menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Deniz Gök: Sevgili olmakla sevgili olmamak arasındaki o kalın çizgi, günümüzde ipincecik bir çizgi olma yolunda

14 1
21.07.2024

Diğer

T24 Haftalık Yazarı

21 Temmuz 2024

Unutulmayan televizyon dizilerinin senaristliğini yapmış Deniz Gök, Düşbaz Yayınları'ndan çıkan Çıkma Teklifi Geri Gelsin adlı ilk romanında toksik ilişkileri, flört aşamasını bir türlü sevgililik mertebesine çıkarmayan ve hatta olan sevgilisini bile herkesten saklayan erkoları, Instagram sayfalarında fotoğraf paylaşmaktan uzak duran er kişileri masaya yatırıyor ve Allah'ın belası takılmayı kim bulduysa onun anasına babasına sövüyor. Yok yok sövmek yok, neşeli neşeli söyleniyor.

Deniz Gök,1992 doğumlu kendi ayakları üzerinde duran, erken yaşta sorumluluk sahibi olmuş, ne istediğini bilen zeki, güçlü yaşam dolu bir genç kadın. Modern zaman ilişkilerden bunalmış ve burada bir hata var deyip "Çıkma teklifi geri gelsin, huzumuzu bulalım," diyen Gök'le yeni dönem ilişkilerini ve kitabını konuştuk. Sıcaktan bunaldığımız yaz günlerinde, ilişkimde bir terslik var ama anlamıyorum diyorsanız ve de eğlenmek istiyorsanız bu kitap tam size göre. Sahi siz ne dersiniz? Çıkma Teklifi Geri Gelsin mi? Cevabınızı bekliyorum.

Bu arada kısa bir süre yeni kitapları keşfetmek ve birazcık da dinlenmek için izninizi istiyorum. Eylül'de görüşmek üzere…

- 90'lar masumiyet çağında çıkma teklifi mizahın konusu iken şimdi neden çıkma teklifi geri dönsün istiyorsun?

Seneler önce kim olduğunu bilmediğim ama takılmayı icat eden, bir kadın çıktı ve işte o zaman hep beraber ayvayı yedik bence. Feminizmi çok yanlış yorumlayan bu takılmanın mucidi kadın, takılmak istemeyen tek adam-tek kadın rejimiyle ilişki yaşamak isteyen insanların da ocağına incir ağacı dikti. Takılmak cool, sevgili olmak istiyorum veya biz şimdi neyiz demek uncool oldu. Ya da benim deyimimle kezboş. Loser, uncool, kezboluk veya kezboşluk x-y-z kuşaklarının aynı anlamda kullandıkları farklı kelimeler. Jenerasyonlara göre sadece kelimeler değişti ama durumlara koyduğumuz isimlerin anlamları hep aynı. İşte ben, biz şimdi neyiz demenin, ben seninle sevgili olmak istiyorum demenin uncool veya kezboş olduğunu düşünmüyorum.

Çıkma Teklifi Geri Gelsin diyorum çünkü ilişkideki beklentimizi birbirimize net bir şekilde ifade edelim istiyorum. Ben demiyorum ki mutlaka herkes tek eşli olsun ve sevgili olsun. İsteyen, istediği gibi yaşasın. Ben, kendini ilişki içinde zanneden kadın evde gelinlik bakarken veya partnerine sadık kalırken, partneri beş kadınla aynı anda flört etmesin yaşadıkları şey ikisine göre aynı şekilde adlandırılsın, aynı koşullarda olsun diyorum. Merhaba ben sevgili istiyorum, merhaba ben istemiyorum, o zaman görüşmeyelim, bu netlikte olsun her şey. Birbirimize karşı dürüst olalım, kaybetme korkusu ile karşımızdakini idare edeceğiz, elimizde tutacağız diye ayak üstü kırk yalan atıp, hiç olmadığımız gibi davranmayalım.

- Sana katılmadığım bazı noktalar var Deniz. Takılmayı bizim ve bizden önceki özgür ruhlu kadınlar çıkardı ve amacımız insanlara cinsellikte özgür olduğumuzu ve bedenimizin kendimize ait olduğunu söylemekti. Ki başardık da. Sanırım burada yanlış anlaşılma var. Tam olarak ne demek istiyorsun? Kadın neden çıkma teklifini beklemeli?

