menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Sayıştay denetim raporlarında bir şehir hastanesi örneği ve KÖİ modelinin içyüzü

30 2
25.09.2024

Diğer

25 Eylül 2024

Sayıştay denetimlerinin dayanağı; 6085 sayılı Sayıştay Kanunu, uluslararası denetim standartları, Sayıştay ikincil mevzuatı ve denetim rehberleridir.

Sayıştay, denetimlerinin sonucunda hazırladığı raporlarla denetlenen kamu idarelerinin mali yönetim ve iç kontrol sistemlerini değerlendirmek, mali rapor ve tablolarının güvenilirliğine ve doğruluğuna ilişkin görüş bildirmek, gelir, gider ve malları ile bunlara ilişkin hesap ve işlemlerinin kanunlara ve diğer hukuki düzenlemelere uygunluğunu tespit etmekle sorumludur.

Bir kamu yatırımı olarak karşımıza çıkmasını beklediğimiz hastaneler, köprüler ya da havalimanları son yıllarda sayı ve fonları giderek büyüyen KÖİ projeleriyle yapılıyor. Bu modelde kamu ve özel sektör (şirket) arasında maliyetler, riskler paylaşılıyor. İdareler de şirketlere talep garantisi verirken, yükümlülükler talebimiz olsun-olmasın hepimize yayılıyor.

Bu yazımda Sayıştay Başkanlığı’nın yayımladığı 2023 yılı Sağlık Bakanlığı Denetim Raporu’nda uzun yıllardır KÖİ modeliyle yaptırılan sağlık tesislerine ilişkin bulguları, Antalya Şehir Hastanesi örneğinde ele alacağım. Raporun çok büyük kısmı daha önceki raporlarda olduğu gibi KÖİ modeliyle yaptırılan şehir hastanesi gibi sağlık tesislerindeki hukuka aykırılıklara ayrılmış durumda.

Sayıştayın bu hastane ile ilgili raporunda ihale mevzuatına uyulmadığı, taahhüt edilen talep garantilerinin uygun şekilde muhasebeleştirilmediği, bilanço dipnotlarında gösterilmediği, varlık ve yükümlülükler ile envanter işlemlerinin ilgili tebliğe uygun muhasebeleştirilmediği hususları öne çıkan bulgular arasında.

Kısaca özetlemeye çalışacağım, çünkü Sayıştay’ın tespitleri ve eleştirileri onlarca sayfa tutuyor.

Antalya Şehir Hastanesi’nin yapım işi, 29 Aralık 2020’de pazarlık usulüyle şirkete (raporda şirketin adı geçmediği için buraya yazmıyorum, ancak değerli okurlar tahmin ediyordur) ihale edilmiş ve 990 milyon TL anahtar teslimi götürü bedel üzerinden 9 Mart 2021’de sözleşmeye bağlanmış. İş; hastane, teknik merkez ve kreş binası olarak tanımlanmış, işin süresi de 750 gün olarak belirlenmiş. Deprem yönetmeliği değişikliği, Covid-19 salgını gibi nedenlerle sağlık hizmet sunumu kriterlerindeki zorunlu birtakım düzenlemeler ve zorunlu diğer imalat değişiklikleri gerekçeleriyle uygulama projelerinde değişikliklere gidilmiş ve onaylı revize uygulama projeleri 9 Nisan 2021’de şirkete teslim edilmiş.

Bu durumda ilk projeler ile revize projeler arasında betonarme, mimari, mekanik ve elektrik imalatları açısından önemli farklılıklar ortaya çıktığından proje tutarı değişikliğe uğramış ve 98,9 milyon TL iş artışına gidilmiş.

Aslında süreç buraya kadar olağan akışında. Ancak elektrik, mekanik imalatları için tekrar 128,5 milyon TL daha iş artışına gidilmek istenmiş. Bu kez toplam iş artışı tutarının sözleşme bedelinin yüzde 10'u olarak belirlenmiş sınır değeri aşması nedeniyle, yapım işinin mevcut projelerle tamamlanmasının fiilen imkânsız olduğu gerekçesiyle de bu 128,5 milyon TL tutarındaki imalatların iş kapsamından çıkarılmasına karar verilmiş.

İş kapsamından çıkarılan söz konusu imalatlar ile birtakım ilave imalatların yapılabilmesi amacıyla bu kez idare tarafından 4 Nisan 2023’te Antalya Şehir Hastanesi Çevre Düzenleme, Altyapı ve Müteferrik İşler Yapım İşi adı altında pazarlık usulü ile yeni bir ihaleye çıkılmış ve şirket ile 10 Mayıs 2023’te yukarıdaki 128,5 milyon TL’nin yaklaşık 10 katı tutarda 1 milyon 125 bin TL bedel üzerinden sözleşme imzalanmış. Anlaşılan altyapı, çevre işlerinin yapılacak olması projenin başlangıcından 3 yıl sonra düşünülmüş.

Bu arada işin sözleşmedeki şartlara uygun şekilde tamamlanmasını sağlayacak gerekli değişiklikleri yapmaya İdare yetkili, ancak İdarenin yetkisi sınırsız değil. Bir başka deyişle yetkinin İdarenin 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu hükümlerine uygun kullanması gerekiyorken yeni ihale bedeli çok yüksek belirlenmiş.

Raporda ifade edildiği gibi öngörülemeyen durumlar nedeniyle bir iş artışının zorunlu olması halinde artışa konu olan iş, İdareyi külfete sokmaksızın ve asıl işten ayrılmasının mümkün olmaması şartıyla anahtar teslimi götürü bedel ihale edilen yapım işlerinde sözleşme bedelinin yüzde 10'una kadar oran dâhilinde ihale dokümanındaki hükümler çerçevesinde aynı şirkete yaptırılabilirdi. Ancak işin bu şartlar dâhilinde tamamlanamayacağının anlaşılması durumunda artış yapılmaksızın hesabın genel hükümlere göre tasfiye edilmesi gerekiyordu.

Ayrıca, 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşme Kanunu'nun 6. maddesinde anahtar teslimi götürü bedel sözleşme, yapım işlerinde uygulama projeleri ve bunlara ilişkin mahal listelerine dayalı olarak, işin tamamı için isteklinin teklif ettiği toplam bedel üzerinden sözleşme olarak tanımlanmış. Bu çerçevede; iş kapsamından çıkarılan işlerin bedeli, sözleşme bedelinin yüzde 12,98’ine karşılık gelmekte olup bu işlerden bir kısmının iş kapsamından çıkarılması işin niteliğini bozmuştur. Buna göre, götürü bedel üzerinden ihale edilen bir yapım işinde, sözleşme süresi sonunda yapının anahtar teslimi olarak her şeyi ile eksiksiz ve kullanılabilir halde teslim alınması gerekiyordu.

Bu kapsamda elektrik, kaba-ince inşaat, peyzaj ve mekanik iş gruplarından (enerji getirme, trafo ve hücre imalatları, hasta yatak odaları için öngörülen ayırıcı perde ve perde rayı, dolap ve paslanmaz çelik korkuluk imalatları, çevre düzenleme vb.) birçoğunun ya da tamamının iş kapsamından çıkarılmasına karar........

© T24


Get it on Google Play