Kalkınmanın anahtarı yeniden Köy Enstitüleri olabilir
Türkiye’de tarım ve hayvancılık sektörü ne yazık ki çok kötü durumda. Köylerimizin, köylülerimizin ve çiftçilerimizin durumu ortada. Eğitim sistemi desen, yıllardır eleştirilmeyi hak eden birçok eksiklikle dolu.
Geçmişte, Türkiye’nin kalkınma hayallerine can suyu olmuş Köy Enstitüleri geliyor aklıma. Bu eğitim kurumları köylerde eğitimin, tarımın ve modernleşmenin sembolüydü. Düşünsenize, köylünün toprağına bilimle, eğitimle dokunmak; genç zihinlere hem teoriyi hem pratiği öğretmek...
Köy Enstitüleri hem eğitim sistemimizde hem de kırsal kalkınmada devrim niteliğindeydi. Bunlar, 1940-1954 yılları arasında köy çocuklarına ve köylülere hem akademik hem de pratik eğitim vermeyi amaçlayan eğitim kurumlarıydı.
Fikir babaları olarak genellikle dönemin İlköğretim Genel Müdürü İsmail Hakkı Tonguç ve dönemin Milli Eğitim Bakanı Hasan Âli Yücel anılır ancak Köy Enstitüleri'nin temelleri, Atatürk'ün eğitim politikaları ve köylere yönelik kalkınma vizyonu sayesinde atılmıştır.
Atatürk, Türkiye'nin modernleşme sürecinde eğitimin ve kırsal kalkınmanın önemini çok iyi biliyordu. Bu nedenle, Cumhuriyet'in ilk yıllarından itibaren köy okulları açılmasına büyük önem vermişti.
1930'larda uygulamaya konulan “Eğitmen Kursları” ile köy öğretmenlerinin yetiştirilmesi çalışmaları, Köy Enstitüleri'nin kurulmasına giden yolda önemli bir adımdı.
Köy Enstitüleri, Atatürk’ün........
© Sözcü
visit website