Aman yerin kulağı var!
Diğer
20 Haziran 2025
Ülkemizde kalın kafalı bir başkana karşı demokrasi için büyük bir mücadele veriyoruz! (Robert De Niro, Cannes Filim Festivali açılış töreni konuşmasından.)
Türk Ceza Kanunu’nun 299. Maddesi cumhurbaşkanına hakaret edenleri caydırmak amacıyla kaleme alınmış. Maddenin ilk fıkrasında da “Cumhurbaşkanına hakaret eden kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır” diye yazılmış. Ama ikinci fıkrayı okuduğunuzda dehşetle irkiliyorsunuz: “Suçun alenen işlenmesi halinde, verilecek ceza altıda biri oranında artırılır!” Demek ki ilk fıkra, alenen yapmasanız bile böyle bir suçu zinhar işlememeniz maksadıyla yazılmış. İnsanın kafası karışıyor, mesela benim ekonomi/istatistik diplomam var, ama bir meslek olarak bunu hiç icra etmedim, tüm enerjimi bu disipline harcamadım, yani biri “Çağatay makro iktisattan pek anlamaz” dese bu bir hakaret olmadığı gibi büyük ölçüde doğru bir tespittir de. Ama eğer biri böyle bir cümleyi (hâşâ) cumhurbaşkanımız için bir yakın arkadaşına fısıldasa, o sırada aldıkları simitleri uzatan fırıncı da bunu duyup şikâyet etse, yandı gülüm keten helva!
Yahu ne olacak, iki kişi aralarında konuşmuş, bir kampanya açmamışlar ya, gül geç değil mi? Bir kere karakol amirinin bu fasarya suçlama nedeniyle bir tutanak oluşturup savcılığa sevk etmemesi onun için riskli olabilir, savcı da ne olur ne olmaz diyerek dava dosyasını hazırlar, hâkim ise önüne gelen iddianameyi kabul etmezse sürülmekten çekinir. Al işte sana bir hakaret davası! Eee bu kadar zahmetten sonra sanığı beraat ettirmek de yakışık almaz tabii. Herkesin bir üstündekinden korktuğu bir ülkede bu işler böyle yürür maalesef. Yani iyisi mi “yerin kulağı var” deyimini akıldan pek çıkarmayalım!
Acaba ceza kanunumuzun bu maddesine çok iş düşmüş mü diye “gugullayınca” da ne göreyim? Rakamlar dehşet verici arkadaşlar, ya bu ülkenin insanları çıldırmış ya da birileri çok alıngan.
2014-2021 arasında TCK’nın bu maddesini ihlal iddiasıyla 194 bin 142 (yazıyla yüz doksan dört bin yüz kırk iki) soruşturma açılmış! Neyse ki bu soruşturmalardan “sadece” 44 bin 675’i dava konusu olmuş (herhalde adliyeyi işe boğmak istemediler), bu davalarda 38 binden fazla sanık yargılanmış (1000 sanık 18 yaşından küçükmüş), bunlardan 12 bin 881’i de mahkûm olmuş. Mahkûm edilenlerden 9 bin 256’sı ya adli para cezası, ya hükmün açıklanmasının geri bırakılması, ya da ceza ertelemesi gibi nedenlerle hapse girmemişler (oh buna da şükür). Ama hapis cezasına çarptırılan 3 bin 625 kişi bu kadar şanslı değillermiş!
Acaba Sayın Erdoğan’ın cumhurbaşkanı olmasından evvel durum nasılmış diye de baktım. 1994-2014 arasındaki yirmi bir yılda cumhurbaşkanına hakaret suçlamasıyla açılan dava sayısı 1.169, sanık sayısı da 1.279 kişiymiş, bunlar arasında mahkûm edilenler ise hepi topu 386 kişiymiş. Yirmi bir yılda 386 kişiden, sekiz yılda 12 bin 881 kişiye! Bunun artış yüzdesini hesaplamaya kalkışmayacağım, acayip bir oran çıkacak ortaya.
Bence kriminologların, sosyologların, pedagogların, adli psikologların, siyaset bilimcilerin ve aklıma gelmeyen başka uzmanlık alanlarından kişilerin bu “büyük sıçramayı” (maalesef ileriye doğru değil) açıklamak üzere hemen kolları sıvamaları lazım! (Benim böyle bir bir uzmanlığım yok ama “haddini........
© T24
