Tehcir…
Diğer
11 Şubat 2025
ABD’nin ve dünyanın başına gelen en büyük felaketlerden biri olan Donald Trump 4 Şubat 2025'te İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu ile yaptığı ortak basın toplantısında şunları söyledi (bozuk ifade kendisine ait, köşeli parantezlerle biraz iyileştirmeye çalıştım, yine de pek olmadı!):
"...Vicdan sahibi ilgili ülkelere gitmeliyiz ve [oralarda] Gazze'de yaşayan bir milyon Filistinlinin yerleşeceği, ölümü ve yıkımı, kötü kaderlerini sonlandıracak çeşitli alanlar inşa etmeliyiz. …
[Filistinliler] evlerle dolu güvenlikli bir bölgede yerleşebilir ve [Gazze’ye] geri dönüp [aynı şeyleri] tekrar yapmak zorunda kalmak yerine hayatlarını barış ve uyum içinde sürdürebilirler. ABD, Gazze Şeridi'ni devralacak ve biz de orada iş yapacağız.
[Oraya] Sahip olacağız ve alandaki tehlikeli patlamamış bombaların ve diğer silahların sökülmesinden sorumlu olacağız, alanı düzleyeceğiz ve yıkılmış binaları ortadan kaldıracağız, düzleyeceğiz. Bölge halkı için sınırsız sayıda iş ve konut sağlayacak bir ekonomik kalkınma yaratacağız. Gerçek bir iş yapacağız, farklı bir şey yapacağız...
Muhteşem bir şey yapma fırsatımız var. Sevimli olmak istemiyorum. Ukala olmak istemiyorum. Ama bu Orta Doğu'nun Rivierası, çok muhteşem olabilecek bir şey olabilir."
Gazze’yi patlamamış bombalardan ve enkazdan değil Filistin halkından temizlemeyi amaçlayan Trump, onları Mısır ve Ürdün gibi üçüncü ülkelere taşıma niyetinde. Filistin halkının bölgeye yeniden dönüşünü öngörüp görmediği kendisine sorulduğunda, bunun yerine bölgenin "dünya halklarına" ev sahipliği yapabileceğini, ABD'nin "uzun vadeli bir mülkiyet pozisyonu" öngördüğünü söylemiş.
Trump bu görüşlerini 9 Şubat’ta şöyle netleştirdi:
“Bence insanların, Filistinlilerin ya da Gazze'de yaşayanların bir kez daha geri dönmelerine izin vermek büyük bir hata ve Hamas'ın geri dönmesini istemiyoruz. Burayı büyük bir emlak alanı olarak düşünün ve Amerika Birleşik Devletleri buraya sahip olacak ve biz de yavaş yavaş –çok yavaş, acelemiz yok– burayı geliştireceğiz. Yakında Orta Doğu'ya istikrar getireceğiz.”
Yani bu bir tehcir planı!
Amerika Birleşik Devletleri tarihi tehcire hiç yabancı değil. 1830-1850 tarihleri arasında, Başkan Andrew Jackson’la başlayıp Başkan Zachary Taylor’la biten, altı ABD başkanının başrollerde olduğu yirmi yıllık dönemde (hani çocukluğumuzda “Kızılderili” diye bize belletilen) Kuzey Amerika yerlileri kendi topraklarından zorla uzaklaştırılarak rezervasyonlara yerleştirildi. “Trail of Tears” (Gözyaşı Yolu) diye adlandırılan bu tehcir sırasında Cherokee, Creek, Chickasaw, Choctaw, Seminol ve Novaho kabilelerinden yaklaşık 60,000 yerli Mississippi Nehri'nin batısındaki "Kızılderili Bölgesi"ne sürüldü. Binlerce insan yolculuk sırasında hastalık, açlık ve soğuktan hayatını kaybetti ve yerli halkların kültürleri büyük zarar gördü.
ABD hükümeti, tehciri kendi halkına yerli halkları "medenileştirme" misyonu olarak sundu. Yerli halkların "geri kalmış" ve "vahşi" olduğu, Avrupalıların ise "uygar" ve "medeni" olduğu fikri yaygın olarak savunuldu. Bu söylem, tehcirlerin yerli halkların iyiliği için yapıldığı, onların daha iyi bir yaşama kavuşacağı iddiasını da içeriyordu. Tehcir güvenlik gerekçesiyle de savunuluyor, yerli halkların beyaz yerleşimcilere saldırılar düzenlediği, bu nedenle gerekli olduğu söyleniyordu.
Oysa bu tehcirin en önemli nedeni, beyaz yerleşimcilerin ve hükümetin yerli topraklarına duyduğu ihtiyaçtı. Hükümet, bu durumu genellikle "yerli halkların toprakları verimli kullanamadığı" veya "toprakların boş olduğu" gibi gerekçelerle meşrulaştırmaya çalıştı.
ABD kurulmadan çok önce Afrikalıların yurtlarından koparılıp köle olarak çalıştırılmak üzere “Yeni Dünya”ya getirildiğini ve beyaz Amerikan uygarlığın temelinin bu tehcirle atıldığını biliyoruz. Yani Amerika yerlilerinin maruz kaldığı tehcir bu ülkedeki ilk tehcir değildi. Ama maalesefe sonuncusu da olmayacak, ABD hükümeti II. Dünya Savaşı sırasında batı kıyısında yaşayan Japon asıllı Amerikalıları (yaklaşık 120.000 kişi) toplama kamplarına yerleştirecekti.
Tehcir konusunda sicili temiz bir ülke var mıdır emin değilim! Saymakla bitmez........
© T24
