menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

HIZLI YAŞA, GENÇ ÖL

8 0
07.01.2025

Önceki yüzyılda, çok değil çeyrek yüz yıl önce “Hızlı yaşa, genç öl, cesedin yakışıklı olsun” mottosu ilgi görürdü. Boş vermişlikle, ciddiyeti, eleştiriyle dalga geçmeyi, en önemlisi de neden sonuç ilişkisini içermesiyle, hayatın içinde çok somut bir duruma karşılık gelirdi.

Bugün “hızlı yaşa” kısmı var, gerisi şöyle oldu: “Genç ol, herkes sana baksın.”

Geçen hafta MHP lideri Bahçeli, DEM’in görüşme trafiğine ilişkin “Sırayı sözden eylem safhasına geçiş almalı” deyince uzun uzun düşündüm. Uzun uzun düşünmenin lüzumsuz sayıldığı günlerde hem de. Ben de bir acayipim.

Ortada ikili bir durum var; Bir yandan hızlı olan şeylerin sonucu tat vermez, demlenmek fiili oradan gelir. Çay demlenirse, pilav dinlenirse güzelleşir. Diğer yandan, sosyal durumlar akışkandır, süreç yavaşladıkça parametreler/ parazitler çoğalabilir.

Adı konmayan ancak “iç cepheyi bütünleştirme” hareketi diyebileceğimiz DEM, İmralı, TBMM süreciyle teröre son verme çabalarının analizinde eksik kalan yanları tamamlamak lazım;

Bir: Siyasal süreçler ve medya süreçleri iki farklı düzlemde işler. Myers medyanın siyaseti nasıl sömürgeleştirdiğini anlattığı “Medya Demokrasisi” kitabında bu farkın altını çizer. Çok önemlidir.

Siyasi süreçlerin sağlıklı sonuçlar doğurması için zamana ihtiyaç vardır, tartışma, anlama, anlaşılma, çözüm üretme ve bunu gerçekleştirme zaman isteyen işlerdir.

Zaman ise medya süreçlerinin düşmanıdır. Medya için haber sıcak olmalıdır, hemen, şimdi, çabuk olmalıdır. Zaman, haberi eskitir.

İmralı ile başlayan sürece medyatik telaşla bakmak hata olur. Medyatik telaş, Bourdieu’nün “Televizyon Üzerine”sinde ortaya koyduğu “fast thinker”ları üretiyor. Hızlı düşünen yorumcular, yakın görüşlü düşüncelerini dile getirmekten öteye gidemiyorlar. Dedikodu laflaması (medya seviyor), “konuşan kafalar” tanımını yerleştirmeye başladı.

Böyle bir ortamda, gerçeği ve bilgiyi aramak abes olur. Ekrana çıktığımda ben de bu sıkıntıyı yaşıyor, geriliyorum.

İki: Medya telaş sever ama devlet telaş sevmez. Macera hiç sevmez. Bir eylemin sonsuz sonuçlarını tasarlamadan bir eyleme geçmez. Dolayısıyla “süreç başladı, hızlı tamamlansın” denen konu, büyük olasılık başlangıç değil sonuçtur.

Bahçeli “Önümüzdeki günlerde çok şey değişecek” dediğinde, tarih Mayıs 2023’tü. DEM’in elini sıktığında ise Ekim 2024.

Bahçeli için çok şey söyleyebilirsiniz ancak “macera sever” diyemezsiniz.

Üç: Terör sorununun çözümünde elbette bölgedeki olayların akıbeti etken olmuştur ancak ondan çok daha etkili bir gerçeklik var: Terörü sadece siyasal, toplumsal ve ekonomik gerekçelerle açıklayanların atladığı şey, günümüzde terörün/ teröristin sosyo-psikolojik boyutlarının daha ağırlık kazanmış olması.

Terörist başının “evlenmek istediği” haberinin gerçek olup olmadığı aynı kapıya çıkar. “Düzenli yaşam”a duyulan özlemi belirtmekle, bu özlemi ona yakıştırmak benzerlik........

© SuperHaber


Get it on Google Play