menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Yemek 3.0: Eve servisten metaverse lokantalarına yeme-içmenin geleceği

13 9
20.09.2025

Diğer

T24 Haftalık Yazarı

20 Eylül 2025

Hayal edin: Bir akşam yemeğiniz dronela gökyüzünden kapınıza gelsin, menünüzü yapay zekâ tasarlasın, masanıza bir robot garson servis yapsın ve siz de metaverse’teki dijital avatarınızla sanal bir lokantada arkadaşlarınızla buluşun. Kulağa bilimkurgu gibi gelse de bu geleceğe doğru hızla ilerliyoruz. “Yemek 3.0” diyebileceğimiz bu yeni çağ, gastronomi deneyimini kökten değiştirmeye hazırlanıyor. Restoran sahiplerinden yemek meraklılarına, teknoloji yatırımcılarından vizyoner girişimcilere herkes, yeme-içme kültürünün bu evriminde söz sahibi olmak istiyor. Peki bizi tam olarak neler bekliyor? Samimi, öğretici ve biraz da mizahi bir dille geleceğin tabağına birlikte göz atalım.

Hayalet mutfaklar (dark kitchens), tabelası olmayan ama her yerde varmış gibi hizmet veren restoranlar olarak düşündürücü bir başlangıç oldu. Sadece paket servis için kurulmuş bu mutfaklar, pandemiyle hız kazandı ve şimdi dev bir sektöre dönüşmüş durumda. Dünya genelinde sadece çevrimiçi siparişe odaklanan restoranların pazarı 2022’de 58,6 milyar dolardı; 2032’de 177,8 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Yani büyüme iştah kabartıyor! Çin’de 2020 itibarıyla 7.500 hayalet mutfak faaliyetteydi (Birleşik Krallık’ta ise 750 kadardı) bu sayı bugün çok daha fazla olmalı. Halihazırda Travis Kalanick’in (Uber’in kurucusu) CloudKitchens girişimi, ABD’de hayalet mutfak pazarının yüzde 25’ine sahip. Buna ek olarak, Türkiye’de ses getiren ve en önemli organizasyonu Migros One | Kitchens ise çok önemli yere sahip.

Bu konsept, restoranların kira ve personel maliyetini azaltıp sadece Yemeksepeti, Uber Eats gibi uygulamalar üzerinden sipariş almalarına dayanıyor. Sonuç? Tek mutfakta onlarca marka, yüzlerce farklı menü yaratılabiliyor. Gözle görünmeyen bu mutfaklar sayesinde mahallemizde hiç bilmediğimiz “sanal” restoranlardan sushi veya tacos sipariş etmek günlük hayatın normali oldu.

Üstelik yatırımcılar da bu alana akın ediyor. Örneğin, Rebel Foods (Hindistan çıkışlı bir sanal restoran zinciri) kısa süre önce ABD ve Orta Doğu’ya açılmak için 175 milyon dolar yatırım aldı. Girişimciler için hayalet mutfaklar, düşük maliyetle hızlı ölçeklenme fırsatı sunuyor. Tüketiciler cephesinde ise değişen yaşam tarzıyla uyumlu: Yoğun şehir hayatında insanlar evinin konforunda, birkaç dokunuşla kaliteli yemek istiyor. Öyle ki araştırmalar 2030’da paket servis ve hızlı casual yiyecek pazarının yüzde 50’sinin hayalet mutfaklarca karşılanabileceğini öngörüyor. Yani geleceğin “lokanta”sı belki de bir depo mutfak olacak tabii kapımıza kadar gelmek şartıyla.

Kapımızın önüne kadar gelen yemeklerde sırada dronelar var. Şimdiden bazı bölgelerde siparişler gökten yağmaya başladı bile. Örneğin ABD’de Walmart, Alphabet’in Wing şirketiyle ortaklaşa 2021’den bu yana 150 binden fazla drone teslimatı gerçekleştirdi; en çok sipariş edilen ürünler arasında dondurma bile var! Wing’in küçük uçan kuryeleri 1,2 kg’a kadar yük taşıyabiliyor, ~20 km yol kat edebiliyor ve tek bir pilot aynı anda 32 drone’u izleyebiliyor. Zipline adlı şirketin droneları menzil rekoru kırarak 4 kg yükü 120 km’ye taşıyabiliyor. Bu sayede ABD’nin Teksas eyaletinde bir DoorDash müşterisi evine gelen uçan tepsiden sıcak yemeğini alırken, Avustralya’da Brisbane banliyölerinde drone servis “günlük hayatın parçası” haline gelmiş durumda.

