Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’nden hedef 16: Barış, adalet, güçlü kurumlar
Diğer
30 Ocak 2025
Birleşmiş Milletler’in Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri toplam 17 hedeften oluşuyor ve 2030 yılına kadar ulaşılmasını öngörüyor. Bu hedefler; herkes için yoksulluğun, açlığın sona erdirilmesi, sağlıklı bir yaşam, kapsayıcı, kaliteli eğitim sağlanması, erişilebilir, güvenli, sürdürülebilir modern enerjiye ulaşılması, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması, üretken istihdamın teşvik edilmesi, eşitsizliğin azaltılması, güvenli şehirlerin kurulması, ekosistemin korunması, barışçıl ve kapsayıcı toplumların teşvik edilmesi, herkes için adalete erişimin sağlanması, etkili, hesap verebilir, kapsayıcı kurumların oluşturulması ve benzerlerinden oluşuyor.
Yeri geldikçe bu köşede hedeflerden Türkiye gündeminde öne çıkanları ele alacağım: Bugünlerde 16. Hedef olan “Barış, Adalet ve Güçlü Kurumlar” hedefini konuşmak yerinde olur.
Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’nden 16’ncısı; “barışçıl ve kapsayıcı toplumları teşvik etmek, herkes için adalete erişimi sağlamak ve her düzeyde etkili, hesap verebilir ve kapsayıcı kurumlar inşa etmek” olarak ifade ediliyor. Barış, adalet ve onu sağlayacak güçlü kurumlar iç içe, ancak adaleti biraz daha ön plana çıkarmak istiyorum.
Zaten son üç yıldır dünya genelinde devam eden şiddetli çatışmalar, küresel barış ve Hedef 16'nın gerçekleştirilmesini zora soktu.
Güvensizlik, bir ülkenin kalkınmasını olumsuz etkiliyor ve hukukun üstünlüğünün olmadığı yerlerde şiddet, suç ve istismar yaygınlaşıyor. Bu durumda ülkedeki adalet sistemi de en çok risk altındakileri korumak için önlemler almak durumunda.
Birleşmiş Milletler böyle durumlarda hükümetleri, STK’ları çatışma ve güvensizliğe kalıcı çözümler bulmak için birlikte çalışmaya çağırıyor. Hukukun üstünlüğünü güçlendirmek, insan haklarını ön planda tutmak, yolsuzluğa geçit vermemek ve her zaman kapsayıcı katılımı sağlamak da bu sürecin anahtarı oluyor.
Birleşmiş Milletler bireysel haklara, mahremiyet hakkına, ifade özgürlüğüne ve bilgiye erişim hakkına saygı duyan ve bunları savunan toplumlar ile daha geniş insan hakları çerçevesiyle uyumluluğu teşvik ediyor.
O nedenle bu hedefin kilidini açacak anahtarın elimizden gitmemesi için adalete eşit erişimin, yasalar önünde eşitliğin sağlanması gerek. Aksi halde toplumsal ve ekonomik kalkınma sağlanamaz ve çatışma, şiddet ve istikrarsızlıkla boğuşuruz.
Çünkü adaletsizlik, öncelikle güvensizlik yaratır. Sadece bugünkü neslin değil gelecek nesillerin de refahını ve gelişme olanaklarını........© T24
