SNL, Portlandia ve Wednesday’in yıldızı Fred Armisen: “Yaptığım işlerin ortak noktası pozitiflik”
Diğer
26 Eylül 2024
Bir röportajdan önce kolay kolay heyecanlanmam ama Fred Armisen’la konuşmadan önce heyecanlıydım. O, yaptığı işlerin hepsini izleyip bir gönül bağı kurduğum ender komedyenlerden.
Kariyeri 90’larda punk grubu Trench Mouth’da davul çalarak başlıyor ve ABD’nin en önemli komedi-skeç şovu Saturday Night Live (SNL) ‘ ın kadrosuna dahil olmasıyla zirveye ulaşıyor. Ardından Portlandia, Documentary Now, Los Espooksy gibi hepsi birbirinden özgün ve taklit edilemez şovlar yaratıyor. Bir yandan da müzikten hiç kopmuyor, hatta bu yıl The Late Show with Seth Meyers’da yaptığı orkestra şefliğiyle Olağanüstü Müzik Yönetmenliği dalında Emmy’ye aday oluyor. Stand-Up For Drummers şovunun başarısını bir dünya turnesiyle devam ettiren sanatçı, müzisyen ve komedyen kimliklerini sahnede buluşturduğu Comedy for Musicians but Everyone is Welcome ile 28 ve 29 Eylül akşamları Salon İKSV sahnesinde olacak.
SNL tarihinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı canlandıran tek isim olan Armisen ile zoom üzerinden buluştuk ve SNL yıllarını, müzik ve komedinin nasıl bir araya geldiğini, yeni baba olmanın ona neler hissettirdiğini, Tim Burton’la çalışmanın güzelliklerini ve Türkiye müziğine duyduğu ilgiyi konuştuk.
- SNL’de yer aldığın 2002-2013 yılları benim de New York’ta yaşadığım yıllara denk geliyor. Nasıl ki herkesin favori bir SNL kadrosu ve dönemi olur, benimki de belki biraz da bu yüzden, o dönem. SNL izlemek benim için Amerikan politika ve kültürüne bir giriş dersi gibiydi. Üstümde büyük emeğiniz var diyebilirim, çok teşekkür ederim.
Bunu duymak o kadar güzel ki. Çok mutlu oldum. SNL’in bir parçası olmak harikaydı. Hayatımın en müthiş deneyimiydi. Kadroyla hala arkadaşız, birbirimizi devamlı görüyoruz, araşıyoruz. Ama senin tarif ettiğin o duyguyu anlıyorum, herkesin beraber büyüdüğü bir SNL dönemi var. Benim için de aynıydı. Ve hala açıp eski SNL bölümlerini izliyorum.
- Ben de. YouTube’a girip eski bölümleri izlemek en sevdiğin yemekleri yemek gibi bir his. Peki, 2019’da Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı canlandırdığın skeci hatırlıyor musun?
Evet, evet, hatırlıyorum tabii ki.
- SNL tarihinde Erdoğan’ı canlandıran ilk ve tek kişisin. Bu rol için nasıl hazırlandın? Erdoğan’ı önceden tanıyor muydun, hakkında bilgin var mıydı ?
Çok fazla bilgim yoktu. Fotoğraflarını görmüştüm ama nasıl konuştuğunu, nasıl hareket ettiğini pek bilmiyordum. Videolarını izleyerek hazırlandım. Birini canlandıracağım zaman çok titiz olurum, asla baştan savma davranmak istemem. Erdoğan’ı canlandırırken de araştırmamı doğru yaptığımdan emin olmaya çalıştım ve elimden gelenin en iyisini yaptım.
- Erdoğan siyasi mizaha hoşgörüsüyle tanınan bir lider değil. O skeçle ilgili olumlu ya da olumsuz herhangi bir geri dönüş aldın mı, Türkiyeli hayranlarından mesela?
Sıfır, sıfır. Gerçekten hiçbir geri dönüş almadım. Bana bu skeci soran ilk insan sensin. Ki, bu tür şeylere çok dikkat ederim. “Doğru oldu mu, iyi yapabildim mi?” diye merak ederim. Ama 2019’da insanlarla irtibata geçmek daha zordu, daha az sosyal medya vardı, sanırım onun da etkisi vardır.
- Bu yıl SNL’in 50. Yıldönümü ve sen de bu mirasın büyük bir parçasısın. Sence SNL’in bu kadar uzun süre devam etmesinin ve geçerliliğini korumasının sırrı nedir?
Bence SNL’in sırrı türünün tek örneği olan bir şov olmasında. Bildiğim kadarıyla televizyonda hem canlı yayınlanan, hem de müzikle komediyi harmanlayan başka bir program yok. İnsanlar artık internetten de izliyor SNL’i ama hâlâ her Cumartesi gecesi, aynı saatte yayında olması izleyiciye bir tür güvenli bölge sağlıyor gibi geliyor bana. Orada olmasının bir büyüsü var. Ayrıca kadronun sürekli değişmesi de şovun taze kalmasını sağlıyor.
- Evet, jenerasyonlarla birlikte gelişiyor, sıkışıp kalmıyor.
Kesinlikle. Bir nevi yeniden büyüyor. Bir de tarif edemediğimiz başka bir şey var. Sanki tüm dünyada herkesin sevdiği bir yemek var ve o yemeğin neden o kadar iyi olduğunu sadece malzemelerle açıklayamıyorsun. Neden o kadar sevdiğini tam olarak tarif edemiyorsun. İşte SNL de o yemek gibi.
- SNL yaratıcısı ve yapımcısı Lorne Michaels'ın bu yıl emekli olacağı konuşuluyor. Lorne sonrası bir SNL'i hiç hayal ettin mi? Kafanda onun yerini alabilecek biri var mı?
Bence Lorne hala işinin başında ve bana sorarsan SNL’de kalmaya devam edecek. Son zamanlarda bir çok kere SNL’de yer aldım ve Lorne hala çok aktif. Yeni kadro üyelerini o seçiyor, tüm kararları o veriyor. Hala çok etkili ve iyi ki de öyle.
- SNL'e yapımcı ya da başyazar olarak geri dönmeyi düşünür müsün?
Ara sıra konuk oyuncu olarak geri dönüyorum. Sürekli olmasa da bir rol veya skeç için beni çağırdıklarında. Bu benim için yeterli. SNL’in bir akrabası gibiyim. Başyazarların her daim orada olması, New York'ta yaşıyor olmaları gerekiyor. Bu da benim için mümkün değil.
- Kariyerine davulcu olarak başladın, ardından komedyen oldun, ve şimdi ikisini harmanlıyorsun. Sanırım hem oyunculuk ve yazarlık dalında hem de Olağanüstü Müzik Yönetmenliği dalında Emmy’ye aday gösterilen tek kişisin. Bu sene The Late Show with Seth Meyers’da yaptığın The 8G Band’in orkestra şefliği göreviyle Emmy’ye adaydın, tebrikler.
Çok teşekkürler. Emmy’ye her aday olduğumda şaşırıyorum. Sanki bir rüyadayım. Hayalini kurduğum her şeyi yaşadığım bir rüyada gibiyim. Müzik, SNL'deki ilk yıllarımda bile her zaman vardı. Oyuncu seçmelerimde bile davul çalmıştım. Timbale davulları kullanmıştım. Şimdi ikisini birleştirmek bir halkanın tamamlanması gibi.
- Kendini müzik yapan bir komedyen mi yoksa içinde komedyenlik olan bir müzisyen gibi mi........© T24
visit website