Asya da boş durmuyor. Çin’de Meituan firması Shenzhen şehrinde 2022 boyunca 100 binin üzerinde drone ile yemek teslimatı yaptı. Güney Kore, coğrafi zorluklar olan adalara ilaç ve gıda taşıyan drone hatları kurdu. Drone’lar trafik derdini ortadan kaldırarak teslimat sürelerini ciddi oranda kısaltıyor. Araştırmalar küresel teslimat drone pazarı 2024’te 528 milyon dolardan 2034’te 10,5 milyar dolara fırlayacak öngörüsünde (yılda yüzde 33 büyüme). Tüketiciler tarafında “hemen şimdi” beklentisi yükseliyor: Günümüz müşterilerinin yüzde 90’ı 2-3 günde kargoyu normal görürken, yüzde 30’u aynı gün teslimat istiyor. Drone’lar tam da bu hız çağının oyuncağı.

Tabii gökten yemek yağdırmanın da engelleri var: Hava koşulları, düzenlemeler ve maliyet. Şu an bir drone teslimatının maliyeti geleneksel yöntemden çok daha yüksek. Ancak teknoloji geliştikçe ve ölçek büyüdükçe bu maliyetlerin düşmesi bekleniyor. Yakında semtimizin üzerinde vızır vızır dolaşan kuryelere alışacağız gibi görünüyor (ilk başta “dev bir sivrisinek” sesi rahatsız etse de alışanlar memnun görünüyor ). McKinsey’nin raporuna göre daha 2022 başlarında bile dünya genelinde günde 2.000 drone teslimatı yapılıyordu bu rakam bugün katlanarak artıyor. Çok değil, belki bir gün akşam yemeği için mutfağa değil balkona çıkıp “uçan tabak” bekleyeceğiz!

Mutfaklarda devrim sadece uçan robotlarla gelmiyor; yapay zekâ (YZ) de lezzet formüllerini yeniden yazıyor. Mesela Dubai’de yakında açılacak olan WOOHOO adlı restoran, mutfağa “Chef Aiman” adında bir yapay zekâ şefi getiriyor. Aiman, dünyanın dört bir yanından binlerce tarif ve yılların gıda bilimi verisiyle eğitilmiş bir büyük dil modeli. Haliyle elinde tarif kitabıyla dolaşan bir robot kol değil; ancak menüyü o tasarlıyor, malzemeleri moleküler düzeyde analiz edip sıra dışı lezzet kombinasyonları öneriyor. 200’den fazla uluslararası yemeği insan müdahalesi olmadan hazırlayabilen bu AI şef, şimdilik tat ve koku alamasa da deneyimli ustalarla birlikte çalışıp onların geri bildirimleriyle sürekli öğreniyor. Hedefi, restoranlarda genelde çöpe giden et, sebze artıkları gibi malzemeleri yeniden değerlendirecek tarifler yaratarak israfı azaltmak. “Yapay zekâ insanın yerini almayacak, ama yaratıcılığını farklı bir düzeye taşıyacak” diyor projenin kurucuları. Yakında “Bugün özel soslu Aiman kebabı var” diye sipariş verirsek şaşırmayın.

YZ mutfakları sadece fütürist restoranlara has değil. Dünyaca ünlü fast-food zincirleri bile yapay zekâyı işe aldı. Örneğin Domino’s Pizza, Microsoft ile geliştirdiği YZ destekli talep tahmin sistemi sayesinde sipariş planlamada yüzde 72 daha yüksek doğruluk yakaladı böylece malzeme israfını ve müşteri bekleme süresini azalttı. McDonald’s ise dünya genelinde 43.000 şubesine YZ destekli sesli sipariş kioskları ve “akıllı” mutfak sistemleri kuruyor , amaç sipariş alımını hızlandırıp hatayı minimuma indirmek. Applebee’s ve Outback Steakhouse gibi restoranlar menülerinde dinamik fiyatlama deniyor; YZ algoritmaları anlık talep, hava durumu ve stok durumuna göre fiyatları ayarlayarak hem kârı hem müşteri memnuniyetini artırıyor. Hatta bu sistemler, hangi yemeğin hangi şubede daha popüler olduğunu öğrenip bölgesel........

© T24