menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Sisli bir yolda karşımıza çıkan karaltı: Yardıma muhtaç olan bir yabancı mı, yoksa biz miyiz?

19 1
01.10.2025

Diğer

01 Ekim 2025

İSTANBUL BİENALİ TARİHİ – VII

Kar fırtınasında önünüzü görmenizin giderek zorlaştığı bir yolda bir anda yolunuza çıkan bir karaltı farkediyorsunuz. Arabanın hızla hareket eden silecekleri arasından dikkatle baktığınızda bu karaltının arabasıyla mahsur kalan bir insan olduğunu anlıyorsunuz.

Yoksa mahsur kalan ve yardım bekleyen bu insan siz misiniz?

15. İstanbul Bienali için hazırlanan “iyi bir komşu korkmadığınız bir yabancı mıdır?” afişindeki sis ve tipiden önü görünmeyen bu yol manzarası, dış dünyanın tekin olmayan belirsizliğine işaret eder. Fotoğraftaki kamera açısı izleyiciyi yoldan geçen bir konuma yerleştirirken ister istemez şu soruyla yüzleştirir: Durup yardım mı etmeliyim? Yoksa görmezden gelip devam mı etmeliyim? Ancak fotoğrafa bakan izleyici, arkası dönük olduğu için yüzü görünmeyen bu figürün yerine kendisini de koyabilir.

Bu durumda yardıma ihtiyaç duyan ve yardım etmesi gereken izleyici iki yönlü açıya yerleşir. Çok katmanlı anlam taşıyan fotoğraftaki bu figür, komşuluğu yalnızca yakınlık değil, karşılıklı sorumluluk, empati ve ortak kırılganlık üzerinden düşündüren evrensel bir imgeye dönüşür.

15. edisyon ülke genelinde tedirginliğin hâkim olduğu koşullarda gerçekleştirildi. Kürt sorununda “Çözüm Süreci”nin rafa kaldırıldığı 2015’te Diyarbakır HDP mitingine yapılan bombalı saldırıyla başlayan tedirginlik, Şanlıurfa Suruç, Ankara Garı, Ankara Kumrular Sokak ve İstanbul İstiklal Caddesi ve Beşiktaş’ta terör eylemleriyle yükselerek devam etti. İstanbul Reina, İzmir adliyesindeki terör olayları, 15 Temmuz 2016’daki başarısız darbe girişimi ve devamında yaşananlar da ülke genelindeki korku ve kaygı atmosferini derinleştirmişti.

Michael Elmgreen ve Ingar Dragset sanatçı ikilisinin üstlendiği 15. İstanbul Bienali, İyi Bir Komşu başlığı altında bireysel ve toplumsal açılardan bir arada yaşamanın koşullarını sorguladı.

Küratörler 2017 yılında gerçekleşen 15. edisyonda kavramsal çerçeveyi kişisel hikayelerle komşuluk teması etrafında şekillendirseler de “komşuluk” işlerin çoğunda toplumsal ve siyasi meseleler üzerinden de görünür oldu. Yan dairede oturan bir komşu kadar dünya haritasındaki coğrafi komşuluklar da çalışmaların odağındaydı. 1995'ten beri birlikte çalışan Elmgreen ve Dragset komşu olarak başladıkları ilginç tanışma hikayelerini de bienal kataloğuna eklediler. Birlikte daha önce 7, 12 ve 13. edisyonlara da sanatçı olarak katılmışlardı.

Mekanlar 15. edisyonun temasına uygun olarak farklı kimliklerin bir arada yaşadığı bölgelerden seçildi. Çoğu birbirine yürüme mesafesinde olan bu mekanlarla, birlikte uyum içinde yaşanabilecek bir mahalle kurgulandı.

İtalyan sanatçı Leander Schönweger, “Ailemiz Kaybetti/Kayboldu” adlı yerleştirmesinde oda tekrarlarından oluşan bir mekân yarattı. İçine girdiğinizde boş odalar birbirine açılıyordu. Özel Galata Rum İlköğretim Okulu’ndaki bu yerleştirmede birbirinin benzeri odalardan ve giderek küçülen kapılardan geçtikçe yolunuzu kaybediyordunuz. Kapılar aynı zamanda başkalarının sesini duymanızı, yardım istemenizi ve insanlarla iletişim halinde olmanızı sağlıyordu. Mekâna bir ses enstalasyonu da yerleştiren sanatçı insanın yaşamına dair kendi kontrolünü kaybettiği durumlarda içine düştüğü çıkmazı ve sosyal etkileşimin önemini vurguluyordu.

Kolombiyalı sanatçı Pedro Goméz-Egaña Domain of Things (Şeylerin Alanı) adlı performans ve enstalasyonunda Vietnam savaşı sırasında toprağı kazarak yeraltında odalar kuran ve orada yaşayan halk üzerinden sığınma, barınma, özgürlük ve kısıtlama gibi kavramların anlamlarını sorguluyordu. Özel Galata Rum İlköğretim Okulunda yer alan yerleştirmesinde raylar ve tekerleklerden oluşan bir yapının üzerinde bir evi temsil eden parçalar yer alıyordu. Performansçılar evin altındaki rayların arasında yatıyor ve hareketleriyle bu yapıyı bozuyordu. En korunaklı yaşam alanını temsil eden evin zemininindeki kayma tekinsizlik yaratırken karanlık ortam da belirsizliği arttırıyordu.

Candeğer Furtun’un seramikten yaptığı bel altı beden temsillerinde cinsel organa dair bir tasvir görmesek de yan yana dizili oturur vaziyette ve iki yana açılmış bacaklar eril imgeleriyle ataerkil düzene maçoluk kültürüne bir göndermede bulunuyordu.

Bienalde quir kimliği konu edinen sanatçılardan Mahmoud Khaled, Mısır’dan gelen hayali eşcinsel isimsiz bir göçmene adadığı bir “müze ev” yarattı. ARK Kültür'deki Meçhul Ağlayan Adam Müze Evi İçin Tasarı (Proposal for a House Museum of an Unknown Crying Man) başlıklı bu enstalasyondaki müze ev, üç kata yayılmış eşyalar, sanat eserleri ve türlü objelerden oluşuyordu.

Mısır’daki ünlü Queen Boat davasında (yüzen bir gey diskosu olarak bilinen Nil Nehri kıyısındaki bir teknede partiye katıldıkları gerekçesiyle 2001’de elli iki kişi tutuklanmıştı) yargılanan ve tutuklanan anonim insanlar için bir tür anıt niteliği taşıyan müze, teknede ağlamakta olan bir adamın elindeki beyaz tişörtüyle yüzünü kapamaya çalıştığı ikonik bir fotoğrafa dayanıyordu.

İyi bir komşu başlığıyla düzenlenen Bienal, mahallelerin ve ev içi yaşantılarının dünyanın her yerinde geçirdiği dönüşümleri tartışmaya açtı. Birlikte yaşamanın biçimleri değişirken, “iyi bir komşu”nun kim olduğu kadar, bizlerin de ne kadar “iyi bir komşu” olabildiği sorusunu gündeme getirdi.

Bu çerçevede Bienal, T24 iş birliğiyle dijital ortamda bir sohbet başlattı. Sergi açılana kadar farklı alanlardan yazarlar, sanatçılar, akademisyenler, mimarlar, psikanalistler ve gazeteciler “iyi bir komşu” üzerine düşüncelerini T24’te........

© T24