Uzay ne kadar soğuk?
Diğer
T24 Haftalık Yazarı
24 Mart 2024
Evrenin sıcaklığı nedir diye sorduğumuzda 2,725 K yanıtını alıyoruz.
"Kelvin" sıcaklık ölçeği, çok düşük sıcaklıklar için kullanılıyor. Bu ölçekte 2,725 K, bizim kullandığımız ölçekte -270 ⁰C'ye karşılık geliyor.
Yani evren gerçekten çok soğuk.
Ancak evren doğası gereği homojen değil; hayal sınırlarımızın ötesinde çok geniş ve hayal edilemeyecek kadar farklı nesnelerle dolu.
Bu durumda uzayda homojen bir sıcaklık değeri söz konusu olabilir mi?
Örneğin yıldızlar; her biri birer nükleer füzyon reaktörü ve doğal olarak yıldızlar ve çevreleri uzayın en sıcak bölgeleri.
Öte yandan yıldızlardan uzaklaştıkça yıldızlararası uzayda sıcaklık hızlı bir şekilde düşüyor.
Bunun nedeni yıldızlararası uzayın olağanüstü geniş ve yoğunluğunun çok düşük olması.
Biliyoruz ki ısı, bir sistemdeki parçacıkların enerjisi ile ilintili bir kavram; sıcaklık ise parçacıkların hareket hızının bir ölçüsü olarak tanımlı.
Örneğin, Dünya atmosferinde uzaya doğru çıkarsanız, yükseklik arttıkça daha soğuk hissetmeye başlarsınız. Bunun nedeni yüzeye yakın bölgedeki atmosfer yoğunluğunun üst katmanlara doğru çıkıldıkça azalıyor olmasıdır. Dünya yüzeyinde daha sık olan moleküler çarpışmalar, üst katmanlarda daha az sıklıkta gerçekleşir, dolayısıyla enerji aktarımı azalır ve giderek sıcaklığın düştüğünü hissedersiniz.
En düşük sıcaklık Kelvin ölçeğinde sıfır olarak tanımlıdır ve "mutlak sıfır" olarak bilinir. Mutlak sıfır, ortamdaki tüm parçacıkların birbirine göre tamamen durduğu anı adresler ve bir nesnenin sıcaklığı bu değerin altında olamaz; çünkü bir hareket var değildir.
Her ne kadar boş uzay deniyorsa da uzay, yoğunluğu az olsa da parçacıklarla doludur ve dolayısıyla evrende mutlak sıfır olan bir sıcaklık değeri bulunmaz.
Bugün, evrenin ortalama sıcaklığının, mutlak sıfırın biraz üzerinde 2.725 K dolayında olduğu belirtiliyor. Üstelik sıcak nokta ile soğuk nokta arasındaki fark ise yalnızca 0,000018 K gibi düşük bir değer.
Peki bu sıcaklık değerine nasıl ulaşılmış?
1960'larda iki bilim insanı, tesadüfen bir keşifte bulundular.
Arno Penzias ve Robert Wilson isimli iki araştırmacı, büyük bir radyo teleskopu kullanarak evreni dinliyor ve deneyler yapıyorlardı. Bu sırada açıklayamadıkları sürekli bir arka plan gürültüsü fark ettiler. Gürültü her yönden geliyor ve gece gündüz süreklilik gösteriyordu. Tüm olası etkenleri (yıldızlar, Güneş, Samanyolu ve hatta güvercin pisliği dahil) ortadan kaldırdıktan sonra bile gürültü yoğun olarak devamlılık gösteriyordu.
Bunun her yönden gelen mikrodalga radyasyonu olduğuna karar verdiler. Dahası bu, bir yerlerde bir büyük patlamanın varlığının habercisiydi.
Bu evrenin sesiydi.
O anda bilmiyorlardı ama bu ses, evrenin yaklaşık 13,8 milyar yıl önce belirli........
© T24
visit website