Yeni bir dönemin “alanları”, “suçları” ve “suç sayılmayanları”
Diğer
29 Mart 2025
Menajer Ayşe Barım, Gezi eylemlerini organize ederek anayasal düzeni bozmak suçuna iştirak suçundan tutuklandığında, karardaki gerekçeler ilginçti.
Yasalaşmamış “etki ajanlığı” suçu tutanakta açıkça kullanılıyor, orman yangınları konusunda sosyal medyadan çağrı yapılması, Avrupa Komisyonu, AİHM, AB yetkilileriyle görüşülmesi ya da buralara yönelik yine çağrıda bulunulması bu suçun unsurları olarak sayılıyordu. Barım’ın şirketine bağlı sanatçıların, “Gezi’de yönlendirmeyle sokağa çıkmadık” sözleri de ayrı bir suç olarak nitelendirildi.
İmamoğlu operasyonlarından sonra sokak protestoları başlar başlamaz operasyon anlam kazandı… Yandaş gazeteci açıkça ifade ediyordu:
“Bakın, konuşabilen bir tane sanatçı var mı?”
Sonrasında konuşan ya da tepki gösterenlere soruşturma açılmasını da talep ederek.
***
TÜSİAD soruşturmasının gerekçesi de ilginçti.
İki TÜSİAD yöneticisine yurtdışı çıkış yasağı koyan hâkimliğin gerekçesinde, “Bilmediği konuda konuşmak” suçu vardı. Böylece kamuoyu yanılmıştı yargıya göre ve bu da ağır bir suçtu.
Ardından İmamoğlu operasyonun yapıldığı gün gazeteci İsmail Saymaz da yine Gezi olayları gerekçe gösterilerek gözaltına alındı.
Ev hapsi ile serbest bırakılan Saymaz’a yönelik suçlama da “iştirak” suçu…
***
İmamoğlu operasyonlarına yönelik konuşulacak çok başlık var.
Türkiye’de büyük belediyelerle ilgili yolsuzluk suçlamaları yeni değil… İstanbul ve Ankara başta olmak üzere hemen her dönem büyük belediyelerle ilgili yolsuzluk soruşturmaları gündeme geliyor.
2000’li yılların başından itibaren tartışmalı birçok davaya tanıklık ettik.
Eski İBB Başkanı Ali Müfit Gürtuna dönemindeki billboard davası, Erdoğan’ın başkanlık dönemi ve sonrasına ait Akbil davası, İGDAŞ davası…
Ankara’da Gökçek dönemine ilişkin dava ve soruşturmalar.
Bu davalar bazen büyük tartışmalarla, bazen sessiz sedasız sonuçlandı.
Ancak hem “teröre yardım” hem de “suç örgütü liderliği” gibi suçlamalar yeni.
Yaşananlar bu soruşturmanın boyutlarını da aşmış durumda. Sıra iddiaları, yanıtları konuşmaya bile gelmiyor.
***
Yasal olarak kurulmuş bir vakfın daveti üzerine konuşmacı olarak, hiçbir şeyden haberiniz olmadan davet edilir ve giderseniz, tutanaklarda “terörist” diye anılmanız mümkün.
Sorgu tutanaklarında terörden yargılanıp beraat etmiş insanlar için bu yorum yapılıyor…
Alanda gazetecilik yaparken tutuklanmanız mümkün. Sadece ve sadece fotoğraf çekmek suç sayılabiliyor, görüyoruz.
Televizyonların yaşananları göstermesi suç. Haber televizyonlarının yaşananları yansıtması RTÜK’e göre lisans iptali sebebi…
Youtube yayınlarına lisans getirmek, lisans alınmıyorsa erişimi kapatmak yeni dönemin uygulamalarından.
Sosyal medya hesapları gerekçesiz erişime kapatılıyor. “Milli güvenlik” denilip geçiliyor.
ODTÜ’de yaşananlar, İstanbul’dan gelen görüntüler, tutuklanan yüzlerce genç.
İşkence iddiaları Türkiye’de yeni değil.
Gündemden düşmeyen, “münferit” diye karşılanan, üzerine gidilmeyen, güvenlik güçlerinin uygulamalarına müdahale edilirse siyasetin gücünün azalacağına inanılan bir alan........
© T24
