menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Hikmet Çetin: Kemal beyin ‘mutlak butlan’ için en üst düzeydekilerle temas içinde olduğunu sanıyorum, CHP-MHP koalisyonu çok başarılı olur, Bahçeli’ye de ima ettim

96 47
15.09.2025

Diğer

15 Eylül 2025

CHP'nin 5. Genel Başkanı Hikmet Çetin

Bugün Türkiye’de siyasetle ilgisi olan olmayan herkesin gözü kulağı Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi’nden çıkacak ‘CHP kurultayı’ kararında olacak. Siyasetle ilgili olmayanlar dahi teyakkuzda, zira artık toplumun çoğunluğu biliyor ki iktidarın bu yargı hamlelerinin hepsinin ucu cepteki deliği büyütüyor. Ankara kulislerinde ‘son dakika’ dedikoduları boldur. Ancak sanıyorum son bir haftada, 2023’te Özel-İmamoğlu ikilisinin Kemal Kılıçdaroğlu’nu devirdiği kurultayın mahkeme tarafından ‘yok hükmünde’ sayılacağına artık emin olanların sayısı epey yükseldi. Bu haftaki konuğum duayen siyasetçi Hikmet Çetin de bu kanaatte.

Bir gazeteci esasen tarihin herhangi bir anında Cumhuriyet Halk Partisi’nin yaşayan eski genel başkanlarından biri olan Hikmet Çetin ile konuşacak çok şey bulabilir. Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı, TBMM Başkanı, NATO’nun Afganistan’daki İlk Sivil Temsilcisi… Bu üçü bugüne kadar taşıdığı sıfatlardan sadece bazıları. Bir de tabii bazıları ondan bahsederken ‘TBMM’nin Kürt kökenli ilk başkanı’ demeye bayılır.

Bugün Hikmet Bey ile konuşmamızın nedeni bunların hiçbiri değil. Ancak elbette böyle bir kariyerden süzülerek gelmiş olmanın ağırlığı sayesinde bugün konuşacağımız konularda sesini duyuracak muhatap buluyor. Hele de o muhatap Türkiye’yi yöneten ittifakın ortağı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli olunca, neler konuşmuş olabileceklerine ilişkin tevatürler iki haftadır iktidar medyasını dahi meşgul ediyor.

Bu söyleşiyi okumadan önce Hikmet Bey’in 88 yaşında olduğunu ve 19 Mart’tan beri sayısız CHP mitinginde o otobüsün üzerinde mesai yaptığını hatırlamanızı isterim. Keza dün de Tandoğan’da yine o otobüsün üzerinde, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in hemen arkasındaydı. Bu yoğun tempo içinde zaman zaman gazeteci meslektaşlarımın telefonlarına yanıt verdi ve kısa açıklamalar yaptı. Ama anlaşılmayan çok şey oldu. İstedim ki tam olarak ne yapmak istediğini ve sonuç alıp alamadığını olabildiğince berrak biçimde anlatsın. Pek çok sorumu tek cümleyle yanıtladı ama o cümleler şu açıdan önemli; şu anda CHP’de aktif görevde olanların birçoğu içinden geçtikleri sürecin hassasiyeti nedeniyle Kemal Kılıçdaroğlu hakkında o cümleleri kurmuyor, kuramıyor.

Yarın ne konuşuyor olacağız bilemiyorum ama Hikmet Çetin’in olası yeni süreçte de Özgür Özel’in arkasından milim kıpırdamayacağını görebiliyorum.

-Bugün Ankara’daki kurultay davasının beşinci celsesi görüşülecek. Cumhuriyet Halk Partisi Genel Merkezi her türlü senaryoya göre tedbir almaya çalıştı. Daha iki hafta öncesine kadar Ankara kulislerindeki yaygın kanaat yarınki duruşmadan karar çıkmayacağı ve sürecin uzayacağı yönüneydi. Ancak 2 Eylül’de İstanbul İl Yönetimi’ne mahkeme tarafından Gürsel Tekin kayyım atanınca herkes doğal olarak bu kararı bugünün fragmanı olarak gördü. Siz bugün mahkemeden ne yönde bir karar bekliyorsunuz?

Ben 2023 kurultayımızın ‘mutlak butlan’ sayılması yönünde bir karar çıkacağını tahmin ediyorum. Senin hatırlattığın İstanbul teşkilatına kayyım atanmasının bana kalırsa da bunun işareti oldu. Bence Ankara’dan ‘mutlak butlan’ kararı çıkacak çünkü eski Genel Başkan’ımız bu konuda çok çalışıyor. -Kemal Kılıçdaroğlu mu?

Evet.

-Siz şunu iddia ediyorsunuz; Kemal Kılıçdaroğlu sessiz biçimde kurultay davasını beklemiyor, bizzat kendisi kurultayın iptali için aktif biçimde çalışıyor. Bu iddiayı destekleyecek bilgi var mı elinizde?

Ben onun en üst düzeydekilerle de temas içinde olduğumu sanıyorum. -Cumhurbaşkanı Erdoğan ve yakın çevresini mi kastediyorsunuz? O halde size göre ona net biçimde işaret verildi ve o da hazırlığını yapıyor, öyle mi?

Evet. Dikkat ederseniz “Ben neredeysem Genel Merkez orasıdır” gibi şeyler söyledi bir ara. Hazırlığı ona göre yapıyor.

-Peki diyelim ki sizin tahmin ettiğiniz gibi Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP liderliğine geri dönüş senaryosu sahneye konuldu. 21 Eylül’deki olağanüstü kurultayın yapılabilmesi için oy veren 900 delegeye ve tabanın öfkesine rağmen rahat rahat kafasına göre yönetebilir mi partiyi?

