Çok kutuplu dünyada büyük devlet; Rusya ve Türkiye
Diğer
28 Mayıs 2025
Önceki yazımda, Kazan Forum konferansı için gittiğim Tatar Türklerinin başkenti Kazan üzerinden geçmişin ve günümüzün bazı olaylarını ve gelişmelerini anlatmıştım. İki konuda ek bilgi vereyim.
1- Mustafa Kemal Atatürk, her döneminde Türk Müslüman aydınlar ile iletişim ve yardımlaşma içinde oldu. Bu bağlamda, birçok Tatar aydını İstanbul ve Ankara üniversitelerinde dersler verdiler, Cumhuriyet kurumlarında görev aldılar.
1921-1922’de İdil-Ural (Kazan) ve Kırım bölgelerinde büyük kıtlık ve açlık yaşanıyordu. Atatürk, Kurtuluş Savaşının bu en zor günlerinde bu bölgelere un ve hububat yardımı için yoğun çaba gösterdi. Kırımlı (Aralık 2011)
Tatar ve diğer Türk aydınları bu nedenle de Atatürk’e ve Türk ulusalcılarına yakın oldular. Atatürk, bazılarının dediği gibi, yüzünü yalnızca Batı’ya dönmedi, bilim neredeyse oraya döndü ve destek almaya çalıştı.
Ne yazık ki Türkiye’de son dönemde bilim öncelikli bir konu değil. Tam tersine; nitelikli üniversitelerimizin en iyi bilim insanları, genç yetenekler atıldı, dünyaları dar edildi. Bu konuların Kazan’da biliniyor olmasına şaşırdım.
Aslında şaşırmamam gerekir; yoğun bilgi akışının olduğu dünyada, neler olup bittiğini isteyenler izliyor. Ne yazık ki bilgi akışı ülkemizde hep sınırlanıyor ve yönetenler içinde bilgi fukaraları var. Aşağıda bu konularda yaptığım bazı sohbetleri belirtiyorum.
2- Çoğunluğu Rusya Bilimler Akademisi üyesi olan meslektaşlarla 13-14 Mayıs’ta yaptığım sohbetlerde Putin’in 15-16 Mayıstaki İstanbul toplantısına gitmeyeceği açıkça söylendi. Halbuki o günlerde iktidar “Putin de Trump da İstanbul’a gelecek” heyecanı yaratmıştı.
Putin’in ve Rusya’nın Ukrayna konusuna yaklaşımı, genel devlet politikasının bir parçasıydı. Bu politikada, “Rusya büyük devlettir, başkan her söylenen yere koşmaz” yaklaşımı görülüyor, açıkça söyleniyordu. Bunu aşağıda bir örnekle de anlatıyorum.
Türkiye’nin bugünkü dış politika ilişkilerinde ise tam tersi geçerli. Örneğin, her yerden sürekli dış kaynak (döviz) arandığı; Erdoğan-Trump telefon görüşmesinin bile büyük başarı olarak manşete çıkarıldığı biliniyordu. Kazan Forum’da birçok Arap ve Afrikalı meslektaş olduğunu da belirteyim.
Son örnek, Türkiye’deki iktidarın ve ana ortağının PKK ile ilgili açıklamalarıdır. Bunlar, daha birkaç ay önceye kadarki söylemin tam tersidir. Terör örgütü olarak gördükleri bir yapıya karşı nasıl “büküldüklerini” Kazan’daki bazı yabancı meslektaşlar belirtti. Bükülme kelimesi onlarındır.
“Biz büyük devletiz” demekle büyük devlet olunmaz elbette. Arkasının dolu ve güçlü olması gerekir. Bu bağlamda Rusya’nın yaklaşımı da sağlıklı olmayabilir. Ancak Türkiye’nin son dönemdeki dış politikasını Atatürk dönemindeki ile karşılaştırınca ortaya çıkan tablo çok acıdır.
Kazan Forumu 2025, Birleşmiş Milletlerin (BM) kuruluşunun 80’inci yılında yapıldı. Bu hep belirtildi ve konuşmacı olduğum oturumda da bu konu vardı. Etkilerini anlamak için, BM ve IMF gibi kurumların kuruluşuna ve bugününe kısaca bakalım.
1- Dünya Savaşı Avrupa’da bittiğinde başta ABD ve Birleşik Krallık gibi galip devletler, hazırlığını yaptıkları bir BM sözleşmesi mutabakatı için Haziran 1945’te ABD’de toplantı düzenlediler. Devletlerin onaylaması ile BM, Ekim 1945 toplantısı ile........
© T24
