menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

İyimserlik ve kötümserlik üzerine ya da altı ay sonra her şey bitecekse

45 1
29.03.2025

Diğer

29 Mart 2025

Arkadaşım her zamanki gibi içtiği kahveden arta kalanlarda geleceğini arıyor.

“Şurada yüreğim kabarmış, büyük bir sıkıntı var. Ama bak, şuradan bir güneş doğuyor. Herhalde üç vakte kadar kaderim değişecek…”

Aptal aptal bakıyorum fincanın bulaşık öncesi haline ama şimdi içimden geleni söylesem bana kızar. Mecburen rol yapıyorum:

“Gerçekten de o güneş seni kurtaracak gibi. Hatta şu tepenin arkasında sana bir kısmet var sanki…”

Ciddi miyim diye dikkatle yüzüme bakıyor. Kısa bir tahlil sonrası beni hafif ve dostane bir küfürle cezalandırıyor.

Ben konuyu değiştiriyorum:

“Fallarda sadece kişisel ya da ailesel mutluluklar mu görünür? Memleketin hali sığmaz mı bu fincanlara?”

Yüzü buruşuyor.

“Ona da bakıyorum bazen. Orada da üç vakte kadar bir şeyler görünüyor ama çok karışık, hiç net değil…”

* * *

Üç vakte kadar…

Bu sefer gerçekten de üç vakte kadar bir şeyler epeyce değişecek gibi. Ama nereye doğru, orası belli değil.

Bu sefer arkadaşım bana soruyor:

“Sen ne diyorsun? Sonunda tam dibe vurduk, değil mi? Doğrusu ben bundan daha kötüsünü hatırlamıyorum.”

Masadaki hüznü dağıtmak için Rusların çok sevdiği o kısa diyaloğu anlatmaya karar veriyorum.

“Sen iyimserle kötümserin konuşmasını biliyor musun?”

“Yoo…”

“Kötümser demiş ki:

Her şey o kadar kötü ki, bundan kötüsü olmaz.

İyimser hemen itiraz etmiş:

Niye olmasın? Pekâlâ olabilir.”

Deminkinden bir tık daha sıkı bir küfür sallıyor.

* *........

© T24