Devlet Bey büyüğümüz!
Sevgili okurlarım, bu memleket 1980’li yıllardan bu yana PKK terörü ile boğuştu, binlerce şehit verdi. Bu terörün başladığı ilk yıllarda bizim Devlet Bey henüz ortalıkta yoktu, olsa bile söz sahibi değildi.
Sonra aradan yıllar geçti, “Türk milliyetçisi” partinin genel başkanı olarak devreye girmek zorunda kaldı!
Gerçekten de PKK terörünü bitirse bitirse ancak Devlet Bey bitirebilirdi!..
Ve kendisini feda edercesine öne atılmak zorunda kaldı!
Günün birinde ansızın Meclis’te DEM milletvekillerinin yanına gidip ellerini sıktı, “Keşke Apo günün birinde Meclis’e gelip konuşma yapabilse” falan dedi.
Eskiden en ağır sözlerle hitap ettiği Apo’dan “PKK’nın kurucu önderi” diye söz etmeye başlayıp Türk Milleti’ni şaşırttı.
Şimdi yaşamakta olduğumuz şu olaylar sonrasında önemli bir gerçek ortaya çıktı.
Devlet Bahçeli PKK ile zaten barışmış ve barış çubuğu yakmıştı.
★★★
Hepimizin büyüğü olan bu beyefendi barışçı tavrını sonraki aşamalarda da sürdürdü. Durum artık anlaşılmış, yapılan siyasi hesapları ortaya çıkmıştı.
Bir yanda Recep Tayyip’le Cumhur İttifakını sürdürecek, ancak bu ittifakın arasına Apo ekibiyle birlikte DEM’i de katmaya çalışacaktı...
Çünkü AKP-MHP koalisyonu halk nazarında çuvallamıştı. Seçim zamanı artık yaklaşıyordu. Bu ikiliye yeni bir payanda arayıp bulmak gerekiyordu.
Devlet Bahçeli büyüğümüz bu konuda başrole soyundu, temel anlayışı Kürtçülükten başka bir şey olmayan PKK-DEM ikilisine yanaşmak zorunda kaldı...
Çünkü iktidar er veya geç onların oylarına muhtaç kalacak, aksi takdirde iktidar gücü ilk seçimde ellerinden kayıp gidecekti.
★★★
Dün Meclis’te partisinin Grup toplantısında yaptığı konuşmaya, savunduğu görüşlere bir........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Robert Sarner
Mark Travers Ph.d
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon