menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Demografik dönüşümün nedeni ekonomik faktörler mi?

17 0
25.07.2024

Diğer

25 Temmuz 2024

Demografik dönüşüm, yıllar itibariyle artan doğum oranları ile düşen ölüm oranlarından, düşen doğum oranları ile artan yaşam süresine doğru ya da tam tersi yönde değişim olarak tanımlanır. Bu dönüşümlerden biri 1960'lı yıllara kadar baby boom dönemiydi. Sonra da doğurganlık oranı Batı Avrupa'da 1970'li, Doğu Avrupa'da ise 1980'li yıllardan sonra gerileme sürecine girdi.

Son dönem demografik dönüşümün iki temel yansıması var: Her şeyden önce doğurganlık oranı giderek azalıyor. Bunun yanında tıp alanındaki ilerlemeler ve sosyo-ekonomik olanaklarla ölüm oranları gerileyerek, daha uzun yaşam beklentisi artıyor.

Nüfus dinamik bir yapı ve nüfus piramitlerini dönemler itibariyle karşılaştırarak bunu görebiliyoruz. Türkiye'nin 2000 yılına ait nüfus piramiti ile 2025 ve 2050 yıllarına ait nüfus piramiti projeksiyonları aşağıdaki görsellerde mevcut. İlk göze çarpan doğurganlık hızının düşmesi ve ortalama yaşam süresinin uzaması. Yaşlı nüfus artarken, ortanca yaş da yükseliyor.

Türkiye'de doğurganlık hızı 2001'de 2,38'di. 2012'de 2,11'e gerilemişti. Asıl gerileme 2022'de 1,63 ile oldu ve bir yıl sonra da 2023'te 1,51'e sert inişle ortaya çıktı.

Peki bu ne anlama geliyor? Nüfusun yenilenme düzeyi 2,10. Bu son rakamlar 2,10'un oldukça altında olduğu için de Türkiye'nin sıklıkla övündüğü “demografik fırsat penceresi”nin kapanması demek.

Oysaki 2014 yılında TÜİK'in yaptığı projeksiyonlara göre doğurganlık hızı 2025'te 1,97, 2050'de 1,8 olacaktı. Ama beklenen olmadı.

Türkiye'de 2023 yılı çocuk nüfus oranı yüzde 26 ile dünya çocuk nüfus ortalaması olan 29,8'in altında, AB ortalaması olan yüzde 17,8'in üstünde.

Ama bu bile genç nüfusta kaybın kaçınılmaz olduğunu gizlemez. Zaten doğurganlık hızı ne kadar hızlı düşerse genç nüfus o kadar hızlı azalacaktır.

Ayrıca tıp alanındaki ilerlemeler, bu alandaki tüm buluşlar yaşam beklentisindeki artışı sağlayacak ve yaşlı nüfusu da artıracaktır. Türkiye'de 2000 yılında 67,6 yıl olan doğuşta beklenen yaşam süresi, 2020-2022 döneminde 77,5'e yükseldi.

Yaşam beklentisindeki artış nüfusun yaşlanmasına hemen yol açmıyor. Yaşam beklentisindeki erken gelişmeler, çoğunlukla çocuk ölümlerindeki düşüşler ile bebeklerin ve çocukların sayısında ortaya çıkacak artışa dayalı. Böylelikle daha sağlıklı ve bakımlı nüfusun yaşam........

© T24


Get it on Google Play