menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Kafese sıkışmış kanatlar: 'Patriyarkanın hâkim olmadığı sektör yok; zamanla kendimi korumayı öğrendiğimi düşünüyorum'

9 1
08.03.2025

Diğer

T24 Haftalık Yazarı

08 Mart 2025

Mine Nur Şen | Yıldız oyunundan

Deniz Dursun'un kaleme aldığı, Anıl Can Beydilli’nin rejisini üstlendiği ve Mine Nur Şen’in hayat verdiği Yıldız, bireyin kimlik arayışını ve özgürlük ikilemini bir muhabbet kuşunun gözünden anlatıyor.
Bir kaçış hikâyesinden ziyade eve dönüşün, arada kalmışlığın ve kimliğini arayan bir ruhun içsel yolculuğuna şahit olduğumuz 65 dakikalık bu serüven, kafeslere sığmayan bir muhabbet kuşunun kanatlarında başlıyor.

Aslında hepimizin kendimizi bulma çabamızın bir yansımasını trajikomik bir dille anlatan Yıldız, bildiği tek dünya olan kafesinden çıkıp bilinmeze doğru yol alırken, özgürlüğün ve aidiyetin karmaşık yüzleriyle karşı karşıya kalıyor.

19 Mart'ta Kadıköy Boa Sahne'ne yeniden seyirciyle buluşacak olan oyunun yazarı Dursun ve oyuncusu Şen; Yıldız’ın hikâyesinin nasıl şekillendiğini, bir araya geliş hikâyelerini, muhabbet kuşuyla bize anlatmak istediklerini, bireyin kendi kimliğini keşfetme sürecini ve patriarkanın hâkim olduğu tiyatro sektörünün zorluklarını T24’e anlattı.

- Bir muhabbet kuşunun gözünden dünyayı anlatma fikri nasıl ortaya çıktı ve nasıl bir araya geldiniz?

Deniz Dursun: 2023 Haziran’ında Zorlu PSM Atölye kapsamında kısa oyun olarak sahnelendi bu oyun ilk defa. O zaman Miras’tı adı. Yine benzer meseleler etrafında dolansa da şu anki hali bambaşka bir hikâye tabii. Fakat nüveleri atölye sürecinde oluştu. Evi siyah, dışarıyı beyaz gören bir kuştu Yıldız ve evden çıktığında iyilikle, mutlulukla dolu bir dünyaya adım atacağını sanıyordu oyunun kısa halinde. Sonra dünyanın zannettiği gibi olmadığını öğreniyor, acıyı tanıyordu. Dışarıda kalmakla dönmek arasında ikilem yaşadığı fakat kalmayı seçtiği bir finalle bitiyordu. Büyümek ve aidiyet gibi temaları tutarak daha farklı bir hikâyeye evrilttik sonrasında. Hikâyenin nihai hali de ekip bir araya geldikten sonra oluştu. Mine’yle kısa versiyonu için oyuncu ararken tanıştık. Oyun yazın sahnelendikten sonra apar topar uzatma sürecine girmiştik Mine, ben, oyunun o zamanki yönetmeni Neslişah Canbaz, yapımcımız Aslı Candaş ve yönetmen yardımcımız Beril Çelik. Ama olmadı o sırada, zamanı değilmiş. Eylül gibi biz Mine’yle tekrar buluştuk. “Yapalım” dedik. İstiyorduk. İki haftada bir buluştuğumuz bir sürece girdik. Oyunun nasıl uzayacağına ve hikâyeye dair konuştuk, ben yazdım, tekrar buluştuk, bu şekilde ilerledi.

Ocak ayında ilk taslağı bitirmiştim. O sırada Aslı da bizimle devam etmeye karar verdi. Yönetmenimiz Anıl Can Beydilli’yle Mine’nin bir tanışıklığı vardı, ben de ismen biliyordum. Aynı dili konuşabileceğimizi hissedince biz Anıl’a metni gönderdik, sonra buluştuk, nasıl çalışacağımıza ve neler yapabileceğimize baktık, hepimizin içine sinen bir eşleşme oldu ve sürece başladık. Akabinde Yaşam Gülseven dahil oldu dramaturg olarak ve beşimiz Temmuz’a kadar metin ve dramaturji çalışmayı sürdürdük. Okuduğumuz, denediğimiz, konuştuğumuz, kesip biçtiğimiz bir süreç geçirdik provalara kadar. Muhabbet kuşu tercihi benim için biraz içgüdüseldi. Kalmayı, gitmeyi, yuvadan uçmayı, arayışı en iyi onunla anlatabilirim gibi gelmişti. Hep birlikte metin/dramaturji çalışmaları yaparken bunun katmanlarını araştırdık. Ben sezdiğim ama tam anlatamadığım şeylerin karşılığını bulmuş oldum o anlamda. Yaşam, muhabbet kuşunun zaten doğası gereği bir ikilik barındırdığıyla ilgili bir perspektif sundu, devamında bunu hiç göz ardı etmeden çalıştık. Provalar da bir şeylerin değişip dönüştüğü, üretimin ve keşiflerin hep devam ettiği şekilde geçti. Çalışma şeklimiz, anlatmak istediklerimiz artalan kolektif’in peşine düştükleriyle örtüşüyordu, zaten Anıl ve Yaşam halihazırda artalan’ın kurucularından. Öyle olunca oyunu “artalan” çatısı altında çıkarma konusunda netleştik. Süreç içinde de ekibin geri kalanı tamamlandı.

Mine Nur Şen: Ben hep bu oyun süreçte kendi insanlarını buldu diye düşünüyorum. Deniz’in bahsettiği gibi dura kalka uzun bir süreç geçirdik. Nihayetinde oyun sahnelenmek üzere provaya girebilir dediğimiz nokta ‘artalan kolektif’le kesiştiğimiz nokta oldu. Anıl’ı yakından olmasa da tanıyordum öncesinde. Yapmak istediğimiz şeyin onun sevdiği kanallarda gezdiğini seziyordum. Zaten ilk buluşmada ortak bir zeminde buluştuk ve hemen çalışmaya başladık. Anıl, Deniz, Aslı, Yaşam ve ben bir araya gelip iki ay boyunca masa başı çalışmalar yaptık. Ben her seferinde revize edilmiş metni okuyordum, üzerine konuşuyorduk. Özellikle Anıl ve Yaşam’la yeni tanıştığım için provaya girmeden böyle bir süreç geçirmek benim için çok iyi oldu. Birbirimizi daha iyi tanımış olduk. Tanıdıkça da hepimizin Yıldız’daki potansiyelini gördüğümüz şeyin ortaklaştığını anladım ben. Bu çalışma yöntemiyle, ortaklaştığımız hissiyat, öz sezi açığa çıkıyordu ve ardından bunun ifade ediliş şeklini arıyorduk. Ortaya attığımız fikirleri tartışıp belli tercihlerde bulunuyorduk. Oyunun yapısını güçlendirip........

© T24