Anne, Kalk! Mobilyacıda satılan mutluluk
Diğer
T24 Haftalık Yazarı
28 Temmuz 2024
Niclas Larsson'un trajikomik filminde 82 yaşında şık ve bakımlı bir kadın, oğullarıyla birlikte gittiği mobilyacıda yeşil bir koltuğa oturup kalır. Saatler geçse de evine dönmek istemez. Endişelenmeye başlayan David'in "İyi misin?" sorusuna annesi, "İyiyim, sadece sizinle gelmiyorum." cevabını verir. En sevdiği restorana bile gitmek istemez. Kanepeden zorla kaldırılırsa dükkânın merdiveninden bilerek düşüp kafasını patlatacaktır. Anne, koltuk uğruna neden ölümü göze alır?
Geceyi mobilyacıda geçiren Anne (Ellen Burstyn), yerleşik aile hayatını alaşağı eder. Ataerkil toplumlarda herkesin evi yurdu bellidir. Oysa üç sevgiliden üç çocuk yapan Anne, evlenmek yerine Avrupa'da seyahat etmeyi tercih etmiş. Ne erkeklere ne de annesine bırakıp gittiği çocuklarına bağlanmış. Hayat boyu bir akışta sürüklenen kadın, domestik ideolojiyi temsil eden evinde ölmek ister mi?
Evinde bulamadığı heyecanı, kimin ne zaman girip çıktığı ve ne kadar süreyle kalacağı belli olmayan mobilyacıda bulur. Eski eşyalarla döşeli evi, gençliğini ve yarım kalmış ilişkilerini hatırlatır. Salonundaki kahverengi çerçeveler ve her yeri saran biblolar kasvetlidir. Oysa mağazadaki etiketli eşyaların hüzünlü hatıraları yok. Yeni bir koltukla geçmişi yeniden yazmak mümkün.
Eve benzeyen ama aslında ev olmayan mobilyacılar çekicidir. Amaç alışveriş değildir sadece. Tertemiz yatak odalarına ve yağ değmemiş mutfak tezgahlarına gıpta ederiz. Derli toplu bir ev ve hayat düşleriz. İsveçli bir mobilya firmasında satılan çekmece düzenleyicileri, bizi yaşadığımız keşmekeşten kurtarma ümidi verir. Zincir mağazanın planlı koridorlarında, dağılan düşüncelerimizi toparlarız. Gerçek olmayan odalarda bulduğumuz huzur, dükkânın restoranında pekişir.
Satılan eşya değil, hayali bir mutluluktur. Mobilyacıdan ayrılamayan bir diğer karakter, annesini yalnız bırakamayacağı bahanesine sığınan David'dir. Dükkânın çakma salonunda,........
© T24
visit website