Sessiz Çöküş
Türkiye’nin kırsal alanları bir süredir sessiz bir çöküş yaşıyor. Tarım ve hayvancılığa dayalı üretim, yanlış politikalar, artan maliyetler ve yetersiz destekler nedeniyle ayakta kalamıyor. Çiftçi için üretmek artık bir kazanç değil, yük haline gelmiş durumda. Bu yüzden gençlerin köyde kalması neredeyse imkânsız hale geldi. Daha iyi bir yaşam hayaliyle şehre göç edenlerin ardından, köylerde geriye yalnızca yaşlı nüfus kaldı. Çok geçmeden bu köylerin de birer birer haritadan silinmesine tanık olacağız.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileri, son 20 yılda köy nüfusunun yarıdan fazla azaldığını söylüyor. Ama rakamların ötesinde çıplak gerçeği görmek için istatistiğe gerek yok. Köyler boşalıyor, tarlalar ekilmiyor, ahırlar kapalı. Yakında “köy” diye bir kavramı yalnızca tarih kitaplarında okuyacağız.
Köyler bir ülke için çok önemlidir çünkü köyler biterse tarım biter. Gıda üretiminin azalması, ülkenin dışa bağımlılığını hızla artırır. Kendi kendine yetemeyen bir ülke, kriz zamanlarında açlıkla sınanır. Doğa da bu yok oluştan payını alır. Köyler boşaldıkça toprağın dengesi bozulur, hayvanların yaşam alanı daralır, ormanlar ve su kaynakları baskı altında kalır.
Köylerin yok olması, sadece ekonomik değil kültürel bir yıkımdır da. Yüzyılların gelenekleri, halk bilgeliği, imece kültürü ve toplumsal dayanışma köylerle birlikte yok olacak.........
© Sözcü
