NATO İttifakı Çatırdıyor, Avrupa Savaşı Sürdürmek İçin Yol Arıyor – Emre Güntekin
Geçtiğimiz hafta Beyaz Saray’da Trump-Vence ikilisinin Zelenski’ye attıkları fırça, NATO blokundaki derin çatlakları iyice su yüzüne çıkardı. Ortaya çıkan manzarayı kasabanın şerifi gibi davranan Trump ve Vence ikilisinin fevri bir çıkışı olarak tanımlamak tek başına yeterli değil. Evet, Trump yönetimi gelinen noktada 3 yıldır ABD ve AB’nin açık desteğiyle Rusya işgali karşısında ayakta kalabilen Zelenski rejimini daha fazla sırtında taşımak istemiyor. Nadir toprak elementleri için dayatılan anlaşma verilen desteğin bir diyeti olarak rejimin önüne çıkarıldı; ancak Zelenski ABD’nin gelecekteki güvenlik garantisini anlaşmanın bir koşulu olarak, üstelik medyanın önünde ve söylenildiğine göre bunun dile getirilmemesi yönündeki tüm telkinlere rağmen tekrarlayınca Trump için köprüleri atmak adına önemli bir koz ele geçmiş oldu.
Ancak, Zelenski’ye atılan fırça esas olarak Trump yönetiminin başta vurguladığımız üzere Avrupalı ve NATOcu müttefikleriyle arasında sık sık dile vuran gerilimi belirginleştirmesi bakımından dikkate değerdir. Trump ilk başkanlık döneminde de özellikle Almanya ve Fransa gibi Avrupa ülkeleriyle gerilimli bir ilişki tarzı geliştirmişti. Şimdi ise tehditler ve restler havada uçuşurken; diplomatik inceliklere gerek duyulmadan herşey gözümüzün önünde cereyan ediyor. Daha ilk andan itibaren Panama Kanalı, Grönland, Kanada ve Meksika Körfezi üzerindeki hak iddialarının yanında; gümrük tarifelerinin artırılması yönünde atılan adımlar Trump’ın geleneksel ortaklarını tam bir tabiyet ilişkisi etrafında hizalamak istediğini ortaya koyuyor. Elbette buna karşı bir direnç gelişmesi de emperyalist rekabetin doğasında yatıyor ve Avrupa şimdi ABD’nin liderliği olmadan yönünü nasıl belirleyeceğinin sancılarını yaşıyor.
Çatırdayan İttifak ve Avrupa’nın Yön Arayışı
ABD’nin askeri gücünün garantörlüğü Avrupalı ortakları için II. Dünya Savaşı’ndan bu yana önemli bir sigortaydı. Trump yönetimi için ise bu artık taşınması mümkün olmayan bir yük. Geçmiş döneminde de sıklıkla NATO ülkelerinin askeri harcamalarının milli gelirlerine oranla düşük olmasından şikayet ediyordu. Trump, Zelenski ile yaşadığı gerilimin ardından soluğu arayı bulmak için Beyaz Saray’da alan İngiltere Başbakanı Keir Stermer’â alaycı bir tarzla “Rusya’yı tek başına yenebilir misiniz?” diye sorarken bu hoşnutsuzluğunu ima ediyordu.
Macron ve Stermer, Zelenski’nin aşağılanmasının ardından arabuluculuk yapmak amacıyla Beyaz Saray’ın kapısını aşındırırken sonuç alamadılar ve Pazar günü Londra’da gerçekleştirilen zirve ile Ukrayna meselesine dair yeni bir yön arayışına giriştiler. Bir yandan gönüllüler koalisyonu oluşturularak Ukrayna’ya asker gönderme yönünde niyet beyan edilirken; diğer taraftan iki ülke arasında bir aylık bir ateşkes yapılması planı öne çıktı. Zirvenin diğer bir derdi de Trump yönetiminin Ukrayna’ya desteğin sürdürülmesi yönünde ikna edileceğiydi. Nitekim masada yer alan birçok ülke ABD’nin askeri ve politik desteği olmadan bu savaşın daha fazla sürdürülemeyeceğinin farkında. İtalya Dışişleri Bakanı Antonio Tajani tarafından yapılan açıklamayla Meloni yönetimi ABD’siz bir plana mesafeli yaklaşacağını göstermiş oldu: “Adil ve özellikle de kalıcı bir barışa ulaşmak için Avrupa ve ABD’nin Ukrayna ve Rusya ile masaya oturarak her şeyi birlikte yapması gerektiğine inanıyorum. Dolayısıyla ne yapacağımızı, nasıl yapacağımızı görmek için henüz erken.”. Trump’ın ruh ikizi Orban da Oval Ofis’te yaşanan tartışmanın ardından Trump’ın “barışın yanında cesurca durdu”ğunu dile getirdi ve Rusya ile doğrudan görüşülmesini önerdi. Orban’ın AB içinde Trump’ın bir truva atı olup olmadığı tartışması, birliğin kendi içerisinde karar alma mekanizmalarının sorgulanmasına da yol açıyor.
Gelinen nokta, Beyaz Saray faciasının ardından Zelenski’ye coşkulu bir destek yarışına giren Avrupa ülkelerinin askeri harcamalar için pamuk elleri daha fazla cebine atmasını gerektiriyor. Bu yönde ilk adım AB tarafından atıldı ve Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula Von Der Leyen tarafından 800 milyar euroluk bir silahlanma harcamasının gerçekleştirilmesinin planlandığı açıklandı. Buna göre AB üyesi 27 ülkenin askeri........
© Sosyalist Gündem
