Türkiye ve ABD’de otokrasi
Diğer
08 Mayıs 2025
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ve ABD Başkanı Donald Trump
Türkiye’de demokrasinin birçok temel unsuru artık yok. Bu konuda içte ve dışta görüş birliği var. Aynı sonuç, ABD için de geçerli ve burada da görüş birliği var.
Birçok konuda olduğu gibi, demokrasi konusunda da sayısal göstergeler, demokrasi endeksleri var. Yaşayıp görmek dışında ABD ve Türkiye’de demokrasinin gerilediğini bu endekslerden ve göstergelerden de izleyebiliyoruz.
Demokrasi konusunda son dönemin endekslerini ve sayısal göstergelerini içeren yayınlar içinde örneğin, Democracy Report 2025 V-Dem (Mart 2025); Nord vd. (24 Nisan 2025); Democracy Index EIU (Mart 2025), Our World in Data (Nisan 2025) var.
Demokrasiyi ve derecesini sayılarla ifade etmenin eksik yanları elbette var, ama bu yayınlardan bazı demokrasilerin ne kadar hızlı zayıfladığını karşılaştırmalı olarak görebiliyoruz.
Yanıt bekleyen bir soru şu; bu ülkelerde demokrasi neden ve nasıl geriledi? Bunun yanıtını sonraki yazıya bırakalım ve şu soruyu soralım; demokrasi giderek hızla gerilemişse, yerine gelen siyasi yönetim biçimi nedir?
Demokrasi yoksa veya gerilemişse, yerine gelen siyasi yönetime otokrasi diyoruz. Peki, otokrasi ne demek? Bu yazıda önce otokrasiyi ve onun merkezindeki kişi olan otokratı tanımlıyorum.
Otokrasinin son dönemlerdeki yükselişinde ABD Başkanı Trump ve hükümetleri önemli etki yapıyor. Trump ve hükümetleri kendilerine yakın ve çoğunlukla otokrat olan dış siyasetçileri cesaretlendiriyor, hatta onlara yardım ediyor.
Örneğin Trump’ın Arjantin ve İsrail gibi ülkelerle özel ilişkileri var. İsrail ilişkileri daha çok biliniyor, daha az bilinen Arjantin ilişkileri ilginç özellikler taşıyor. Örneğin Arjantin’de enflasyonun yarısı kadar bir politika faizi var. Bu sonuçta Trump otokrasisinin etkisi büyük. ABD ve Arjantin ilişkilerini kısaca bu yönüyle ele alıyorum.
Otokrasi, siyasi gücün tek merkezde toplandığı yönetim biçimidir. Otokrat, merkezin kendisidir; genellikle devlet başkanı ve/veya parti lideridir. Merkez, bazen parti liderliği gibi bir kurul da olabilir. Kısaca, demokrasi yoksa/eksikse otokrasi vardır.
Otokrasi esnek bir kavram; aşağıda belirttiğim gibi, kendi içinde dereceleri olabilir ve diktatörlük, otoriterlik, totaliterlik de bu kavram içinde yer alabilir.
Otokrat, otokrasinin mutlak güç merkezidir, üzerinde etkili bir kontrol, yaptırım ve sınırlama yoktur. Otokrat, muhalefet üzerinde sürekli baskı uygular, gücünü azaltmayı amaçlar, muhalefet partilerini ve sivil toplum kuruluşlarını sistem dışına itmeye çalışır.
Demokrasilerde ise farklı güç merkezleri vardır. Bu merkezler birbirlerini karşılıklı kontrol ederler, bunlar yanlış işlem yaparsa, sınırları hukuk ile belirlenmiş cezalar uygulanabilir. Siyasi partilere ve STK’lara baskı yoktur, bunlar eşitlik içinde faaliyet gösterirler.
Günümüzde, genellikle anayasal demokrasiler vardır. Bu yönetim şeklinde düzenli seçimler, adayların özgürce belirlenmesi, birbiriyle rakabette olan siyasi partiler, istisnasız oy hakkı, oy çokluğu ile karar alma, bağımsız yargı, insan hakları, vatandaşlık hakları, temel özgürlükler gibi unsurlar yer alır.
Anayasa ve siyasi partiler demokratik yönetimin temel taşlarıdır. Anayasa, otokratik yönetimlerde de vardır, ancak sık sık ihlal edilir, göstermeliktir ve sıkça değişiklik yapılır.
“Otokratikleşme sürecinde yargı sistemi anahtar konumdadır ve bu sürecin erken aşamalarında bu sistem saldırı altındadır. Bu süreçte, bir rejim değişikliği için, hukukun üstünlüğünün otokrat tarafına eğilmesi, yargının bir bölümünün ondan yana olması gerekir.” Democracy Report 2025 V-Dem (Mart 2025, s. 45).
ABD, demokrasinin son yıllarda zayıfladığı ülkelerden birisidir. Trump, önce 2017-2020 döneminde, sonra özellikle 2025’te başlayan ikinci döneminde demokrasiyi gerileten kararlar verip faaliyetlerde bulunmuştur.
Trump, 2024 seçim çalışmalarında bazı mahkeme kararlarını ve yasaları tanımayacağını ilan etmiştir. Göreve başladığı ilk günde kendisini desteklemek üzere ABD Kongresini silahlarla basan hüküm giymiş 1500 suçluyu affettiğini açıklamıştır. Böylece hem mahkeme kararını yok saymış hem de sonraki şiddet olaylarına davetiye çıkarmıştır.
Trump, göreve başladığı ilk iki ay içinde onlarca başka mahkeme kararını tanımamıştır. Gerekçe olarak ve kendisini kastederek; “ülkesini kurtaran kişi, yasaya karşı gelmiş sayılmaz” demiştir.
Aynı iki ay........
© T24