Çıkma Teklifi Geri Gelsin derken müthiş bir yanlış anlaşılmaya düşmek istemem. Dostlar, ben çıkma teklifi geri gelsin diyorum, teklifi erkekler yapsın demiyorum. Kadınlar da yapabilir. Benim bu teklifin geri gelmesini istememdeki ısrar, birbirimize ne istediğimizi net bir şekilde söyleyelim diye. Tereddütlü sevgiler yaşamayalım, yaşadığımız şeyin içinde şüphe olmasın acabalar olmasın netleşelim adını koyalım diye çıkma teklifi geri gelsin diyorum. Soruyu kim sorarsa sorsun, hatta kitabın sonunu okursanız ne demek istediğimi daha iyi anlarsınız. Bir okuyun bakalım finalde neler oluyor.

- Şimdi oldu. Biraz kendinden bahseder misin? Gerçekten bu kadar içten ve komik misin?

Hahhaah çok teşekkür ederim. Komik miyim bilmiyorum, bunu benimle muhatap olan insanların söylemesi daha doğru olur. Şimdi ben kendime böyle bir sıfat koymayayım ancak yaşarken de komik olan trajik olaylar sıkça gelir başıma. Bunları da yakın çevreme anlatmayı, sosyal medyamda paylaşmayı çok severim. Durum ne kadar vahim olursa olsun, mutlaka orada bir mizah, komik bir durum görebiliyorum. Linçlenmek istemem ama -ay linçlenebilirim de çok da umurumda, tükürüğüm kurumadan vazgeçtim- neyse devam edeyim linçlenebilirim ama cenazelerde veya hastanede yoğun bakım kapılarında bile ağladıktan sonra gülecek, güldürecek detaylar fark edebilirim. Hayat gibiyim aslında: Karışık, hızlı, sinirli, kahkahalı ve eğlenceli. Galiba bir tek mutsuz ve neşesiz değilim. Çok şükür.

- Dönemin erkekleri nasıl bir ilişki istiyor ya da ilişki istiyor mu?

Açık büfe kahvaltıda veya tam pansiyon bir otelde istediğiniz tüm yemekleri hiçbir ücret ödemeden yediniz ve üzerine bir de kilo almadınız. Ne kadar şahane değil mi, tam bir rüya hatta… İşte erkolar da tam olarak bunu yaşıyor bir süredir. Kazanmak için hiç uğraşmak, çalışmak zorunda kalmadıkları kadınlarla ilişki yaşarken hiçbir bedel ödemiyorlar. Ben artık diyete girelim, sağlıklı beslenelim ve daha zor olsa da sorumluluk alalım bedel ödeyelim istiyorum… Çünkü sorumluluk almak, bir şeyi elde etmek için çalışmak, emek sarf etmek, kazanmayı daha lezzetli kılıyor.

Kitap çıkmadan önce de çıktıktan sonra da yakın çevremdeki erkek arkadaşlarımla konuştum. Kitap çıktıktan sonra tanımadığım erko bireyler de bana yazdı, denk geldiklerim hep aynı şeyi söyledi. Biz de sıkıldık Deniz. Çok normal. Diyetimi bozduğum ilk bir ay süper gidiyor. Her gün dondurma, her gün pizza, her gün makarna yediğini düşün. İlk günler ne kadar güzel gelir tadı ama sonra keyif vermemeye başlar ilk günkü gibi. Çünkü makarna, diyeti bozmamak için az yediğimiz veya hiç yiyemediğimiz canımızın çektiği zamanlarda inanılmaz lezzetli bir besin. Nasıl arzuluyoruz onu, nasıl onu kazanmak istiyoruz. Sırf onu yiyebilmek için belki birkaç öğün aç geziyoruz, saatlerce spor yapıyoruz. Erkeklerin de kadınları arzulamayı özlediğini fark ettim. Kadınlar olarak bu düzene baş kaldırırsak, sevgililiği ve çıkma teklifini geri getirirsek erkekler hemen adapte olur. Ne yapacaklar ki başka! Sevgili olmadan cinsellik yaşamayan veya tatile gitmeyen kadınlarla dolarsa etraf ya erkek erkeğe giderler tatile ya da etraflarındaki beş kadından biriyle sevgili olmak zorunda kalırlar, el mahkûm hayatım.

- Yaşadığımız dönemde kadın ya da erkek neden duygusal yatırımı tek kişiye yapamıyor? Ve FOMO ilişkiler (gelişmeleri kaçırma korkusu) neden bu kadar popüler?

Emek vermek, sorumluluk almak her zaman zor. Başka türlüsünün de mümkün olduğunu görmezsen yapıyorsun ağzını açmadan. Mesela ben Büyükadalıyım, üniversiteye kadar her gün adadan gidip geliyordum okuluma. Şimdi annemler adaya çağırıyorlar........

© T24


Get it on Google Play