menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Okunmak

16 0
29.01.2025

Diğer

29 Ocak 2025

13 Eylül 2023’ten beri 70 yazı yazmışım. Görüşlerine değer verdiğim bir arkadaşım son yazım üzerine şu yorumu yaptı:

“Mutlaka eleştiri ve öneri istersen, yazının belirli bir odağı olmadığını söyleyebilirim. Ama bu senin yazılarının belirgin özelliği ve ayırt edici bir yönü. Bana uymuyor ama hiç de fena bir şey değil, değiştirmeni tavsiye etmem.”

Hakkı var, bir başka arkadaşımda hep ironi kullandığımı söyler. Önceki arkadaşımın dediği gibi bir kişilik özelliği, belki okuyucunun düşünmesini gerektiriyor, fena mı!

Yazıların uzun olduğunu söyleyen, her birinden birkaç yazı çıkacağını yazan arkadaşlarım da var.

Doğan Nadi’nin Cumhuriyet gazetesindeki “bir dakika” sütununu hatırlayanlar bilir, gerçekten bir dakikayı geçmezdi o yazılar. Hap gibi yutardık.

Yazı yazmanın amacı bilgiçlik yapmak değil, gözlemlerini kendi zihin süzgecinden geçirip paylaşmak. Benim zihin süzgecim 82 yıllık olduğu için gözlemler yoğunlaşıyor ve öylece kâğıda geçiyor ve gördüklerimizde, yaşadıklarımızda çok tortu var. Bunları ince elemek gerekiyor.

Tüm bu yorumları yapan dostlara teşekkür ediyorum. Amacım okuyucunun vizyonunu genişletmesine yardımcı olmak. Kendi tarzımı değiştirmeden bir ara yol bulmaya çalışacağım.

Bugünün odağı tıpkı çok paranın başarı getirmediği gibi, çok bilginin de her zaman en iyi çözümü üretmediği.

Daha önce bir yazımda Hindistan’da 1956 yılında Başbakan J. Nehru’nun MIT modeli üzerine kurduğu “India Institute of Technology-IIoT” adlı eğitim kuruluşundan söz etmiştim. Bugün ülkenin çeşitli yerlerinde ve Abu Dhabi ile Zanzibar’da 25 IIoT faal durumda. Bu girişim Hindistan’a temel teknoloji alanında önemli güç sağlıyor. Bugün Hindistan temel bilimlerde çok güçlü. Bunu en önemli teknoloji şirketlerinin yönetiminde Hintlilerin görev almasında görüyoruz.

Bunun sonuçlarından birisini Engineers of India Ltd adlı kamu şirketiyle 31 Ekim 1984 günü yaptığım toplantıda genel müdür anlattı. Toplantı o dönemde OECD Development Centre’de çalışırken yaptığım araştırma ile ilgiliydi.

Tarihi bu kadar kesin hatırlamamın nedeni, toplantımızın genel müdüre gelen bir bilgiyle kesilmesidir. Gelen bilgi Başbakan İndra Ghandi’nin vurulduğu haberiydi. Görüşmemizden çok şey beklerken, o ana kadar aldığım bilgiyle yetinmek zorunda kaldım.

Bu kötü haber gelene kadar genel müdür, EILtd olarak geliştirdikleri teknikler sayesinde, kaynak aletiyle onarabildiklerini, çeşitli ülkeler arasında Kanada’nın bu tekniği öğrenmek için uğraştığını anlatıyordu. Tekrar edeyim, yıl 1984, yani bundan 31 yıl önce.

Hindistan teknoloji enstitüleri teknoloji ve mühendis yetiştirmeye devam ediyor, ancak dönemin ekonomi politikası kendine yeterlilik ve bir tür Sovyet Gosplan -merkez planlama- etkisinde. Bir tür karikatür örnek olarak, plastik ithalatına yol açmamak için, yerli ve milli saç veya tahta kova kullanılıyor. İkisinin de maliyeti plastik kovadan fazla. Tüketim talebi, büyümenin ürünlerini paylaşma arzusu böylece önleniyor. Kısaca, temel bilimlerdeki başarı imalata, yeni buluşlara yansımıyor. Adeta Türkiye’de belli kalitenin üstünde araçların ithalinin özel tüketim vergisiyle önlenmeye çalışılması gibi.

Bu haberin ardından Hindistan’ın her köşesinde olaylar, nümayişler başladı, trenler yakıldı. Benim projemin parçası olan, diğer mühendislik şirketleriyle yapacağım toplantılar iptal edildi.

Hindistan’dan........

© T24