İstikrar ve refah kimin için?
Diğer
10 Aralık 2025
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın “İstikrar ve refah bütçesi” olarak tanımladığı 2026 yılı bütçe kanun teklifi, Meclis Genel Kurulu’nda görüşülmeye başladı. İki hafta sürecek bütçe görüşmeleri, geleneksel olarak muhalefet partileri tarafından ülke sorunlarının dile getirilmesine bir zemin oluştursa da, çözüm açısından derde deva olmaktan uzak kalıyor. İktidar, tabiri caizse bildiğini okumayı sürdürüyor. Sonuca etki edecek bir niceliğe sahip olmadığı için, muhalefetin dile getirdiği sorunlar çoğu kez tutanak sayfalarında kalıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Faiz sebep enflasyon sonuç” anlayışının ekonomiyi getirdiği nokta, 2023 seçimlerinin ardından Mehmet Şimşek’in Hazine ve Maliye Bakanlığı’na atanmasıyla toparlanmaya çalışılsa da ortaya çıkan tahribatı gidermek bir yana keskinleştiriyor. O dönemin icadı olan Kur Korumalı Mevduat’tan (KKM) kaynaklanan yükü eritmek başarı olarak sunuluyor.
CHP, bütçe kanun teklifinin TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda iktidar oylarıyla kabul edilmesinin ardından hazırladığı muhalefet şerhini basınla paylaştı. 863 sayfadan oluşan bu şerh, dış politikadan eğitime, sağlıktan çalışma hayatına kadar, devletin hizmet sunduğu, yönettiği bütün alanlara ilişkin kapsamlı bir eleştiri sunuyor. Bu çalışmanın KKM ile ilgili kısmında dikkat çekici bir değerlendirme mevcut.
İktidarın, döviz kuru ile faizi aynı anda “kontrol etme sevdasıyla”, Merkez Bankası’nın döviz rezervlerini arka kapıdan Hazine ile iş birliği içinde sattığı belirtilen Şerh Raporu’nda, bu tercihin ekonomiyi tümüyle dolarize ettiğine dikkat çekiliyor. 2021 sonundaki döviz krizi hatırlatılarak şu değerlendirme yapılıyor:
“Mevduatta dolarizasyon oranının yüzde 65’e kadar yükseldiği Aralık 2021’e geldiğinde ortaya çıkan döviz krizini aşabilmek için “kur korumalı mevduat” adıyla, bankalarda dövizden dönerek ya da doğrudan Türk lirası mevduatını, kur korumalı mevduat hesaplarına aktaranlara, en az döviz kuru artışı kadar getiri sağlama garantisi verildi. Azalarak da olsa hala devam eden bu hesapların, faizle kur artışı arasındaki fark önce bütçeden ve Merkez Bankasından, 2023 yılı ortalarından itibaren ise tümüyle Merkez Bankasından karşılandı."
Döviz hesabını KKM’ye çeviren vergi yükümlülerine sağlanan vergi istisnası nedeniyle, 129 milyar TL’lik vergiden vazgeçildiği, KKM’nin yoksul halka faturasının 1,5 trilyon liraya ulaştığı vurgulanıyor. Ve ödendiği tarihteki kurla 62 milyar dolara yaklaşan maliyetin bugünkü değerinin 2,6 trilyon lira olduğu belritiliyor.
KKM yükünün, dövizden dönenlerler birlikte Merkez Bankası’na yüklenmesinin, yasaya aykırı olmasına rağmen Merkez Bankası'nın kamu kesimine geri dönüşü olmayan kredi vermesi gibi bir sonuç doğurduğu kaydedildi ve şu tespit yapıldı:
“Merkez Bankası, Türk lirası yaratarak, halk arasındaki deyimiyle “para basarak” bu maliyeti ödedi ve 2023 yılını 818,2 milyar lira 2024 yılını 700 milyarlira zararla kapattı. Merkez Bankası, KKM ödemeleri nedeniyle ortaya çıkan 1,5 trilyon lirayı aşan bu zararını karşılıncaya kadar Hazine’ye kar payı ödemeyecek. Dolayısıyla da Hazine bu kadar bir gelirden mahrum........© T24





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Waka Ikeda
Daniel Orenstein
Grant Arthur Gochin
Beth Kuhel