menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Yeni sistemde bakan yardımcıları ile cumhurbaşkanı yardımcılarının konumu

14 0
28.08.2024

Diğer

28 Ağustos 2024

2017 Anayasa değişikliği ile geçilen yeni sistemde gerek parlamenter sistemden başkanlık sistemine geçilmesi, gerekse cumhurbaşkanlığı kararnameleri (CBK) ile -kanuna gerek bulunmadan yani TBMM'yi devreden çıkararak-, Cumhurbaşkanının devletin idari yapısını kolay yoldan değiştirmesinin mümkün olması ile devletin üst idari yapılanmasında önemli revizyonlar yapıldı.

Bu revizyonlardan en dikkat çekici olanlarından biri, daha önce bulunmayan yeni bir konum olarak "Cumhurbaşkanı yardımcılığı", diğeri de "bakan yardımcılığı" ihdas edilmesi.

Peki daha önce idari ve siyasi sistemimizde bulunmayan bu yeni konumların getirilmesi isabetli mi oldu? Yoksa hata mı yapıldı?

Bu konumlar gerek kamu hukuku gerekse kamu yönetimi ve siyaset bilimi açısından nereye konulmalı?

Yani siyasi nitelikli görevler mi? Yoksa idari yönü ağır basan bürokratik görevler mi?

Önce Cumhurbaşkanı yardımcılığını (CBY) ele alalım.

Anayasa bu makamı açıkça öngörüyor (m.106).

Bu konudaki Anayasa hükmünde benim dikkatimi çeken birkaç nokta var:

İlki Anayasanın bu makam için herhangi bir sayı sınırlaması getirmemesi.

CBY'yi -TBMM'nin onayına filan gerek duymadan- doğrudan Cumhurbaşkanı atıyor ve istediği anda direkt görevden alabiliyor.

Tıpkı bakanlar gibi.

Kanımca Anayasa'nın bunlar için net bir sayı veya üst sayı sınırı belirlemesi doğru olurdu.

Bu kadar üst düzey bir devlet yönetim makamında kaç kişinin bulunabileceğini halkın ve kamuoyunun bence önceden bilme hakkı var.

Hadi Anayasa belirlemedi.

Hiç olmazsa merkezi idarenin temel teşkilatını düzenleyen CBK'da böyle bir sayı belirlemesi yapılması mutlaka gerekliydi.

Ne var ki anılan ana devlet teşkilatını düzenleyen CBK'da (1 nolu CBK) CBY için sayı belirlemesi yapılmamış. Bilakis Cumhurbaşkanının istediği sayıda CBY atayabileceği öngörülmüş.

Ciddi, demokratik ve halka hesap verebilmeyi esas gören bir devlette böyle bir keyfilik ve sınırsız yetki olmaz.

Bu konuda doğru olan öncelikle Anayasa'da veya en azından ilgili CBK'da CBY sayısının örneğin 3 ile sınırlanması.

Nitekim şu ana kadar mevcut Cumhurbaşkanı zaten aynı anda sadece tek bir CBY ile çalıştı.

Diğer yandan, Anayasanın CBY ile bakanları aynı konumda gördüğü anlaşılıyor.

Bilindiği üzere yeni sistemin bakanlar için belirlediği konum, siyasi bir konumdan ziyade idari ağırlıklı bir konum. Bakanlık görevi bir tür en üst düzey bürokratlık gibi kurgulanmış.

Bunun en açık kanıtı ve göstergesi, bakanların gerek göreve devamında, gerekse görevden alınmalarında TBMM'nin tamamen devre dışı tutulması. Güvenoyu ve gensoru kurumlarının ortadan kalkması.

Bu nedenle bakanlar aslında Cumhurbaşkanının idari anlamda en üst düzey bürokratları yani memurları gibi bir konumda.

Tıpkı ABD'deki bakanların "devlet sekreteri" konumu gibi.

Anayasa bunların sadece ceza yargılamalarında Yüce Divan'a gönderilmelerinde TBMM'ye yetki vermiş.

Oysa önceki sistemde bakanların gerek göreve devamlarında ve görevden alınmalarında TBMM onayı gerekmesi, gerekse tüm Bakanlar Kurulu kararlarında her bakanın imzasının zorunlu olması, bakanlara idari konumları yanında siyasi bir kimlik ve yetki de tanımış oluyordu.

Yeni sistemde ise bakanlar için bu iki siyasi yetki de hukuken kalmadı.

TBMM'nin bakanların atanma ve görevden alınmalarında hiçbir dahli ve yetkisi kalmadığı gibi, Yürütme yani Hükümet adına alınan kararlarda bakanların imzası da bulunmuyor.

Cumhurbaşkanı bu yetkiyi........

© T24


Get it on Google Play