menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

2022’de emniyette yapılan işkenceye dava ve çarpıcı tespit: İşkence yapılmadığını kanıtlama yükümlülüğü devletin

38 12
24.04.2025

Diğer

24 Nisan 2025

Yargı, kulaklarını tıkamış, sadece devletten gelen sesleri duyuyor haftalardır.

İşkence gördüğünü söyleyen gençler yeniden gözaltına alınıyor, işkence yaptığını sosyal medya hesabından sergileyen polisleri teşhir eden bir başka genç bunun üzerine işkence gördüğünü anlattığında Dezenformasyon Merkezi tarafından yalanlanıyor.

Görülmedik bir sistem.

İşkence ile suçlanan emniyetin hiçbir araştırma zahmetine katlanmadan yaptığı açıklamayı esas alarak, Cumhurbaşkanlığı bünyesinde kurulmuş bir yapı, doğrudan yurttaşı “yalancı” ilan ediyor.

Saraçhane başta olmak üzere Türkiye’nin dört bir yanında gözaltına alınan gençlerden yükselen feryatlar asla karşılık bulmuyor.

Cinsel taciz iddiaları, darp, işkence iddiaları soruşturma konusu bile yapılmıyor.

***

Ama elbette nadir de olsa tersine örnekleri görmek de mümkün. Üstelik devlete yükümlülüklerini anımsatan iddianameler ve bunları yazan savcılar da var. Üstelik mahkemenin ilk iddianameyi iade etmesine rağmen, “işkence” iddiasında ısrarcı olarak…

***

Gezi eylemlerinin yıldönümü nedeniyle, 1 Haziran 2022’de İstanbul’da yapılan eylemde gözaltına alınan Berkay Ustabaş, Berkan Bütün, Sedef Özer ve İlayda Aktüre, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şube’ye götürüldü.

İddianamede, burada nezarethaneye konulmayan üç kişinin, ikinci kattaki odaya çıkartıldığı ve burada fikir ve eylem birliği içerisindeki polisler tarafından darp edildikleri kaydedildi.

***

Tanık ve şikayetçi ifadelerine yer verilen iddianamede, bilirkişinin, emniyetin koridorlarında bulunan kamera kayıtlarıyla ilgili raporu özetlendi. Buna göre raporda şöyle denildi:

“Emniyet içerisinde bulunan güvenlik kamera kayıtlarında şahısların polis eşliğinde odaya girdikleri, akabinde 3-4 polis memurunun da odaya girdikleri, kapıyı kapattıkları, kapı önünde avukatların bekledikleri, içeri girmek isteyen avukatların ve polis memurlarının kapıyı açmaya çalıştıkları ancak kapının kilitli olduğu, bir süre sonra kapının açıldığı, içeride polis memurlarının olduğu, bir şahsın yerde yüzüstü yatar halde olduğu, oda içerisinde, ‘insanlık onuru işkenceyi yenecek’ şeklinde slogan atıldığı, kapı önündeki kalabalığın da slogan attıkları, sonrasında kapının açıldığı, dışarıda bekleyen kalabalığın içeriye girmeye çalıştıkları ve polis memurlarının içeriye girişi engellediği…”

***

İddianamede, müştekilerin bilirkişi raporundaki görüntülerden ve temin edilen fotoğraflardan kendilerine yönelik eylemde bulunan polis memurlarını teşhis ettikleri, bu polislerin kimliklerinin saptandığı belirtildi.

İddianamede, şöyle denildi:

“Şüphelilerden A.R.A.’nın nezarethaneye alınmadan önce müştekileri alarak Güvenlik Şube Müdürlüğü katına götürdüğüne, onları ifade alınmayan, şubede görevli bir amirin kullandığı oda içerisine aldığına, daha sonra bu odaya gelen diğer şüpheliler A.C.A., E.D., G.O., H.Ç., S.B.A. ile birlikte fikir ve eylem birliği içerisinde müştekilere elle vurmak, tekme vurmak, ittirmek, diz ile bastırmak, müşteki Berkan’a ters kelepçe takmak, odaya girmek isteyenlere engel olmak suretiyle fikir ve eylem birliği içerisinde müştekileri darp ettiklerine, oda dışında bekleyen avukatların tepkisi ve amirlerinin müdahalesi üzerine bu odadaki eylemlerini sonlandırdıklarına, ancak müştekiler acil çıkış merdiveninden nezarethaneye indirilirken polis S.B.A.’nın kadın şüpheliye tekme atmak, nezarethane katında ve burada bulunan bir oda içerisinde iki şüpheliye vurmak suretiyle eylemlerine devam ettiklerine… müştekilerin yaralandıklarının tespit edildiği…”

***

"Şüphelilerin eylemi öncesinde müştekilerin emniyet müdürlüğünde kontrol altında olmalarının gerek eylemin........

© T24