CHP'nin seçim stratejisi: Yalnızca adayın ismi ve seçmenin rahatsızlıklarını dile getirmek kazanmaya yetecek mi?
Diğer
24 Şubat 2025
İktidarın siyasi zemindeki oyun planı ve nihai hedefi belli; Erdoğan’ı bir kez daha cumhurbaşkanı seçtirmek. Bu konuda Cumhur İttifakı da devlet dediğimiz mekanizmanın tüm aktörleri de mutabık görünüyor.
Mesele seçim akşamına kadar siyasi zemini, genel olarak muhalif seçmeni ve muhalefet aktörlerini kontrol edebilmek. Bu hedefe varana kadar devletin her türlü imkanını ve gücünü kullanarak, çoğu zaman yasaları ve hatta anayasayı da zorlayarak siyasi alanın kısıtlanmaya devam edileceği anlaşılıyor. Hedef Erdoğanlı bir döneme daha toplumsal rızanın ve seçimi kazanmak için gereken ortamın oluşması.
İktidar bu süreçte yeni seçmen kazanmak, bugünün muhalif seçmenini ikna etmek peşinde değil. Cumhur İttifakı partilerinin çekirdek seçmeni yüzde 20’lere düşmüş olsa da Erdoğan’ın çekirdek seçmeni hala yüzde 30’larda. Öte yandan seçmen açısından hala iki motivasyon ihtimali geçerli. Eğer seçmen kimliğinden ve kutuplaşmadaki pozisyonundan, ve de devlet ve güvenlik algısı üzerinden oy kullanırsa potansiyel olarak Erdoğan’ın kazanma ihtimali var. İktidar için esas mesele şimdiye dek bir kez bile ittifaka ve Erdoğan’a oy vermiş ama bugün gidişattan hoşnutsuz seçmeni yeniden ikna etmek. Yani Erdoğan ve Cumhur İttifakı’nın hedefi tüm seçmenler, sosyolojik kümeler ve kimlikler değil, kendine yakın seçmenlerin muhalefete geçmesine engel olmak.
Bunun için de iki yolu var. Birincisi bu seçmenlerin gidişattan şikayetlerini milliyetçi, dinci duygularını harekete geçirerek, köpürterek baskılamak. İkincisi bu seçmen kümesinin kadim sol fikriyat ve CHP karşıtlığı duygularını manipüle etmek.
O nedenle toplumsal muhalefetin etkili olma ihtimali olan durumlar etkisizleştirilmeye çalışılıyor.
TÜSİAD’a gösterilen tepki de bu nedenle. Haklı eleştirilerin kendi seçmeni üzerindeki etkisi en aza indirilmeye ya da kendi seçmeninin o eleştirileri duyma ihtimali daraltılmaya çalışılıyor.
Yine o nedenle CHP, DEM ve tüm toplumsal muhalefetin örgütlü kesimleri kriminalize ediliyor. CHP ve olası adayları olarak öne çıkan İmamoğlu ve Yavaş dahil tüm muhalif aktörler üzerinde baskı oluşturularak sürekli savunmada olmaları, birbirlerine düşmeleri, iç gerilimlere sıkışarak enerji kaybetmeleri isteniyor.
Gelecek seçimleri ve iktidarı belirleyecek tek unsur iktidarın senaryoları ve yaptıkları değil elbette. Çünkü bu yaşananlar çok da sürpriz sayılacak şeyler değil aslında. Yalnızca iktidar dünyanın gidişatına da bakarak biraz daha hızlanmış görünüyor. Gidişatı belirleyecek bir başka siyasi aktör ve unsur da elbette CHP ve üreteceği siyaset olacak. CHP iktidarın çizdiği çerçeve ve gündem dışından siyaset üretmek zorunda. CHP’nin cevap bulması gereken soru, iktidar ile aynı kapasite, mekanizmalar ve devletin araçlarına sahip olmadığına göre güç ve enerjisini nereden alacağı olacak.
Bu soruya yalnızca aday ve seçmenin gidişattan rahatsızlığı üzerinden cevap üretildiğinde ne olduğu 2023 Mayıs’ında görüldü. Aday elbette önemli, hele bugünkü yönetim sistemi içinde birinci unsur. Ama aday kadar önemli bir başka unsur, adayın da CHP’nin de iktidardan farklı olarak belirli bir kimliğe ve kutba değil tüm topluma konuşması, yeni seçmen kazanması gerekiyor. Çünkü yalnızca adayın kazanması değil parlamentoda da yüzde 51’e ulaşmak ihtiyacındalar ve bugünden bu ihtimal zayıf görünüyor. İkincisi toplum gidişattan memnuniyetsiz olsa da değişim fikrine güvenmediği, değişimin daha büyük kaos ve karmaşa üretebileceği algısı nedeniyle güce ve devlete bir kez daha meyletmesi muhtemel. Kaldı ki bugün küresel ve bölgesel dinamikler iktidara daha milliyetçi ve güvenlikçi bir dil ve politikalarla seçmeni ikna etme fırsatı da........
© T24
