Çanakkale geçilmez!
Tarih sahnesinde öyle anlar vardır ki, yalnızca bir savaşın değil, bir milletin kaderi yeniden yazılır. 18 Mart 1915, işte o günlerden biridir.
Düşman topları boğazı döverken, çelik gemiler karanlık sularda ilerliyordu. Mehmetçik açtı, susuzdu, yorgundu, cephanesi yoktu, kan kaybediyordu ama düşmana verecek bir karış toprağı yoktu ve asla vazgeçmeyecekti! Çünkü karşısında yalnızca silah değil, namusuna, bağımsızlığına ve şerefine göz dikmiş bir ordu vardı. Ve bu ordu her ne pahasına olursa olsun Çanakkale’yi geçemeyecekti.
Mustafa Kemal Atatürk, “Ben size taarruzu değil, ölmeyi emrediyorum!” dediğinde, asker duraksamadı, bir adım bile geri çekilmedi! Mehmetçik, dünyanın en güçlü ordularına "Dur!" dedi ve o gün, düşman zırhlıları boğazı geçmeye yeltendiğinde gözünü kırpmadan ölüme yürüdü. Türk milletinin kaderi yeniden yazılıyordu.
18 Mart 1915’te Türk milleti, tarihe altın harflerle kazınacak bir zafer kazandı! Kanla vatan aşkıyla yoğrulmuş bir destan… Çünkü toprak, üzerinde yaşayanların değil, uğruna can verenlerin vatanıdır! Ve Çanakkale, aziz şehitlerimizin kanlarıyla vatan kılınmış mukaddes bir yerdir!
Bugün hâlâ bu topraklarda özgür yaşıyorsak, bu bayrak dalgalanıyorsa, Mustafa Kemal Atatürk ve kahraman Mehmetçikler sayesindedir! Çanakkale’de yatan 250 bin........
© Sözcü
