Volkan Konak
Kuzeyin oğlu Volkan Konak 58 yaşında yaşamını yitirdi. Konak’ın ani ölümü milyonları yasa boğdu.
2011 yılıydı galiba, abuk sabuk bir mevzu yüzünden üç yıla kadar hapis istemiyle dava açmışlardı Volkan Konak’a, ilk kez o vesileyle yüzyüze tanışmıştım. Çok da şaşırtıcı değildi dava açılması, çünkü biat edip “sanatçık” olmamıştı, sanatçı olmakta ısrar ediyordu. “Sanatla uğraşan insan dalkavuk olmamalı” diyordu. Saraylara yılışmıyordu, lafı eğip bükmüyordu, kula kulluk edeni “sığır”a benzetiyordu. “Mustafa Kemal’i sevmeyenle ahbaplık etmem” diyordu, “neymiş efendim, bazıları Anıtkabir’i ziyaret etmiyormuş, aman etmesinler, zaten onlar girerse Anıtkabir’i dezenfekte etmek lazım” diyordu. İki tane konser bileti satmak için kimseye boyun eğmiyordu, “türküleri gibi asil Anadolu insanını kendi amaçlarına alet eden dinci faşistler beni dinlemesin” diyordu. “Yere tüküren, kadın döven, ambulans geçerken tüyleri diken diken olmayan, beni dinlemesin” diyordu. Parayla satın alamadılar onu, “al şu balyaları, reklamımızda oyna” dediler, yandaş markayı elinin tersiyle itti, kabul etmedi. Yunus Emre’nin düsturuyla, “paylaştığın senindir, biriktirdiğin değil” felsefesiyle yaşıyordu, ben tee o yıllarda onu yazdığımda bile 50 yetim çocuğu okutuyordu, sanırım şu son dönemde okuttuğu çocuk sayısını 100’e çıkarmıştı, “babaları yoksa amcaları olurum” diyordu. Adamdı. Adam gibi yaşadı. Her daim samimi, hep sahiciydi, Karadeniz’in harbi delikanlısıydı.
★
Son nefesini verdiği anda, müftü sıfatını taşıyan bi herif ne dedi, “gebermiş” dedi, “dinimize düşmandı” dedi, iktidar partisinden belediye başkanı olmuş bi başka herif ne dedi, “Karadeniz’i de kirletir, cesedini Hindistan’daki Ganj nehrine atsınlar” dedi, kafasına fes takıp yandaş televizyonda program yapan bi başka din bezirganı ne dedi, “günah işliyordu” dedi, “Bu Volkan Konak gibiler, mahallenin gençliğini kerhaneye götürüp zina ettirir, alkole alıştırır” dedi, milli eğitim müdürü sıfatını taşıyan sözde eğitimci ne dedi, “pontusçuydu” dedi, “içip içip sapıtıyordu” dedi, “öldüğümde beni yakın diye vasiyet etmiş, yavaş yavaş yakılsın” dedi, profesör unvanlı yandaş akademisyen ne dedi, “arkasından rahmet okunmamalı” dedi.
★
“Kindar nesil” vizyonuyla Türkiye’yi getirdikleri yer işte burası... Sadece hukukunu, demokrasisini kaybetmedi bu ülke, insanlığını kaybetti, insanlıktan çıktı. Hiç tanımadığı halde, her güzel insandan, her iyi kavramdan nefret eden, nefret kusan, hastalıklı bir kitleyle bir arada yaşıyoruz.
★
Hatırlayalım lütfen... Hatırasıyla onur duyduğumuz Levent Kırca vefat etti mesela, “müslümanlara zehir saçan alkolik tiyatrocu öldü” diye yazdılar. Dünyaca ünlü sopranomuz, La Diva Turca, Leyla Gencer vefat etti, vasiyeti üzerine bedeni yakılıp İstanbul Boğazı’na serpildi, “pislik küllerinizle suyumuzu kirletmeyin” diye yazdılar. Zeki........© Sözcü
