menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Prof. Dr. Gökhan Malkoç: Sorumlular hesap verirse travma biraz hafifler, adalet yerini bulmazsa güven kaybedilir

15 0
19.05.2025

Diğer

19 Mayıs 2025

Soma’da 13 Mayıs 2014 günü yaşanan maden faciasını yalnızca bir iş güvenliği skandalı olarak görmek yeterli değil. Yaşanan afet, toplumsal ruh sağlığı krizi, adalet duygusunun aşınması ve etkileri hala hissedilen olan bir kolektif travma. Hayatını kaybeden 301 işçinin ardından geriye kalan kadınlar, çocuklar, komşular, iş arkadaşları ve kurtarma ekipleri, sessiz ve uzun bir yas sürecine gömüldü. Bu yas, yalnızca kişisel bir kayıp değil; adaletsizliğin, eşitsizliğin ve ihmalkarlığın açtığı bir yara olarak toplumun sinir sistemine kazındı.

Türk Psikologlar Derneği’nden bir ekip, facianın hemen ardından Soma’ya ulaştı. İki yıl boyunca sahada organizasyonu yürüten ve psikososyal destek modelinin kurulmasına öncülük eden Prof. Dr. Gökhan Malkoç, afet sonrası iyileşmenin sadece terapiyle değil, adaletle mümkün olduğuna işaret ediyor.

- O dönemki çalışmalarla ilgili bilgi almak istiyorum. İlk ne zaman gitmiştiniz sahaya?

Maden faciası olduktan sonra haberi alır almaz bir gün sonra oradaydık. Bir ekip ile ön çalışmalar yapmak üzere Soma’ya gittik. Türk Psikologlar Derneği olarak gittik. Biz Türkiye'de meydana gelen afetlerin hepsinde, afet sonrası psikososyal çalışmaların nasıl yapılması gerektiğine dair saha çalışmaları yapıyoruz. Sahadan elde ettiğimiz verilere göre bir değerlendirme yapıp, o bölgede nasıl bir modelle gönüllü hizmet verebileceğimizi planlıyoruz. Sonrasında bu modeli uyguluyoruz.

- Kaç kişi gitmiştiniz? Karşılaştığınız tabloyu biraz tarif edebilir misiniz?

İlk olarak 5 kişilik bir ekiple gittik. Her zaman olduğu gibi bir şaşkınlık, şok, biraz öfke ve kızgınlık vardı. Ancak şunu söyleyeyim, madende çalışanlar civar köylerde yaşadığı için, Soma merkezinde büyük bir travmanın izini ilk başta çok net göremedik. Genel olarak bir öfke ve kızgınlık hakimdi.

- Gözlemleriniz doğrultusunda nasıl bir hareket planı çizdiniz? En çok hangi ihtiyaçlarla karşılaştınız?

Öncelikle, arama-kurtarma ekiplerinde olan işçilere de destek olmaya çalıştık. Onlara yönelik bazı programlar geliştirdik. Soma’nın yanı sıra yakın civardaki meslektaşlarımıza da destek sağladık. Hayatını kaybeden madencilerin nerede yaşadıklarını tespit ettikten sonra çok geniş bir alana yayılmış olduklarını gördük. Yani sadece Soma değil civar köyler de bu kapsama giriyordu.

- Bu geniş alanda nasıl bir hizmet modeli kurdunuz?

O dönem “Afetlerde Psikososyal Hizmetler Birliği” vardı. Türk Psikologlar Derneği, Türkiye Psikiyatri Derneği, Psikolojik Danışma ve Rehberlik Derneği, Çocuk-Ergen Ruh Sağlığı Derneği, Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği ve Kızılay birlikte çalışıyordu. Biz de iki merkezli ve mobil uygulamalı bir model kurduk. Çünkü bazı köyler Soma’ya dört saat uzaklıktaydı. Oradan kalkıp Soma’ya gelip psikolojik destek alması neredeyse imkansızdı. Bu yüzden Soma’da ve Dursunbey’de birer merkez açtık. Aynı zamanda gezici ekiplerle köy........

© T24