Suriye ‘tiyatrosunda’ ikinci perde
Diğer
10 Mart 2025
Heyet Tahriru’ş Şam (HTŞ) güçlerinin Cevlani önderliğinde Halep’ten sonra Şam’a girdiği ve kendilerini Suriye Savaşı’nın muzafferi ilan ettiği günlerde kaleme aldığım 9 Aralık tarihli Suriye yazımda şöyle sormuştum:
“- Suriye’deki bu şiddetli sarsıntı asıl deprem mi, yoksa öncü mü?”
O tarihte uluslararası siyasi çevrelerde savaşın isyancı güçlerin zaferiyle bittiği ve dolayısıyla 13 yıllık çatışmalı dönemin sonlandığı görüşü hâkim idi. Halep ve Şam’ın düşüşünde büyük çarpışmalar yaşanmadığı için Ankara da dahil olmak üzere Batı başkentlerine bir memnuniyet havası egemendi. HTŞ lideri Ahmet el Şara lacileri giyiyor, Batılı liderler kendisiyle anlaşmalar yapmak üzere Şam’ı ziyarete hazırlanıyorlardı. Her şey sütliman görünürken “Suriye’de Esad’ın devrilmesi” ve isyancıların zaferini “öncü deprem” olarak nitelemem ne kadar doğru olabilirdi?
Gelgelelim Suriye’nin kıyı bölgelerindeki köy ve kasabalarda geçen perşembe gününden bu yana süregiden Alevi katliamlarının geldiği nokta üç ay önce yaşananın bir “öncü deprem” olabileceğini doğrular nitelikte. Bugünkü Alevi katliamlarına, olayların doğuş ve gelişim seyrine bakınca şu kanaate ulaşıyorum: Ülkenin resmi bir bölünmeye doğru ilerlediği şu günlerde Suriye’de, 2014 Irak’ına benzer bir durum var. Suriye’de birileri -Anglosaksonların “theatre” (tiyatro) dedikleri- askeri sahadaki koşulları “olgunlaştırmakla” meşgul sanki.
Suriye Savaşı 2024 yılı aralık ayında hemen hemen sakin denilecek bir şekilde sonlandığı için “mevzu kapandı” gibi düşünenler çoğunluktaydı. Uluslararası kamuoyunda bir “bahar” havası estirilirken katliam ve benzeri olayların yaşanma ihtimaline dikkati çekmiş, hatta “kötü günler bitti, şimdi sırada daha kötü günler olabilir,” demiştim. 9 Aralık tarihli yazımda şu ifadeleri kullanmıştım:
“Mevcut durum kendilerini Suriye’de muzaffer olarak ilan edenleri sevindirecek olsa da önümüzdeki dönemde yaşanabilecek zorunlu göç, etnik mübadeleler, katliam vd. artçı sarsıntılar vicdan sahibi her insanı üzmeyi sürdürecek. Ama bugün bakıp görünenin ötesinde bölgesel ve küresel sonuçları olacak bir sarsıntı yaşandığını hissediyorum.”
Suriye’de o tarihten bu yana yaşananlardan en büyük faydayı İsrail’in sağladığından yana kuşku yok. Suriye’de “yeni tampon bölge oluşturuyorum” diyerek askeri birliklerini stratejik Hermon Dağını ve Dera kırsalındaki el-Mal tepesine gönderip buraları kontrol eden, Dera ile Kuneytra kırsalları arasında bulunan yerleşimleri işgal eden ve Şam’a 26 km yaklaşan İsrail Beşar Esad’ın devrilmesinden en büyük faydayı sağladı, evet. Ancak bugün hazırlanmakta olan........
© T24
