menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Hakkaniyet çürürse…

17 15
17.11.2025

Diğer

17 Kasım 2025

Gezi davası hükümlüsü şehir plancısı Dr. Tayfun Kahraman

Hakkaniyet, hak ve adalete uygunluk demektir, doğruluktur.

İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinin açıkladığı hakların evrensel ve etkin olarak tanınmalarını ve uygulanmasını hedef alan ve söz vermiş olan bir devletin yargısı insan temel hak ve özgürlüklerine bağlı kalmalıdır. Hakkaniyetli olmalıdır.

Devletin yargısı hakkaniyete uygun davranmalıdır. Kararları hakkaniyet yaratmalıdır.

Herkesin hak ve özgürlüklerden yararlanmasını sağlaması şart olan devletler Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. Maddesinin yaşama geçirilmesini görev olarak kabul etmelidir.

Hakkaniyetli yargılanma hakkının var olması yetmez, mutlaka uygulanmalıdır.

Adil yargılanma hakkı ayrıca hakkaniyete uygun yargılanma hakkıdır. İçinde hakkaniyet vardır, hukuka ve adalete uygunluk vardır. Daha açıkçası, içinde insanlık vardır.

Ulusal mahkemeler eğer bir davanın esasına ilişkin bir “yanlışlık” yapmışsa bu hata, bu yanlış uygulama 6. Maddede yer alan usuli güvenceleri etkilemişse; ulusal mahkemeler esasa ilişkin kararın adilliğini etkilemiş demektir. İşte bu aşamada Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi / Anayasa Mahkemesi esası etkileyen bu hataya, bu yanlış uygulamaya “müdahale” eder. Eğer ulusal mahkemenin kararı “keyfi ya da açıkça makul olmayan” bir karar ise hakkaniyette uygun yargılanma hakkı ihlal edilmiş demektir.

Bu nedenle Anayasa Mahkemesinin Tayfun Kahraman bireysel başvurusu üzerine verdiği 31.07.2025 ve 2023/98215 B.B (R.G 17.10.2025-33050) nolu kararına geri dönelim…

Anayasa Mahkemesi bireysel başvuruda önce kabul edilebilirlik incelemesini yapmıştır. AYM, "Hak arama hürriyeti" başlıklı Anayasanın 36. Maddesinin "Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir." düzenlemesini başvurunun değerlendirilmesinde esas almıştır. Bu sebeple Başvurucu Tayfun Kahraman başvurunda yargılamanın bütününü dikkate alarak hakkaniyete uygun yargılanma güvencesi yönünden incelemiştir. Sonuç olarak Anayasa Mahkemesi hakkaniyete uygun yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar vermiştir.

Anayasa Mahkemesi’ne göre adil yargılanma hakkı, temel olarak yargılama sürecinin ve usulünün hakkaniyete uygun olarak yürütülmesini teminat altına almaktadır (Karar Bölüm 36). Anayasa Mahkemesi; adil yargılanma hakkı kapsamında sağlanması gereken usule ilişkin güvencelere yönelik olarak kabul ettiği başvurunun ve “bu değerlendirmelerden hareketle yargılamanın esası bakımından bu aşamada bir çıkarım yapılamayacağına dikkat çekmek gerekir” görüşündedir. Sonuç olarak Anayasa Mahkemesi; Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki bazı usule ilişkin güvencelere yargılamada uyulmamasının........

© T24