Rusya’nın işgal ettiği tüm Ukrayna topraklarından çekilmesi ve NATO’nun “açık kapı” politikasının ilke olarak üyelik başvurusunda bulunan tüm ülkeler bakımından geçerli olmasıdır. Bu politika (açık kapı) Rusya’nın saldırganlığı nedeniyle şu an Ukrayna bakımından uygulanamasa da İttifak'a kimin üye kabul edilip edilmeyeceğine Rusya değil, sadece NATO üyeleri konsensusla karar verebilir.
Pete Hegseth’in Trump tarafından da desteklenen NATO Savunma Bakanları toplantısındaki sözleri Kiev ve Avrupa başkentlerinde şok etkisi yaratırken, Moskova’da büyük bir memnuniyetle karşılandı. Hegseth’in ağzından Trump, sadece Ukrayna’ya değil, NATO dayanışmasına ve Avrupalı müttefiklere değer vermediğini ortaya koymuş oldu. Hegseth aynı zamanda diplomatik müzakere tekniği bakımından da vahim bir gaf işledi. Müzakerelerde çok önemli bir taviz almadan karşı tarafa pozisyonunuzu açıklamanız büyük bir gaf sayılır. Hele henüz masaya oturmadan bu hata yapılmışsa, bunun adı teslimiyettir ve affedilmez. Bu yüzden Hegseth, daha sonra yaptığı gafı bir ölçüde tevil etmeye çalışsa da benim gibi notu bol bir hocadan bile sıfırı çekti.
"Bütün bunlar olup biterken bizim Savunma Bakanı'mız neredeydi?" derseniz Malezya, Endonezya ve Pakistan’da Sayın Cumhurbaşkanı’na refakaten resmî gezideydi. Eski Türkiye’de Cumhurbaşkanları çok önemli görevleri olmadıkça bakanları beraberlerinde dış gezilere götürmezlerdi. Yeni Türkiye’de işler farklı oluyor. Hegseth’in ilk kez NATO’da arz-ı endam edeceği ve Ukrayna konusunun konuşulacağı bilindiği halde bizim önceliklerimiz arasında Karadeniz komşumuz Ukrayna’da süren savaş, bunun Avrupa’daki etkileri, NATO dayanışması ve Hegseth’le temas kurmak yokmuş anlaşılan. Artık önceliğimiz Orta Doğu ve İslam coğrafyası. Bakan'ın yokluğunda toplantıya öğrenebildiğimiz kadarıyla NATO Daimi Temsilcisi katılmış. Sonuçta o da atanmış bürokrat.
Hegseth’in ilk atışlarından sonra sahneyi Putin’le 90 dakika süren uzun bir telefon görüşmesi gerçekleştiren Trump devraldı. Trump’ın seçim kampanyasından beri Putin’le temas içinde olduğu biliniyor. Ama ABD Başkanı sıfatıyla yaptığı bu görüşme, Ukrayna saldırısından bu yana Putin’e uygulanan izolasyonun kırılması anlamına geldiği için özel bir anlam taşıyordu. Trump, Putin için övücü sözler kullandı. Ukrayna’ya bombalar yağmaya devam ederken Putin’in samimi olarak barış istediğini, yakında Putin’le (muhtemelen Riyad’da) yüz yüze görüşeceğini, bunun dışında Putin’i Washington’a davet edeceğini, kendisinin de Moskova’yı ziyaret edeceğini belirtti. Putin, Ukrayna’da işlediği suçlar nedeniyle Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) tarafından hakkında tutuklama kararı bulunan bir zanlı. ABD, UCM’yi tanımadığı için teknik olarak Washington’a seyahat edebilir ama UCM Başsavcısı hakkında ABD’ye seyahat yasağı konulmuşken bunu yapabilmesi yaman bir çelişki olacak. Trump’ın Moskova’da Putin’in ayağına gitmesi ise Avrupa liderlerinin ve Biden’ın uyguladıkları ambargonun kırılması bakımından çok vahim bir durum olacak.
Ama Trump’ın Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff’un bu görüşmeden kısa süre önce Moskova’yı ziyaret ettiği ve Putin’le görüştüğü anlaşıldı. Trump’ın yakın arkadaşı ve müteahhit Witkoff, Moskova’dan beraberinde Putin tarafından serbest bırakılan Marc Fogel adlı tutuklu bir Amerikalı'yla Washington’a döndü. Ama oraya sadece mahkûm mübadelesi yapmak için gitmemişti. Witkoff’un esas görevi Trump-Putin görüşmesi ve Riyad’da gerçekleşen Amerika-Rusya görüşmeleri için zemin hazırlamaktı. Putin uyuşturucu taşıyan bir Amerikalı'yı serbest bıraktı, karşılığında bir Rus kripto para suçlusunu aldı. Bu tür işlerde Putin hep kazançlı çıkan taraf oluyor.
Trump’ın Ukrayna savaşını sona erdirmek üzere Rusya ile doğrudan görüşme yapılacağına dair açıklamaları bu gelişmelerden dışlanan Ukrayna’da ve Avrupalı müttefikler arasında bomba etkisi yaptı.........
© T24
