menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Maduro ve Latin Amerika solu

33 28
11.08.2024

Diğer

T24 Haftalık Yazarı

11 Ağustos 2024

Venezuela’da başkanlık seçiminin üzerinden iki hafta geçmesine rağmen siyasi kriz sona ermiş değil.

28 Temmuz’da yapılan seçimde Ulusal Seçim Konseyi (CNE), Maduro’yu yüzde 51 oyla galip ilan etti. Ancak henüz oy verme merkezlerine göre ayrıntılı sonuçlar yayınlanmadı. Gecikmeye gerekçe olarak gösterilen “siber saldırı” ile ilgili detaylı bilgi de mevcut değil. Muhalefet ise Edmundo González'in oyların yüzde 65’ten fazlasını alarak seçimi kazandığı iddiasında.

Nihai sonuçların gecikmesi ve sürecin şeffaflıktan yoksun olması, protesto ve çatışmalara yol açtı. İki tarafın da birbirini iç savaş çıkarmaya çalışmakla suçladığı süreçte en az 24 kişi öldü, onlarcası yaralandı, iki binden fazla kişi gözaltına alındı.

Venezuela, politik şiddetin çok yoğun olduğu bir ülke ve her seçim döneminde iç savaşa varan şiddetli çatışmalar yaşanıyor. Bugünküne benzer şiddet olayları, önceki başkanlık seçimlerinde de yaşanmış, Nicolas Maduro’nun iktidara geldiği 2013 seçimi ve muhalefetin boykot ettiği 2018 seçimi yine çatışmalara neden olmuştu.

Bu seçim de en başından beri şiddet yüklü bir süreçte gerçekleşti. Maduro, seçimleri kazanamaması durumunda ülkenin bir kan banyosuna dönüşeceğini ve iç savaşa sürükleneceğini söylemişti. Bu şiddet söylemine içeriden ve dışarıdan sert tepkiler gelmiş, Brezilya Devlet Başkanı Luiz Inácio Lula da Silva ve Kolombiya Devlet Başkanı Gustavo Petro gibi solcu liderler de Maduro’ya itiraz etmişti.

Bu noktada vurgulamak gerekir ki seçimin meşruiyetine gölge düşüren unsurlar, sonuçların açıklanma süreciyle sınırlı değil. Seçimin galibi kim olursa olsun başkanlık yarışının adil olmayan bir süreçte gerçekleştiğini unutmamak lazım.

Bir yandan Donald Trump döneminden bu yana süren ABD yaptırımları ve Bolivarcı hükümete karşı antidemokratik yollara başvuran ABD destekli muhalifler, ülke siyasetinde belirleyici bir unsur olarak öne çıkıyor.

Diğer yandan silahlı kuvvetler, emniyet güçleri, seçim konseyi ve yüksek yargıyı kontrol altında tutan Maduro’nun seçim öncesinde iç savaş tehdidinde bulunması, yurtdışındaki (büyük ölçüde muhalif) 4,5 milyon seçmenin yeterince konsolosluk yetkilendirilmediği için oy kullanmakta zorlanması ve muhalefetin yoğun baskı altında tutulması mevcut durumu daha da karmaşık hale getiriyor. Ülkede son olarak X/Twitter’a 10 günlüğüne erişim yasağı getirildiğini de belirtelim.

Maduro, otoriter politikalarını Amerikan emperyalizmine karşı mücadele temelinde meşrulaştırmaya çalışıyor. Sadece Venezuela’da değil Latin Amerika genelinde ABD’nin solcu iktidarlara karşı rejim değiştirme politikası uyguladığı ve darbecileri desteklediği ortada. Venezuela’da muhalefetin seçim kampanyasının arkasındaki esas kişi olan María Corina Machado, ABD’ye en yakın isimlerden biri ve Hugo Chávez döneminden bu yana antidemokratik eylemlerin çoğunda etkin rol oynadı.

Ancak Maduro’nun giderek otoriterleşen rejimi, Amerikan emperyalizmine karşı........

© T24


Get it on Google Play