Yargının araçsallaştırılması
Diğer
01 Aralık 2025
Somut durum nedir? Ne yapmalıdır?
Türkiye Barolar Birliği (TBB) İnsan Hakları Merkezi tarafından düzenlenen “Yargı Erkine İlişkin Güncel Sorunlar: Yargının Araçsallaştırılması” konulu sempozyum 20-21 Kasım 2025 tarihlerinde Ankara’da yapıldı.
TBB Başkanı Av. R. Erinç Sağkan Sempozyumun açış konuşmasında; “ülkemizin hukuk düzenini yakından etkileyen bir meseleyi; yargının giderek araçsal beklentilere maruz kalması riskini açık yüreklilikle ele almak üzere toplanmış bulunuyoruz. Yargı erki, herhangi bir anlık tartışmanın değil, devlet düzenimizin omurgasının konusudur. Bu nedenle ortaya çıkan her aşınma, hukukçuları aşarak, toplumun bütününü etkilemektedir” dedi.
Sonra Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine atıf yaptı.
“Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 18. Maddesinin ihlal edildiğine dönük kararları, yargının araçsallaştırılması konusundaki en somut teşhistir.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, bir devlete 18. madde ihlali verdiğinde, bir bakıma ‘bir kişinin hukuki sebeplerle değil, siyasi talimatlar uyarınca hedef alındığını’ ve dolayısıyla yargının bağımsız olmadığını da ilan etmiş olmaktadır. Öyle bir saptama, hukuk devleti olduğunu iddia eden bir devlete yöneltilebilecek en ağır uyarılardan biridir” ifadelerini kullanan Sağkan, konunun demokrasi açısından önemini vurguladı.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi madde 18'in ihlali ne demektir?
Devlet, kendisini sınırlandıran sınırları aşmışsa ve yasaklanan eylemlerin faili olursa insan haklarını ihlal etmiş demektir.
Ne yapmamalıdır ? Çok basit…
Roma’da 1950 yılında kabul edilen İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına İlişkin Sözleşmede yazılı hiçbir hüküm, bir devlete, topluluğa veya kişiye, Sözleşmede tanınan hak ve özgürlüklerin yok edilmesi veya bunların Sözleşme ’de öngörülmüş olandan daha geniş ölçüde sınırlandırılmalarını amaçlayan bir etkinliğe girişme ya da eylemde bulunma hakkı verdiği biçiminde yorumlanamaz (Madde 17).
Anayasa hükümlerinden hiçbiri, Devlete veya kişilere, Anayasayla tanınan temel hak ve hürriyetlerin yok edilmesini veya Anayasada belirtilenden daha geniş şekilde sınırlandırılmasını amaçlayan bir faaliyette bulunmayı mümkün kılacak şekilde yorumlanamaz (Anayasa Madde 14/2)
Bu sınırlandırma ve yasaklara uyulmalıdır.
Günümüzde yargı ne yapıyor ? Neden 18. Maddenin ihlali ortaya çıkıyor?
Kısaca yargı; devletin yükümlülüklerine uymayan kararlarıyla insan haklarının ihlaline neden oluyor ve böylece ulusalüstü sözleşmelere ve Anayasaya uymuyor.
Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarını uygulamamak ve tanımamak yoluyla herkese “hukuk bitmiştir” dedirtiyor.
Artık yargının araçsallaştırılması varsayım olmaktan öte hukuka, adalete ve yargıya güvenini yitirmiş bir toplumda toplumsal gerçekliğe dönüşmüştür.
Neden olduğunu örnekleriyle dile getirelim…
Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ hakkında bugün veya yarın yargının tahliye kararı vermesi bekleniyor. Ama bugünler bitmiyor, yarınlar gelmiyor…
Devlet bir türlü “hak ihlalini” kabul etmiyor. AİHM kararını tanımıyor ve uymuyor.
Sorun sadece özgürlük sorunu değil. Gözüktüğünden daha derin bir sorunun tam ortasındayız.
İnsan hak ve özgürlüklerine getirilen sınırlandırmaları Devletin öngörülen amaç dışında kullanması nedeniyle ortaya çıkan hak ihlallerine dair Türkiye aleyhine verilmiş iki ayrı AİHM kararından söz edelim.
Hukukun ve adaletin hafızası var mıdır? Siyasal nedenlerle insanlar tutuklanır mı?
T24 haber sitesinde 19 Ekim 2025 tarihinde Av. Ramazan Demir; Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 14 Ekim 20025 tarihli kararındaki tespitleriyle........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Gideon Levy
John Nosta
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
Daniel Orenstein