Her şey Bedri Rahmi'nin Paris'te çaldığı kapıyı açmasıyla başladı; 'yabancı gelin' Eren Eyüboğlu nasıl Anadolu'nun ressamı oldu?
Diğer
04 Aralık 2025
Eren ve Bedri Rahmi Eyüboğlu
Sanat tarihi kadınları “ilham perisi” diye süsleyerek de unutturmayı sever. Peri masalları elbette güzeldir, ama gerçek değildir! Eren Eyüboğlu da hayallerdeki bir peri değil, büyük bir yaratıcıydı.
Asıl adı Ernestine Leibovici olan "Romanyalı yabancı gelin"di Eren Hanım. Evet, "Yabancı gelin" denilerek de anıldı, ancak Anadolu onun resimleriyle bambaşka renklerde dile gelecekti.
Eren Hanım, bir dönem terk edilişin de, başkalarının da, başkalarına yazılan şiirlerin de gölgesinde kalmadı. Çünkü o, Bedri Rahmi Eyüboğlu ile Paris'te, henüz yolun başındayken büyük bir yemin etmişti: "Birimiz resmi bırakırsa, ayrılacağız."
Bedri Rahmi Eyüboğlu:
“Karadutum, çatal karam, çingenem
Nar tanem, nur tanem, bir tanem”
Diye yazacağı Mari'ye (Mari Gerekmezyan) gittiğinde de bu yemini bozmadı, fırçasının gücüyle dimdik ayakta kaldı. Kendisine biçilmek istenen hayatı bambaşka bir şeye çevirdi; takvimden koparılan yapraklar gibi azalmadı, aksine bu toprakların eşsiz resimlerini yaptı, erdi, Eren oldu, Eren Eyüboğlu oldu.
Onunki, Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun "Eren anadan doğma ressamdır" sözleriyle taçlanan bir zaferin hikâyesiydi.
Tutulmamış sözlerin gölgesinden sıyrılarak, hoyratlıkların karanlığını yırtarak, yeteneğinin ışığında parlayan Eren Eyüboğlu'nu ve 10 Temmuz 2026 tarihine dek Türkiye İş Bankası Resim Heykel Müzesi’nde ziyaretçilerini bekleyen Yan Yana sergisini, küratörü Ömer Faruk Şerifoğlu'ndan dinleyelim.
- Eren ve Bedri Rahmi Eyüboğlu, Türk resim sanatının önemli bir sanatçı çifti olarak biliniyor. Öncelikle bu ikilinin geçmişi ve sanat kariyerleri hakkında bize kısaca bilgi verebilir misiniz?
Bedri Rahmi Eyüboğlu ismi, Cumhuriyet Dönemi veya 20. yüzyıl Türk sanatının en önemli isimlerinden biri olduğu konusunda hepimizin mutabık olduğu bir gerçektir. Geçmişe dönüp baktığımızda, 1911 yılında Trabzon’da doğduğunu görüyoruz. Babasının görevi nedeniyle çocukluğu Anadolu’nun muhtelif şehirlerinde geçmiştir. Ancak Trabzon Lisesi’nde öğrenciyken yaşadığı bunalımlar ve sıkıntılar nedeniyle okula devam edemeyecek hale geldiğinde, o sırada resim öğretmeni olan Zeki Kocamemi’nin yönlendirmesiyle, o zamanki adıyla İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi, şimdiki adıyla Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Resim Bölümü'ne yönelmiştir. O yıllarda akademinin lise bölümü de var.
Dolayısıyla 1928-1929 yıllarında akademinin lise kısmına geliyor. Burada bir yıl kadar öğrenim gördükten sonra, hocası İbrahim Çallı babasına; "Bu çocuk bir yılda bizden alacağını aldı. Rahmi Bey, bu çocuğu ne yapın edin Avrupa’ya gönderin" diyor. Rahmi Bey o sırada milletvekili olmasına rağmen, çocuğunu Avrupa’ya gönderip okutmak kolay iş değil. Ancak bir şansları var; ağabeyi Sabahattin Eyüboğlu, devlet bursuyla Lyon’da Fransız Filolojisi ihtisası yapıyor. Durumdan haberdar olan Sabahattin Eyüpoğlu, babasına; "Kardeşim gelsin, biz bursumu paylaşırız; benim bursum ikimize de yeter" diyor. Böylelikle Bedri Rahmi, 1930-1931 yıllarında ağabeyinin yanına, Lyon ve ardından Paris’e gidiyor. Amacı hem sanat bilgisini ve görgüsünü geliştirmek hem de mümkün olursa bir atölyeye girip eğitim almak.
O sırada Paris’te, André Lhote atölyesinde devlet bursuyla öğrenim gören Türk ressamlarından Cemal Tollu, Sabahattin Eyüboğlu’nun kardeşinin Lyon’da olduğunu öğrenince, onu sanat eğitimi amacıyla Paris’e davet eder. Evinde bir davet olacaktır ve Bedri Rahmi’nin de buna katılmasını ister. Böylece Bedri Rahmi, Cemal Tollu ile tanışmak ve André Lhote atölyesinde eğitim alma şansı olup olmadığını öğrenmek için 1931’in sonlarında Paris’e gider. Elindeki adresle André Lhote atölyesini bulduğunda, kapıyı ona atölyede öğrenci olan Rumen asıllı Ernestine Leibovici açar. Ernestine, atölyenin "massier"si, yani sorumlu olan kıdemli öğrencisidir. Bedri Rahmi, Tollu'yu sorduğunda, Ernestine onların öğle yemeğinde olduğunu ve biraz beklemesi gerektiğini söyler.
Beklerken Ernestine ona kahve ikram etmek ister. Ernestine kahve yapmaya gittiğinde, Bedri Rahmi atölyenin duvarlarındaki resimleri ve desenleri incelemeye başlar. Ernestine elinde kahveyle döndüğünde, Bedri Rahmi’nin ilgiyle duvarlara baktığını görür ve "En çok hangilerini beğendiniz?" diye........





















Toi Staff
Gideon Levy
Penny S. Tee
Sabine Sterk
John Nosta
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
Daniel Orenstein