menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Ruj etkisi

27 1
12.11.2025

Ruj, basit bir kozmetik üründen çok daha fazlasıdır. Tarih boyunca kadınlar için güç, özgüven ve kendini ifade etme biçimi olmuştur. Marilyn Monroe’nun kırmızı ruju bunun en bilinen örneğidir. Bu sadece estetik bir tercih değil, özgüvenin, zarafetin ve meydan okumanın birleşimidir.

Rujun tarihi, kadınların toplum içinde görünür olma mücadelesiyle paralel ilerler. Binlerce yıl önce Mezopotamya’da ezilmiş taşlardan yapılan ilk rujlar, süs eşyasından çok statü göstergesi olarak kullanılıyordu. Antik Mısır’da Kleopatra’nın kurutulmuş böceklerden elde ettiği kırmızı pigmentleri dudaklarına sürmesi hem cazibenin hem de gücün sembolüydü. Yüzyıllar geçmesine rağmen ruj, hâlâ kadının en küçük ama en güçlü sembolü.

Bugün kırmızı ruj cesareti, pembe zarafeti, koyu tonlar ise kararlılığı anlatır. Psikolojik araştırmalar, ruj süren kadınların kendilerini daha güçlü, özgüvenli hissettiklerini söylüyor. Bu durum, ekonomik kriz dönemlerinde dahi değişmiyor.

Tarihte savaş, salgın ya da ekonomik durgunluk zamanlarında ruj satışlarının düşmemesi, bu gerçeğin dikkat çekici bir göstergesi.

Hatta ekonomide “ruj etkisi (lipstick effect)” diye bir terim var. Bu terim ilk kez 2000’li yılların başında Estée........

© Sözcü