Bakışın Ahlakı
“Görmek, dokunmadan sevmektir.”
Görmek; sadece gözle yapılan bir eylem değildir.
Bir yüzü, bir ağacı, bir ışığı, bir gökyüzünü izlerken, aslında kendimize bakarız.
Birine, bir şeye, bir güzelliğe nasıl baktığımız; kim olduğumuzu sessizce anlatır.
Çünkü göz, insanın en dürüst aynasıdır.
Bazıları bakar, tüketir.
Bazıları bakar, büyülenir.
Ama bazıları vardır ki, sadece görür.
Görür ama sahip olmaya çalışmaz; güzelliği tüketmek yerine, ona tanıklık eder.
İşte o an, bakış bir ahlaka dönüşür.
Fotoğraf da böyledir.
Makineye değil, kalbine hâkim olan fotoğrafçı bilir bunu.
Bir kareye dokunmadan, bir yüzü istiflemeye çalışmadan, sadece onun hikâyesine tanık olur.
Çünkü bilir ki güzellik, temasla değil mesafeyle var olur.
Bir şeyi çok yakından görmek, bazen onu kaybetmektir.
Güzel bir kadın, bir çiçeğin solgun yaprağı, gün batımının kızıllığı ya da denizin ışıkla kurduğu dostluk...
Hepsi birer davettir.
Ama bu davet, “sahip ol” diye değil; “fark et ve geç” der.
Çünkü güzelliğin özü, dokunulmamış olanda saklıdır.
Bir bakış, sınırını bildiğinde saygıya; sınırını unuttuğunda hırsa dönüşür.
Biz........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
Daniel Orenstein
John Nosta
Rachel Marsden
Joshua Schultheis