Yönetemez. Ben Özgür Özel'in hiçbir şekilde vazgeçeceğini tahmin etmiyorum. Özgür Özel bu direnişten de Türkiye’nin her yanını gezerek yapılanları halka anlatmaktan da vazgeçmeyecek. Her Çarşamba İstanbul’un bir ilçesinde olmaya devam edecek.

-Ama bir yandan da tam Erdoğan ve Bahçeli’nin istediği gibi Ankara merkezli siyaset yapması muhtemel bir Kılıçdaroğlu ve ekibi olacak bir yanda. Bu dağınıklık görüntüsü CHP’ye oy kaybettirmez mi?

Özgür Bey’in cesaretinin ve çabasının halk nezdinde daha etkili olacağını düşünüyorum. Yani onun izleyeceği yol fiili durumun üzerini örter ve hakiki bir bölünmenin önüne geçer.

-Tam burada hakkınızda yapılan spekülasyonları da sormam gerekiyor. Sizin Devlet Bahçeli ile yaptığınız görüşmede ‘mutlak butlan’ kararı çıkması durumunda geçiş dönemini sizin genel başkanlık koltuğuna oturarak yönetmeniz yönünde bir teklif götürmüş olabileceğiniz iddiasını ortaya atanlar oldu. Böyle bir yönteme sıcak bakar mısınız?

Bakmam. Ben böyle bir kararın tanınmaması gerektiğini düşünüyorum. Kategorik olarak karşıyım böyle bir hamleye.

-Pekâlâ biz yine Kemal Bey’in genel başkanlığa dönüşü kabul ettiği senaryo üzerinden devam edelim o halde. Diyelim ki bu oldu ve Kılıçdaroğlu ekibi tam da iktidarın arzu ettiği şekilde bir buçuk seneye yaydı yeni kurultay sürecini mahkeme kararlarıyla destekli olarak. Şu an Özel bu olasılığın tartışmaya kapalı olduğunu savunuyor ve direneceğini ilan ediyor. CHP bu süreçte bölünür mü? Özgür Özel ekibi açısından yeni bir parti kaçınılmaz hale gelebilir mi?

Cumhuriyet Halk Partisi, Atatürk'ün “Benim iki tane eserim var, biri Cumhuriyet, biri CHP” dediği bir parti. Savaşanların, terk etmeyenlerin partisi. Türkiye'nin kurucusu bir parti. Cumhuriyet Halk Partisi'nin özelliği bu. Kişiler değişir, gelir gider ama bu parti böyle kalır. Cumhuriyet Halk Partisi avukatların, savcıların bürolarında kurulmadığı gibi oralarda dizayn edilemez. Cumhuriyet Halk Partisi savaş meydanlarından çıkan bir partidir.

-Evet öyledir de bugün Cumhuriyet Halk Partisi’nin karşısında bambaşka bir realite var. Ve biz biliyoruz ki bu iktidar devletin tüm imkânları ve kurumları seferber edilerek bir başka siyasi partinin üzerine gittiğinde bir biçimde başarılı olabiliyor. Nitekim Devlet Bahçeli de dolaylı olarak bunu teyit etti Sabah gazetesine verdiği son söyleşide. Tam ifadesi şöyle: “Geçmişte bizde de benzer müdahaleler yapmaya çalıştılar bizden de ayrı bir parti oluştu.” Nitekim şu anda MHP’den kopan üç parti yok mu? Yani bölmeyi başarmışlar.

MHP kökü duruyor.

-Kökü duruyor da oy oranı yüzde 7-8 bandının üzerine pek çıkmıyor. Hem de Öcalan ile müzakerelerin yürütüldüğü bir dönemde normalde milliyetçi blok derli toplu olsa yüzde 20’nin üzerine çıkabilecekken. CHP de bugün yüzde 33 civarında olabilir ama bölünürse tablo bambaşka olur, yanlış mı?

Yok. Çünkü vatandaş artık bu partinin Özgür Özel'in yönetiminde güçlü bir parti olduğunu biliyor. Onun Genel Başkanlığı sayesinde bu işin çok daha iyiye gideceğini farkında. Özgür Özel hem çalışkan hem cesur. Bülent Ecevit'ten sonra parti ilk kez böyle bir trend yakaladı. Aradakileri ben hiç saymıyorum. Ecevit’ten sonra ilk defa birinci parti olmayı başardı ve bu birincilikte devam ediyor. Şu anda anketlere bakıldığında kesinlikle birinci parti. Ve bana kalırsa, ara açılarak CHP’nin birinciliği devam edecek.

-Dikkatimi çekti sözlerinizde hep Özgür Özel vurgusu var. Halbuki aslında çok yakın bir zamana kadar halen CHP’nin cumhurbaşkanı adayı olan Ekrem Bey'in ismi öne daha çok çıkıyordu. Kemal Kılıçdaroğlu’nun temel itirazlarından birinin de tam buna olduğunu biliyoruz, İmamoğlu’nun öne çıkartılmasına. Şimdi Özgür Özel bu mücadelede daha önde görünüyor. Yani aslında iktidar 19 Mart sürecinde Ekrem İmamoğlu’nu pasifize etmeyi bir ölçüde başardı diyebilir miyiz?

Ben Cumhurbaşkanı’nın Ekrem'i kesinlikle bırakmayacağım tahmin ediyorum.

-Bu kadar eminsiniz buna yani. Tam da bunun için, Ekrem İmamoğlu’nun tutuksuz yargılanmasını sağlamak için Devlet Bahçeli’ye gittiniz. Keza akabinde Bahçeli’nin........

© T24