"Her balerinin âşık olduğu kitap gibi bir kadın var" | Tango Tutkusu’nun sanatçıları anlattı
Diğer
30 Temmuz 2025
Balerin Nilay Tahiroğlu Tango Tutkusu temsilinde
2025 yılında dünya prömiyerini yapan Tango Tutkusu, klasik balenin zarafetini tangonun tutkulu adımlarıyla buluşturuyor.
Can Aslan’ın koreografisini üstlendiği Kesişen Yollar ve Ricardo Fernando’nun yeniden düzenlediği Tangata adlı iki ayrı yapıttan oluşan bu çift katmanlı gösteri, modern bir bale deneyimi sunuyor. Ankara Devlet Opera ve Balesi’nin sahneye koyduğu Tango Tutkusu, 22. Uluslararası Bodrum Bale Festivali’nde 17-18 Ağustos tarihlerinde açık havada, tarihi bir atmosferde yeniden izleyiciyle buluşacak.
Ankara Devlet Opera ve Balesi baş koreografı Ebru Gökalp, baş dansçıları Sultan Erol, Nilay Tahiroğlu ve İlhan Durgut’la; eserin farklı sahne koşullarına nasıl adapte edildiğini, klasik ve modern teknikler arasında geçişin zorluklarını, duygusal hazırlık süreçlerini, bale sanatının bugün geldiği noktayı ve Tango Tutkusu’nun Ankara’nın klasik İtalyan sahnesinden Bodrum Kalesi'nin taş duvarlarına uzanan hikâyesini konuştuk.
- Tango Tutkusu, 2025 yılında dünya prömiyerini yapmış bir yapım. Bu eserin konusu nedir?
Ebru Gökalp: Gecenin genel adı Tango Tutkusu olup iki ayrı eserden ve iki ayrı koreograftan oluşmaktadır. Birinci eserimiz, koreograf Can Aslan'a ait olan Crossroads / Kesişen Yollar’dır. Bu, bir erkek ve iki kadın hakkındadır. Eser, erkeğin duygusal olanın yanında mı durması, duygularının mı yoksa mantığının mı peşinden gitmesi gerektiğini sorgulayan bir eser.
İkinci eser ise Ricardo Fernando'nun Tangata adlı çalışmasıdır. Aslında bu eserin dünya prömiyeri değil; hatta daha önce MDT Ankara'nın da belli bölümlerini dans ettiği bir eserdir. Ricardo Fernando, bu sene eseri Ankara Devlet Opera ve Balesi için yeniden düzenleyerek klasik baleye uyarladı. Gecenin genel adı da Tango Tutkusu olmuştur.
- Tango Tutkusu’nu, 22. Uluslararası Bodrum Bale Festivali'nde tekrar sahneleyeceksiniz. Merak edenler, Bodrum'da iki farklı günde, iki ayrı temsil izleyebilecekler. Ankara Devlet Opera ve Balesi, Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk opera binalarından biri. Burası, teknik altyapısı oturmuş, alışkın olduğunuz bir İtalyan sahne. Bodrum Kalesi Kuzey Hendeği'nde, yani tarihi bir alanda dans edeceksiniz. İtalyan bir sahneden çıkıp tarihi bir alanda dans etmek size nasıl hissettiriyor?
İlhan Durgut: Kapalı bir ortamda ve alışkın olduğumuz bir sahnede dans ettiğimiz için burada belirli rutinleri oturtmuş oluyoruz. Ancak bu tür tarihi mekânlara geçtiğimizde, sıcaktan dolayı hem bizim hem de zemin muşambasının etkilenmesi gibi birçok faktörü göz önünde bulundurmak zorundayız. Bu yüzden tüm bu etkenleri dikkate alarak dans ediyoruz. Sahnenin şekline göre, tabii ki koreografinin tamamında değişiklik yapmasak da bazı hareketlerimizi mekâna uyarlıyoruz. Seyirci ve bizim açımızdan, tarihi bir mekânın atmosferi bambaşka duygularla dans etmemizi sağlıyor; bu da çok keyifli bir deneyim oluyor.
- Eserin büyük bir kısmı klasik bale tekniği üzerine şekilleniyor fakat Tango Tutkusu’nda klasik balenin yanı sıra tango yapıyor ve bazı modern dans tekniklerini de kullanıyorsunuz. Sahnede bunlar arasında geçişler yapmak, farklı teknikleri birbiriyle harmanlamak zorlayıcı mıdır?
Sultan Erol: Bir klasik bale dansçısı için özellikle başlangıçta biraz zor olabiliyor. Ancak bu tür çalışmalar yaptıkça klasik bale tekniğimize de çok büyük faydası olduğunu görüyoruz.
Klasik balenin zarafetinin yeri her zaman ayrı olacaktır. Fakat dünya sanatı şu anda daha çok çağdaş dans üzerine yoğunlaşıyor. Bizim de bu akıma ayak uydurmamız gerektiğini düşünüyorum.
- Bir temsili İtalyan sahneden alıp antik bir mekâna uyarlamak gibi bir süreç var mıdır, yoksa eser olduğu gibi taşınıp orada........© T24
