Abdullah Öcalan’ın Düşmanları Kahreden, Dostları Coşturan Tarihi Çağrısı
MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin 22 Ekim 2024’te ezber bozan çıkışı üzerine PKK terörünün sona erdirilmesi için önemli bir kısmı kamuoyuna yansımayan çok yoğun bir süreç başladı. Bu dönemde yurt içinde, Irak, Suriye, İran ve çok sayıda başka ülkelerde yoğun faaliyetler yürütüldü. Süreci zehirleyecek veya takoz olacak olan etki ajanları zapturapt altına alındı.
Suriye’nin yeni yönetimi, Irak hükümeti dahil Erbil ve Süleymaniye yönetimleri ile farklı şekilde, doğrudan ve dolaylı önemli temaslar sağlanarak geniş çaplı ve derinlemesine koordinasyon kuruldu. Süreç titizlikle ve dantel gibi ilmek ilmek işlendi.
Devlet Bahçeli’nin süreç konusunda ısrarı ve yakın takibi, halkımız üzerinde büyük bir güven atmosferi oluşturdu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kararlılığı bu atmosferi daha da sağlamlaştırdı. Devlet içindeki disiplin ve uyum her noktada kendini hissettirdi. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve MİT Başkanı İbrahim Kalın gece gündüz çalıştılar.
Hayatının 25 senesi hapiste geçen Abdullah Öcalan’ın bu süreçte kendini, süreci ve terör örgütünü sorgulaması da kritik önemdeydi.
Neticede, 27 Şubat 2025 günü DEM heyetinin İmralı’da Abdullah Öcalan ile görüşmesinden sonra İstanbul’da bir otelde saat 17:00’de düzenlenen büyük çaplı bir basın toplantısı ile Öcalan’ın, terör örgütlerinin çatısı olan “KCK Lideri” sıfatıyla yaptığı tarihi çağrı dünyaya ilan edildi.
Öcalan’ın bu çağrısı Türkiye tarihinin dönüm noktalarından biridir. Türkiye, dostları sevindirecek, düşmanları çılgına çevirecek kritik bir eşiği geçmektedir.
Bu vesile ile Abdullah Öcalan'ın çağrısında en çok dikkatimizi çeken bazı bölümlere özellikle dikkat çekmek istiyoruz.
Öcalan, önce PKK terör örgütünü niçin kurduğunu izah ediyor ve "PKK; tarihin en yoğun şiddet yüzyılı olan 20. asrı, iki dünya savaşı, reel-sosyalizm ve dünya genelinde yaşanan soğuk savaş ortamları, Kürt realitesinin inkarı, başta ifade olmak üzere özgürlükler konusunda yasaklardan kaynaklı oluşan zeminde doğmuştur” tespiti yapıyor.
Bunu söyledikten sonra hemen devamındaki cümlelerde ise artık PKK’nın niçin kendini feshetmesi gerektiğinin gerekçesini izah ediyor. “Teori, program, strateji ve taktik olarak yüzyılın reel-sosyalist sistem gerçeğinin ağır etkisinde kalmıştır. 1990'larda reel-sosyalizmin iç nedenlerle çöküşü ve ülkede kimlik inkarının........© Stratejik Düşünce Enstitüsü
