menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Demokrasi gerilerken, otokrasi yükselirken yaratılan belirsizlik: Türkiye ve ABD

11 7
05.06.2025

Diğer

05 Haziran 2025

Birincisi; sonuçlar, parmak hesabı ile, kabaca önceden tahmin edilebiliyor. Örneğin, Mayıs 2025 için aylık tüketici enflasyonu İTO’ya göre yüzde 2,83; ENAG’a göre yüzde 3,66; TCMB beklenti anketine göre yüzde 2,36 olarak açıklandı.

Belirttiğim parmak hesabına göre, TÜİK tüketici enflasyonu tüm bu oranların altında olacaktı ve yüzde 1,53 ile öyle de oldu. TÜİK enflasyonunun üst sınırını kestirmek bu anlamda kolay, alt sınırını kestirmek daha zor. Burada başka etmenler devreye giriyor olabilir.

TÜİK enflasyon verilerinin daha az merak uyandırmasının ikinci nedeni, bu verilerin güvenilir olmamasıdır. Bu, elbette birinci nedenle de ilgilidir. Geniş kesimlerin katılımıyla (daha yüksek örneklemle) elde edilen enflasyon beklentileri bu durumu açıkça gösteriyor.

TÜİK veya hükümet ne derse desin, vatandaşın bir yıl sonrası için enflasyon beklentisi TÜİK anketinde hala yüzde 60 dolayında. Başka anketlerde daha da yüksek. Çalışmalardan biliyoruz ki, vatandaşın yaşadığı enflasyon, beklediği enflasyonu yakından etkiliyor.

Şimdi otokrasi kavramını hatırlayalım. Otokrasi, siyasi gücün tek merkezde toplandığı yönetim biçimidir. Otokrat, merkezin kendisidir; genellikle bir kişidir, bir grup da olabilir. Bir ülkede demokrasi ne kadar gerilerse, otokrasi o kadar yükselir. Uygur (8 Mayıs 2025).

1) Otokrat, otokrasinin mutlak güç merkezidir, üzerinde etkili bir kontrol, sınırlama yoktur. Muhalefet partilerini ve sivil toplum kuruluşlarını sistem dışına itmeye çalışır. Otokraside anayasa vardır, ancak göstermeliktir, sık sık ihlal edilir, sıkça değişiklik yapılır.

2) Otokratikleşmede yargı anahtar konumdadır. Yargı sistemi otokratın yandaşı olmaya zorlanır. Giderek hukukun üstünlüğü ve güvenilirliği azalır. Hukuk ve adalet yara alınca, vatandaş için güven ve güvenlik sorunları oluşur.

3) Otokraside vatandaşa, topluma genellikle yeterli bilgi verilmez. Toplum, verilen bilgiyle yetinmek zorundadır. Bu bakımdan, bilgi talep eden vatandaş da istenmez. İşte enflasyon verilerinin güvenilirliği burada devreye girer.

Türkiye’de TÜİK’in enflasyonu düşük gösterdiği kanısı çok yaygındır. Enflasyon verilerine güven yoktur. Bu nedenle TÜİK’den bilgiler, açıklamalar istenir. Ancak TÜİK bu bilgileri vermez. Mahkemelere bile başvuru yapılır, sonuç alınmaz.

Bu güvensizliği ve bilgi taleplerini hükümeti/devleti yönetenler dert edinmez, yönetenlerle ters düşmek istemeyenler de dert edinmez. Zaten bilgilerin saklanması yönetenlerin isteğidir. Ortalama vatandaş ise yaşamını sürdürmek için her anlamda kıvranır.

Burada bir kısır döngü var; Türkiye’de kronik yüksek enflasyon yaşanıyor, çünkü otokratik ortamda kamu gelirlerinin ve giderlerinin kontrolü, denetlenmesi çok zayıftır. Dengelenme yoktur, sürekli açıklar vardır. Buna karşılık enflasyon düşük gösterilir, çünkü otokraside vatandaş “düşük enflasyon” bilgisi ile yetinmek zorundadır.

Yanıt isteyen bir soru şudur; bazı ülkelerde demokrasi geriledi, haliyle otokrasi yükseldi. Bu süreç neden ve nasıl oluştu? Bu soruya yanıt vermek için ABD’yi ve Türkiye’yi örnek ülkeler olarak alalım.

ABD ve Türkiye’yi örnek ülkeler olarak aldım, çünkü bu iki ülke son yıllarda demokrasinin gerilediği ve otokrasinin yükseldiği iki ülkedir.

Daha önce bu köşede verilerle gösterdiğim gibi, Türkiye 2018’den başlayarak otokrasinin en hızlı yükseldiği ülkelerden birisidir. Uygur (8 Mayıs 2025). Gelişmiş ülkeler içinde de ABD, demokrasinin gerilediği, otokrasinin yükseldiği tek ülkedir.

ABD’de otokrasinin Trump’in şahsında........

© T24