Sektörün duayeni Mehmet Y. Yılmaz anlatıyor; dergiciliğin altın yıllarında neler başarıldı, hangi hatalar yapıldı, haber dergiciliği devri neden kapandı?
Diğer
07 Temmuz 2025
Mehmet Y. Yılmaz, 2005 yılında başına geçtiği Doğan Burda Dergi Grubu’nu 2017 yılına kadar 12 yıl boyunca yönetti
Mehmet Y. Yılmaz, Türkiye’de dergi yayıncılığını bilgi aktarımının ötesine taşıyıp düşünsel zemin kuran öncü bir isim. Tempo, Aktüel, Blue Jean gibi her biri kendi döneminin hafızasına kazınmış dergilerle basın tarihinin yanı sıra kolektif bellekte de kalıcı izler bıraktı. Onun için yayıncılık, estetikle düşüncenin kesiştiği vicdani sorumlulukları olan bir alan.
1980’lerden itibaren yönettiği her dergi, gündemi izlemekten çok ona yön veren bir çizgiyle şekillendi. Her sayı, merakla okunan içerikleri ve güçlü estetik diliyle, bir buluşma atmosferi yarattı. “Kendi okumadığınız dergiyi kimse okumaz” diyerek, yayıncının samimiyetini entelektüel sorumlulukla birleştirdi. Okurlarına, mesleğine ve ekip arkadaşlarına gösterdiği özen sayesinde çok satan yayınlara imza attı.
Bu söyleşide Mehmet Y. Yılmaz ile dergiciliğin göz kamaştıran yıllarını ve hâlâ konuşulan bir yayıncılık anlayışını konuştuk.
- Türkiye medya tarihinde bu kadar farklı kitlelere hitap eden, birbirinden bu kadar uzak görünen yayınları hayata geçiren sizden başka kimse yok. Bu kadar geniş yelpazede etkili olabilmenizin sırrı neydi?
Hangi hedef kitleyi seçerseniz seçin iş sonunda dönüp dolaşıp yayıncılığın temel ilkelerine dayanır. Bunlar da en genel ifadelerle titizlik, merak, kalite arayışı, kendinden önceki yayınları aşmaya çalışmak ama asla taklit etmemek diye tanımlanabilir. Önce net bir hedef kitle tanımı gerekir: Kentli, 25 – 40 yaş arası, çalışan, eğitimli kadın gibi bir net tanım. Sonra bu hedef kitleyi tanımalısınız. O yıllarda bu tür araştırmalar çok yapılmazdı, biraz da el yordamıyla hareket ederdik ama genel eğilimleri de bilirdik. Hangi konuları merak ederler, ne kadar derinleşmek isterler gibi sorulara vereceğiniz yanıtları deyim yerindeyse “kervan yola çıktıktan sonra” da mükemmelleştirebilirsiniz. Ancak en başta yapacağınız tanım ne kadar ayrıntılı ve sizin kafanızda net ise o kadar kolay sonuca varırsınız. Dergilerin ve gazetelerin ilk nüshalarıyla ardından gelenleri yan yana koyarsanız, İkinci sayıdan itibaren yayının daha da geliştiğini, daha yararlı bir yayın haline geldiğini görebilirsiniz. “Fayda” ya da “yarar” en temel hususlardan biridir. Bu dergi, okuyucularına nasıl bir yarar sağlamalı? Okuyucunun işine yarayacak enformasyonu taşımayan derginin kaderi çöptür.
- “Okuyucunun işine yaramayan dergi çöptür” diyorsunuz. Peki okuma isteği yaratacak bir dergi nasıl olmalı?
Eğlendirici olmalı. Dergi ya da gazete okuyucunun elinde ne kadar uzun kalırsa, tatmin hissi o kadar büyür. Onun için derginin sayfa sayısının da önemi var. Ne çok ince olmalı ne de okuyucuyu korkutacak kadar kalın. Üç beş sayı alıp, hepsini okuyamadan yenisini almak zorunda kalan okuyucu, bir süre sonra parasını boşa harcadığı duygusuna kapılır, düzenli okuyucu olmaktan çıkar. Oysa bize düzenli okuyucu lazımdır. Yayıncılığın bütün ekonomisi, onun üzerinde döner. Uzmanlığa saygı duymalısınız. Genç kızlara yönelik bir yayın yapıyorsanız, yayıncılığın temel ilkelerini bilmeniz sizi kurtarmaz. O kitleyi tanıyan hatta o kuşaktan insanlarla içli dışlı olan bir ekibiniz olmalı ve onlara inisiyatif tanımalısınız. Ve en nihayetinde kendiniz de bir okuyucu olarak o dergiyi merak ediyor olmalısınız. Kendi okuyamadığınız dergiyi kimse okumaz. Baskı, cilt, kâğıt kalitesi özellikle dergilerde çok önemli. Ona eşlik edecek editoryal zenginlik de. Dergi, görsel bir üründür. Fotoğraflar ve grafik düzeni en az içerdiği yazılar kadar önem taşır. Kâğıt ve baskı kalitesi de en az içerik kadar önem taşır. Okuyucu, eline aldığında özenilmiş, üzerinde çalışılmış bir ürün görmek ister, baştan savma yapılan işler hemen sırıtır. En genel olarak bu çerçeveye uymaya çalıştım. Bu açıdan Blue Jean dergisi ile Playmen ya da Aktüel ya da Ekonomist dergileri arasında bir fark yoktur. Yeter ki yetenekli ve İnisiyatif kullanmayı beceren akıllı gazetecilerle çalışın. Bizim meslekte benden söz edilirken bazen........
© T24
